Esnafla, Suriyeli mülteciler arasında çıkan ufak kavgayı gerekçe gösteren polis, mültecileri sığındıkları cami bahçesinden zorla çıkardı. Mülteciler ara sokaklara dağıldı.
İzmir’e mülteci akınının başladığı ilk günden beri mültecilere ev sahipliği yapan Basmane Çorakkapı Camisi’ndeki mülteciler, polisler tarafından dışarı çıkıldı. Bölge esnafıyla, Suriyeli mülteci arasında çıkan ufak çaplı kavgadan sonra camiye gelen karakol polisi cami bahçesinde kalan mültecileri zorla dışarı çıkardı. Polisin bir diğer gerekçesi de günün Cuma olması ve Cuma namazı dolayısıyla insanların abdest alacak ve namaz kılacak yer bulamaması.
POLİSTEN KAMP TEHDİTİ
Tercüman aracılığıyla konuşan polisin çıkmamaları halinde zor kullanacağını belirtmesi üzerine mülteciler camiden çıkmak zorunda kaldı. Mültecilerin ‘Nereye gideceğiz peki biz’ sorusu da cevapsız kaldı. Ayrıca polislerin konuşmalarında ‘Sokakta yaşamanız halinde göz altına alınıp önce geri gönderme merkezine ardında da kamplara yollanırsınız’ şeklinde tehdit ettiği de görüldü. Çantalarını ve battaniyelerini toplayan mülteciler cami bahçesinden çıkarak çocuklarıyla birlikte Basmane’nin ara sokaklarına geçti. Avrupa’ya gitmeye çalışan mülteciler, otellerde kalacak paraları olmadığı için Çorakkapı Camisi’nin bahçesine sığınıyorlardı. Öte yandan Basmane’de bulunan diğer camilerin bahçelerine de mülteciler sokulmuyor.
İzmir Basmane’deki mültecilerin yaşam koşulları için harekete geçen Halkların Köprüsü Derneği, MÜLTECİ – DER, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, SES İzmir Şubesi, İHD İzmir Şubesi, TİHV İzmir Temsilciliği, MAZLUMDER İzmir Şubesi, ÇHD İzmir Şubesi, ÖHD İzmir Şubesi ise birlikte Basmane’deki mülteciler konusu ile ilgili ortak basın açıklaması yayınlamıştı Basın açıklaması şöyle:
“Basmane’de yaşanan insanlık dramını, tüm uyarılarımıza rağmen devlet yetkilileri görmezden gelinmeye devam ediyor.
Son sözü ilk söyleyelim. Biz Türkiye’nin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne konulan coğrafi sınırlamayı kaldırılarak sadece Avrupa’dan gelen mültecilere değil, geçici koruma altındaki Suriyeliler de dahil olmak üzere savaş, zulüm ve insan hakları ihlallerinden kaçan ve uluslararası koruma ihtiyacı olan herkese kalıcı çözüm sunması ve mülteci statüsü vermesi gerektiğine inanıyoruz. . O yüzden de savaştan kaçan Suriyeli kardeşlerimizden göçmen, sığınmacı, geçici korumadakiler, misafirler olarak değil mülteci olarak bahsediyoruz.
Yetkililer, uluslararası sözleşmelere aykırı bir şekilde İzmir’in kapılarını mültecilere kapatmaya çalışıyor. Yüzlerce mülteciyi zorla, mültecilerin ‘açık hava hapishanesi’ dedikleri ve gitmek istemedikleri kamplara yolluyor. Buna rağmen binlerce Suriyeli mülteci Basmane’nin ara sokaklarında yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. Sokaklarda, parklarda, cami bahçelerinde yaşayan mültecilerin sorunları her geçen gün artarak devam ediyor.
Mültecilerin var olan sorunlarını tespit edebilmek ve çözüm önerilerini geliştirebilmek için Halkların Köprüsü Derneği olarak Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği ve İnsan Hakları Derneği ile birlikte sağlıkçılardan ve tercümanlardan oluşun 20 kişilik bir ekiple geçtiğimiz pazar günü bir saha ve sağlık taraması yaptık. Bugün yaptığımız taramanın sonuçlarını buradaki bütün derneklerle birlikte kamuoyula paylaşıyoruz.
