Doğrusu bu videoyu çekmekte bile kararsızım: Çünkü Muharrem İnce’nin nasıl olursa olsun kendisinden bahsedilmesini istediğini, her polemikte sevindiğini, gündemde kalarak oy kazanmaya niyetlendiğini düşünüyorum. Aleyhinde bile olsa açılan her tartışma, onu vazgeçmeye davet eden her çağrı, bir şekilde popülarite kazanmasını sağlıyor ve öncelikle ona, son tahlilde de Erdoğan’a yarıyor.
2018 Mayıs’ında Kılıçdaroğlu, partisinin cumhurbaşkanı adayını açıklarken, “Gel bakalım buraya” dediğinden beri Muharrem İnce, kamuoyunun önünde… Bu “gel bakalım” takdiminden gocunduğunu birkaç kez hissettirmişti. Ancak seçim sürecinde o kırgınlıklar ertelendi. İnce, gerçekten de kampanya boyunca çok çalıştı, gittiği yerlerde kitleleri ayaklandırdı. Ancak o gün milyonların meydanlarda toplanmasını, partisinin değil, kendisinin sağladığı gibi bir yanlış inanca kapıldı. Oysa insanların çoğu, onu dinlemek için değil, Erdoğan’dan kurtulmak için toplanmışlardı. Bunu anlamadı.
Bu temel yanılgı, güçlü egosuyla birleşince, onu adaylığa sürükledi. “Kazanamam ama ikinci turda pazarlığa otururum” diye düşündü. Seçim gecesi ortadan kaybolma skandalını unutturabileceğini sandı. Şimdi, dün kendisi için kampanya yapan insanlara, adaylıktan vazgeçirmeye çalışan sanatçılara çıkışıyor; bir dönem Kenan Evren’in, sonra Devlet Bahçeli’nin kullandığı “Boğazda viski içenler”, “sözde sanatçılar” hakaretlerinden medet umuyor.
“İhtirası, potansiyelinin önünde giden siyasetçi” vakası bu… Ancak gülüp geçecek noktada değiliz; çünkü Tik-Tok dansçılarınca beslenen bu ihtiras, Türkiye’nin tarihi seçiminde bir halkın geleceğine malolabilir. İnce, belki CHP’ye duyduğu öfkeden, belki AKP’nin elindeki bir kozdan çekindiğinden ya da aşırı özgüvenin yarattığı başdönmesinden seçimi ikinci tura sürükleyip Erdoğan’a yeni bir dönem hediye edebilir.
Şu anda girilen sert polemikler, onun daha fazla ciddiye alınmasına yol açtığı gibi, ikinci turda taraftarlarının oyunu istemeyi de güçleştiriyor. O yüzden bu yoruma rağmen ben, doğrudan onunla tartışmak yerine, taraftarlarına bu kişisel çılgınlığın toplumsal bedelini anlatmanın ve asıl adaya odaklanmanın daha yararlı olacağına inanıyorum.