Altılı Masa zirvesini dışarda bekleyenler, CHP grubundakiler, hep bir ağızdan Nâzım’ın ünlü şiirinden bestelenen şarkıyı söylüyordu: “Çocuklar inanın/ inanın çocuklar/ güzel günler göreceğiz/ güneşli günler.”
Şiirin adı “Nikbinlik”tir; yani “iyimserlik”… 1930’da, “Büyük Şair”in Mayakovski etkisinde olduğu dönemde yazılmıştır. Türkiye iki dünya savaşı arasında yoksuldur. Usta’nın o şiirdeki deyişiyle, “…soframıza haftada bir et gelir/ Ve çocuklarımız işten eve sapsarı iskelet gelir.”
İşte bu koşullarda iyimserlik aşılar Şair: “Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar/ ışıklı maviliklere/ süreceğiz.”
Sonrası malum: “Umudun şairi”ni hapsettiler; “isyana teşvik”ten 28 yıl hapis verdiler. 12 yıl aralıksız yattı. Türkiye’yi terk etti; sürgünde, vaat ettiği güzel günleri göremeden öldü.
Şimdi onun yarım kalmış düşünü tamamlamak, bu karanlıktan çıkıp motorları maviliklere sürmek için bir şansı var, o çocukların…
Fakat korku salanlar da boş durmuyor. Kılıçdaroğlu’nun gruptaki duygusal konuşması ne kadar umut vericiyse Bahçeli’nin grupta Amedspor’a linç girişimini övmesi de o kadar dehşet vericiydi. Anlaşılan bu seçimde sadece iki aday, iki ittifak değil, devlet içindeki iki ana damar da kıyasıya yarışacak. O damarlardan ilkini iyi tanıyoruz: Ölümü gösterip sıtmaya razı ederek toplumsal tepkiyi baskı altında tutmaya dayalı bir sermaye bekçiliği… Faili meçhul cinayetlerle, suikast ve tehditlerle, baskıcı ve inkârcı siyasetlerle bugüne kadar geldiler. Ama yolun bittiğini de gördüler. Şimdi sadece halkın büyük kesimi değil, devletin akılcı kanadı da değişim vaktinin geldiğini görüyor. Kılıçdaroğlu’na içerden bilgi aktaranlar, çevresindeki koruma zincirini artıranlar onlar…
Bu aşamada, ülkücü kökenli CHP’li Alaaddin Aldemir’in, “Bir mafya grubu üzerinden Kılıçdaroğlu’na hamle yapılacağıyla ilgili duyumlarım var” demeci önemli… “Bu ateş hepimizi yakar” uyarısı da öyle…
O mafya grubunu tanıyoruz. Hükümet emrinde çalıştığını, daha önce de pek çok kirli operasyonlara karıştığını biliyoruz.
Eğer bu karanlığın ilelebet süreceğini zannedenler, sandıkta kaybedeceklerini görüp kaos planını devreye sokmaya kalkışırsa o ateşte kendilerinin de yanacağını bilmeli. Biz de bütün gücümüzü birleştirerek, gün be gün daha da büyüyerek kolay lokma olmadığımızı göstermeliyiz. Şimdi temkini elden bırakmadan, “nikbin” olacağız. Ve sonunda “…güzel günler göreceğiz; güneşli günler…”