Tepe Natilus önünde bir araya gelen Dev-Genç, Dev-Genç Birliği Dev-lis, Devrimci Liseliler Birliği, Demokrasi ve Özgürlük Gençliği, Demokratik Yurstsever Gençlik, Genç-Sol, Liseli Kıvılcım, Liseli Öğrenci Birliği, Yeni Demokratik Gençlik üyesi yüzlerce liseli öğrenci sınav sısteminin kaldırılmasını ve parasız eğitim istedi.
Sınavlara karşı isyanda olan gençler, en önde “Elenme sınavlarında elenmeyeceğiz, geleceğimizi istiyoruz alacağız” yazılı ortak pankartı arkasında yer aldı. Liseliler, “Sınavlara isyandayız”, “Hayat sınavlara sığmaz, öldüren sınav sistemidir”, “Sınavlarınız kişiliğimize dokunur, sinir katsayımızı arttırmayın” yazılı pankartlar taşıdı.
“Anadilde eğitim istiyoruz” , “YGS- LGS’nizi alın başınıza çalın” , “Cinsel sınıfsal elemeye son”, “Tüm lise mezunlarına üniversite hakkı” yazılı dövizlerin yer aldığı kortejlerde sık sık, “Parasız bilimsel anadilde eğitim”, “Sonerin katili paralı eğitim sistemi”, “Şerzan yoldaş ölümsüzdür”, “Zıp zıp zıplamayan faşisttir”, “Polis gidecek, baskılar kalkacak liseler bizimle özgürleşecek” sloganları atıldı. Liseliler yürüyüş boyunca canlı ve görseldiler. Emekçiler gelecekleri için yürüyen liselilere alkışlarla destek verdi.
Mitinge en kitlesel katılımı sağlayan Liseli Öğrenci Birliği ve Dev-Lis üyeleri renkli, coşkulu kortejleri ile göz doldurdu. LÖB’lüler “Sınavlara isyandayız” yazılı pankartı ile 68 devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş ve Che’nin büyük pankartlarını taşıdı. Yürüyüş boyunca “Tek yol devrim” sloganı eşliğinde tempolu koşu yapan liseliler marşlar söyledi. Sık sık “Nimet abla sen gir sınava”, “Sınavlar kalksın öğrenciye özgürlük”, “Katil polis liselerden defol” sloganlarını attı.
Liseli öğrencilerin eylemine ayrıca Eğitim-Sen üyesi öğretmenler ile veliler katıldı. Veliler “Çocuklarımızın yanındayız” yazılı pankartla mitinge katıldı.
Kadıköy Meydanı’nda miting programı, saygı duruşu ile başladı. Liseliler adına Eylem Karaca ortak metni okudu.
Geleceği mevcut sistem tarafından talan edilen, anne-babaları kriz bahane edilerek işsiz bırakılan, madenlerde yerin 540 metre altında katledilen işçilerin emekçilerin çocukları olduklarını belirten Karaca, “Biz gençler artık ilkokul sıralarından itibaren tıpkı bir hipodroma kapatılmış yarış atları misali arkadaşlarımızla yarıştırılıyoruz. İnsanlar arası dayanışmayı parçalayan sistem, eğitimde de bu durumu alabildiğine yaygınlaştırıyor ve rekabet kültürünü kamçılıyor” dedi. Elemeci sınav sisteminin tümden kaldırılmasını ve üniversite kapılarının sonuna kadar emekçi halkın çocuklarına açılmasını isteyen Karaca, “Biz gençliğiz, geleceğimizi istiyoruz, alacağız” diye konuştu.
Karaca “İşçilerin, çocuklarının, ailelerinin eğitim, sağlık, sosyal güvenlik hakları gasp edildi. Onlara yoksulluk ve açlık dayatıldı. Ama TEKEL işçileri direngen ve onurlu bir mücadeleye başladılar” diye konuştu.
Ayrıca Zonguldak Karadon Maden ocağında 30 işçinin egemenlerin kar hırsı yüzünden yaşamını yitirdiğini hatırlatan Eylem Karaca, bugün eğitim sisteminin hemen her aşamasının paralı hale getirildiğini, işçi ve emekçi çocukları için eğitimin adeta lüks haline geldiğini vurguladı. En temel ve en meşru hak olan eğitim hakkının her geçen gün ellerinden alındığını söyledi.
Her geçen gün sayıları artan dershalerin büyük bir sektör haline geldiğini belirten Karaca, “Bu şartlarda eğitimde fırsat eşitliğ diye bir durumdan kesinlikle sözedilemez. Bu durumun sebebi; eğitim dahil her alanı paralı hale getiren sistemdir. Paralı eğitim demek geleceksizlik demektir. Elemeci sınav sisteminin öğrenciler üzerindeki olumsuz etkisinin son örneği Soner Semih Sipahi’nin intiharı oldu” şeklinde konuştu.
“Irkçı ve kafatasçı temelde örgütlenmiş olan eğitim sistemi, Türkçe dışında hiçbir dilde eğitim verilmesine olanak sağlamamaktadır” diyen Karaca, “Bu ülkede Kürtlerin, Çerkeslerin, Arapların anadilleri yasaklanmakdadır” diye konuştu. Bir halkın dilini yasaklamanın bir halkın kimliğini yok etmek anlamına geldiğini söyleyen Karaca, başta Kürtçe olmak üzere anadilde eğitimin önündeki engellerin kalkması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasında taş attıkları gerekçesiyle tutuklu bulunan çocuklara da değinen Karaca, yüzlerce çocuğun sınıfları yerine cezaevlerinde tutulduğunu hatırlattı. “12 Eylül’de de böyleydi bugün de böyle. Erdal Eren’nin yaşını büyütüp asan zihniyetle 12 yaşındaki çocukları hapse atan, Şerzan Kurt’u katleden zihniyet arasında hiçbir fark yoktur” diyen karaca, gençler olarak sistemin kendilerine yönelik tüm saldırılarına karşı birlikte mücadele edeceklerini söyleyerek konuşmasını bitirdi.
Ardından Kartal Eğitim-Sen Şube Başkanı Feyzullah Çoşkun, eğitimin sınıfsal içeriğinin belirginleştiği, temel bir insan hakkı olmaktan çıktığı, piyasada alınıp satılan meta haline geldiği ve sürekli eşitsizlik ürettiğine vurgu yaptı. Çınar, “Üniversite sınavlarını umut kapısı olarak görmek ve göstermek hayalperestlik ve aldatmacadan başka bir şey değildir’’ dedi.