Sokaklarda, kaldırımların üzerinde yaşamak zorunda kalan mültecilerin acil kişisel hijyen, temizlik ve gıda ihtiyacı var. Aksi takdirde salgın hastalıklarla karşılaşabiliriz. Bu insanlar, bu sıcakta aylardır banyo yapmadan, temiz bir tuvalete erişemeden aç susuz sokaklartalar.
Kısıtlı da olsa parası olan Suriyeli mülteciler gıda alabiliyor. Pek çok insan çevreden bir yardım görmedikçe karınlarını doyuramıyor. Küçük bebekler anne sütü olmadan, mama olmadan hayatta kalmaya çalışıyor. Pek çok gebe kadın bu korkunç koşullarda kendini ve karnındaki bebeği beslemeye çalışıyor.
Otel ve gıda fiyatları normalin çok üzerine çıkmış durumda.
Kendilerine İzmir’de başlarını sokacak bir yer gösterilmediği için sokaklarda yaşayan mülteciler, sürekli tozla, nemle ve sıcak havayla baş etmek zorunda kalıyor. Kaldıkları bölgelerde halka açık ücretsiz tuvaletler olmadığı için ya camilerin ücretli tuvaletlerini ya da sokakları kullanmak zorundalar!
Birisi bize açıklasın! Neden İzmir Fuar’ı kapılarını bu insanlara kapattı? Bu insanlar diplerindeki Fuar’da ağaçlarının gölgesinden, musluklardan, duşlardan, tuvaletlerden neden faydalanamıyor?
Şöyle soralım; bir deprem olsa, İzmirliler sokakta kalsa Fuar’a giremeyecek miydik? Seyyar tuvaletler, banyolar kurulmayacak mıydı? Bir tas çorba dağıtılmayacak mıydı? Gezici sağlık istasyonları olmayacak mıydı? İhtiyacı olana ücretsiz ilaç verilmeyecek miydi?
Bu aç ve açık bırakan savaşın depremden ne farkı var? Suriyelilerin İzmirlilerden ne farkı var? Gözyaşları aynı renk değil mi?
Çok açık ki katastrofik bir durumla karşı karşıyayız. Milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye sığındı ve yüzbinlercesi İzmir’de.
Yetkililer hergün onlarca hatta yüzlerce Suriyeliyi istekleri dışında kamplara gönderseler de hergün binlerce yenisi geliyor.
Gerçekle yüzleşmek için ne bekliyoruz?
Sokaklarda yaşamak zorunda kalan bu insanların dörtte biri çocuk. Çocuklarda üst ve alt solunum yolları infeksiyonları var. İshal, gatroenterit var. Bit var. Uyuz var. Yüzlerinde ellerinde bacaklarında enfekte yaralar var. Aşılanmamış bebekler var. Hiç sağlık kontrolünden geçmemiş gebeler var. Pek çok erişkinde şeker, kalp, hipertansiyon gibi kronik hastalıklar var…
Burası İzmir: Demokrat İzmir, Özgürlüklerin şehri İzmir, bir kadın kenti İzmir, Bin yıllardır her türlü göçü almış İzmir!
İzmir ülkemizin karşı karşıya olduğu bu çok zorlu sınavda üstüne düşeni yapabilecek şehirlerin en başta gelenlerindendir.
İzmir Valiliğini, AFAD’ı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni ve Konak Belediyesi’ni göreve çağırıyoruz.
İzmirlilerin gösterdiği dayanışmayı sahiplenin. Mültecilere sahip çıkın. Yasal görevlerinizi yerine getirin.
İzmir mülteci dostu bir kenttir. Yöneticileri de öyle olmalıdır.
Basmane sokaklarında, kaldırım üstünde kavrulan bu insanların tuvalet, banyo, yiyecek ve su sorunlarını çözün. İzmir Fuarı’nın kapılarını mültecilere açın.
Sağlık hizmetlerini bu insanların ayağına götürün. Onların size gelecek gücü yok.
Mobil sağlık hizmeti ile aşılama, gebe izlemi, kronik hastalık takibi, ilaç ihtiyacının belirlenmesi gibi birinci basamak sağlık hizmetlerini karşılayın.
Çocuklara süt dağıtın.
Bu insanlık dramını seyretmeyin!
Sizin İzmir’i ihya etmek için, şahane fuarlar düzenlemek için çok zamanınız var ama bu insanların yok!”
Evrensel, Mülteci-der