İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın “MOSSAD ajanı gazeteciler var” diye bir demeç verdiği söyleniyor.
Birkaç gündür bu “sözde demeç” etrafında tartışmalar yapılıyor.
Bülent Yıldırım’la konuştum.
İHH Başkanı, çok net olarak şöyle dedi:
“Ben böyle bir açıklama yapmadım.”
* * *
Bülent Yıldırım, İsrail’de sorgulanırken kendisine medyayla ilgili sözler söylendiğini belirtti.
İsrail yetkilileri, “Biz medyada çok güçlüyüz, medyanın desteğini almış durumdayız” demişler.
Ancak bu sözler Türk medyası için değil Avrupa ve Amerikan medyası için geçerliymiş.
Türk medyası kastedilmemiş.
* * *
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Gazze’den döndükten sonra yaptığı ilk açıklamada Türk medyasına teşekkür ettiğini hatırlattı.
Ve ardından da ekledi:
“Türk medyası bize destek oldu. Hürriyet Gazetesi’nin bu süreçte yaptığı haberler de bizi destekler nitelikteydi. Benim ‘Türk medyasında MOSSAD ajanları var. İsimlerini bize söylediler’ şeklinde bir açıklamam olmadı. Bende isim yok. Köşe yazarlarını falan kastederek böyle bir açıklama yapmadım, yapmam da.”
Tutumlu Emrah’a karşı 5 maddelik önlemler paketi
– BİR: Önce kalabalık bir arkadaş grubunun içine pahalı bir restorana yemeğe davet edilir. Ardından da yüklü hesap kendisine sokuşturulur.
– İKİ: Kendisinden bir türlü para alamayan valeler, arabasının lastiğine zarar vermek suretiyle bir sivil uyarı eylemi yapabilirler.
– ÜÇ: Cep telefonu gizlice ele geçirilip yurtdışı arama yapılabilir.
– DÖRT: “Kazan doğurdu” oyunu oynanabilir: Önce kendisine küçük miktar borç verilir ve geri istenmez. Ardından yüklü miktar borç alınıp üstüne yatılır.
– BEŞ: Lüks arabasına taktırdığı tüpün gazı boşaltılır.
Başka yerde olmaz
– İki gün önce birbirlerine deliler gibi aşık olanların, iki gün sonra en rezil, en pespaye, en sakil kavgayı yapmaları ancak Türkiye’de mümkündür.
– Henüz hiçbir icraatı görülmemiş bir muhalefet liderine, daha ilk günden büyük bir öfke ve hınçla ancak Türkiye’de saldırılır.
– “Şarkımın parasını peşin isterim… Yoksa vermem şarkımı…” şeklindeki aşırı ticari açıklamaları ancak Türkiye’deki sanatçılar yapar.
– Yunanistan’la kardeş olmaktan söz etmek hiçbir tepki almazken Araplarla kardeş olmaktan söz etmek ancak Türkiye’de tepki alır.
– İnternet özgürlüğünü savunan bir Cumhurbaşkanı’na sahipken internet özgürlüğüne ket vuran bir ülke olmak ancak Türkiye’ye nasip olur.
– İki kuşak gerisinde yer sofrası bulunanların, başkalarını küçümseyip asilmiş gibi yapmaları ancak Türkiye’de söz konusu olur.
Ata Demirer’i izlerken acayip bir şey oldu
SELMA aradı…
Dedi ki: “Ata Demirer bu gece Kuruçeşme Arena’da… Gelir misin?”
Bir an düşündüm…
“Yahu daha çok yeni seyrettim… Aynı espriler, aynı hikâye… Sıkılmaz mıyım?” dedim.
Selma “Bir dene istersen” deyince…
Kalkıp gittim Kuruçeşme Arena’ya… İyi ki de gitmişim.
Ata resmen formundaydı… Kısa bir süre önce aynı gösteriyi seyretmiş olmama rağmen kendimi tutamayıp gösteri boyunca resmen kıkırdadım. Hele gösterinin sonunda “bu yaza tartışmasız damgasını vuran” şarkı “Bu fasulye iki buçuk lira”yı, “Eyvah Eyvah”taki rol arkadaşlarıyla birlikte seslendirmesi çok iyi bir sürprizdi.
* * *
Neyse… Asıl söyleyeceğim şu:
Ata Demirer, gösteri sırasında politik espriler yaparken…
Hiçbir bağlama oturtmadan, olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapmadan “Kemal Kılıçdaroğlu…” dedi… Öylesine… Manasızca…
Fakat bu ismin zikredilmesinin hemen ardından Kuruçeşme Arena’yı dolduran seyirciler alkışa başlamasınlar mı?
Toplumsal nabzı tutmak açısından bir değeri var mı yok mu tam kestiremiyorum ama yine de kayıtlara geçsin istedim.
İyimaya’dan iyi haber
DÜN yazdığım “Taş atan çocuklar” konusundaki yasal düzenleme konusunda AK Partili Ahmet İyimaya aradı.
Söylediği şu:
“Düzenlenmenin iyileştirilmesi için öneriler var. Bu öneriler bir iki gün içinde verilirse komisyondan bir hafta içinde çıkar ve genel kurula gelir. Böylece yasanın en geç bir ay içinde çıkması mümkündür.”
Sordum: “Bu kesin mi?”
Cevap verdi: “Eski tabirle ‘galip ihtimal’, yeni tabirle ‘baskın olasılık’ budur.”
Ahmet İyimaya’ya duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum.
Hürriyet
