Başka biriyle konuşurken, muhtemelen veda etmeden ayrılmayız; çünkü bu, kabalık olurdu. iScience dergisinde yayınlanan ve maymunların etkileşimleri başlatmak ve sonra bitirmek için bilinçli olarak sinyaller kullandığını belgeledikleri bir çalışmada araştırmacılar, maymunların da benzer bir şey yaptığını bildirdiler.[1]
Ayrıca, etkileşim halindeki maymunlar arasındaki sosyal ve güç dinamiklerinin, kullanılan iletişim çabalarını etkilediğini buldular. Araştırmacılar, bunun insan nezaketine benzer kalıpları yansıttığını söylüyor. Birleşik Krallık’taki Durham Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Raphaela Heesen şöyle diyor:
Roketleri fırlatıp Ay’a inebildik, çünkü niyetlerimizi paylaşma yeteneğine sahibiz. Bu da tek bir bireyin tek başına başarabileceğinden çok daha büyük şeyler elde etmemize olanak tanıyor. Bugüne kadar, bu yeteneğin insan doğasının kalbinde olduğu öne sürülmüştü.
Niyetinizi paylaşmak ve ortak bir hedef üzerinde birlikte çalışmak, aynı zamanda ortak taahhüt olarak bilinen karşılıklı bir yükümlülük duygusuna yol açar. Şimdi ise Heesen ve ekibi, şempanze ve goril gibi büyük kuyruksuz maymunlarda, ortak bağlılığın insanlara özgü olduğuna dair uzun süredir devam eden iddiaya meydan okuyabilecek kanıtlar keşfettiler.
Daha önceki ortak bağlılık deneylerinde, bir deneyci aniden onlarla oynamayı bıraktığında, insan çocukları itiraz etmişlerdi. Oyuncaklar sunan veya oyuncakları seslendiren çocuklar, daha önce üzerinde anlaşmaya varılan oyunlarıyla deneyciyi yeniden meşgul etmeye çalışmışlardı. Heesen ve ekip arkadaşları, tımar sırasında kesintiye uğrayan ancak daha sonra birbirleriyle etkileşimi sürdürmek için el kol hareketlerini kullanan iki bonobo arasında benzer bir duruma tanık olduktan sonra, insan soyunda ortak bağlılığın nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı hakkında daha fazla şey öğrenmeye başladılar.
Ancak önceki bilim insanlarının aksine Heesen ve ekibi, ortak bağlılığın yalnızca iki katılımcı arasındaki ortak bir sözü yerine getirme zorunluluğu hissine dayanmadığını, bunun yerine, anlaşmanın kurulması ve daha sonra anlaşmanın yerine getirildiğine karşılıklı olarak karar verilmesi sürecini de içerdiğini öne sürdü.
Bu, göz teması ve bir “merhaba” ile bir konuşma taahhüdüne girmek ve ardından “tamam, anlaştık” veya “elveda” diyerek konuşmanın sona erdiğini bildirmek kadar basit bir şey anlamına gelir. Heesen ve meslektaşları, ortak taahhüt sürecini göstereceğini savunduğu, büyük maymunların benzer bir etkileşim giriş (“merhabalaşma”) ve çıkış (“elvedalaşma”) sürecine sahip olup olmadığını görmek için yola çıktılar.
Hayvanat bahçelerindeki bonobo ve şempanze grupları içindeki 1.242 etkileşimi analiz ettikten sonra, maymunların aslında etkileşimleri başlatmak ve bitirmek için sıklıkla birbirlerine baktıklarını ve iletişim kurduklarını buldular. Bonobolar, zamanın %90’ında ve şempanzelerin %69’unda oynamadan önce giriş sinyalleri ve karşılıklı bakış alışverişinde bulundular.
Çıkış aşamaları daha da yaygındı; bonoboların %92’si ve şempanze etkileşimlerinin %86’sı çıkışları içeriyordu. İşaretler, tımar etme veya oyun oynama gibi karşılaşmalardan önce ve sonra, birbirine dokunmak, el ele tutuşmak veya kafa atmak veya birbirine bakmak gibi jestleri içeriyordu.
Araştırmacılar ayrıca, maymunların sosyal olarak birbirine ne kadar yakın olduğu veya kimin diğeri üzerinde daha fazla güce sahip olduğu gibi faktörleri de göz önünde bulundurdu. İlginç bir şekilde, bonobolar birbirine ne kadar yakınsa, (eğer varsa) giriş ve çıkış evrelerinin süresinin o kadar kısa olduğunu buldular. Yazarlar, bu kalıbın insanlar olarak başkalarıyla da iletişim kurma şeklimize benzer olduğunu söylüyor. Heesen şöyle diyor:
İyi bir arkadaşla etkileşim kurduğunuzda, kibarca iletişim kurmak için daha az çaba harcarsınız.
Ancak arkadaşlık düzeyi ve sosyal bağların gücü, şempanzelerin giriş çıkışlarını hiç etkilemiyor gibiydi. Bunun nedeni, şempanzelerin despotik güç hiyerarşilerine kıyasla, genel olarak bonobo toplumlarının, dişiler ve yakın anne-oğul ilişkileri arasındaki dostluk ve ittifaklara vurgu yaparak, genel olarak daha eşitlikçi olması olabilir.
Ortak bağlılığın kökenini ve evrimini anlama konusunda bu çalışma, ileriye doğru atılmış adımlardan sadece biri, ama Heesen, daha yapılacak çok şey olduğunu söylüyor:
Davranışlar fosilleşmez. Davranışın nasıl evrimleştiğine bakmak için kemikleri kazamazsınız. Ama yaşayan en yakın akrabalarımızı inceleyebilirsiniz: şempanzeler ve bonobolar gibi büyük maymunları… Bu tür bir iletişimin diğer türlerde olup olmadığını gelecekte çalışmak ilginç olacak.
Ekibin kaydettiği bütün videoları buradan izleyebilirsiniz.
Kaynaklar ve İleri Okuma
R. Heesen, et al. (2021). Assessing Joint Commitment As A Process In Great Apes. iScience, sf: 102872. doi: 10.1016/j.isci.2021.102872. | Arşiv Bağlantısı