Libya’da üç haftanın sonuna yaklaşılırken Petrol bölgelerinde yoğunlaşan çatışmalarda avantaj Kaddafi’ye bağlı güçlerin eline geçse bile net bir tablo hala çizilebilmiş değil. Ras Lanuf’ta ağır bir darbe alan muhalif güçlerin önemli direniş noktalarından Zaviye de bombardıman altında. El Arabiya televizyonu, dünkü çatışmalarda en az 40 kişinin öldüğünü ve bu sayının artmasının beklendiğini bildirdi. El Cezire ise Zaviye’deki çatışmalarda Kaddafi’ye bağlı güçlerden aralarında bir general ve bir albayın da bulunduğu bazı üst rütbeli subayların öldüğünü ileri sürdü.
BBC ise Zaviye’ye gitmeye çalışan BBC muhabirlerinin, Kaddafi’ye bağlı güçler tarafından yakalanarak dövüldüğünü duyurdu.
Bölgede yaşananların diğer bir önemli sonucu ise sınırlarda birikmiş göçmen ve mültecilerin, çöl koşullarında temel bazı ihtiyaç maddelerinden yoksun bir şekilde bekliyor olmaları. Özellikle sayıları 1,5 milyonu bulan Afrikalı işçiler ülkelerinden de yardım gelememesi üzerine çaresiz durumdalar. Birleşmiş Milletler (BM) bu soruna müdahale etmek için 160 milyon dolara ihtiyacı olduğunu belirtti.
Petrol üretimi düşüyor
Libya’da çatışmalar bir iç savaşa doğru giderken ülkenin temel gelir kaynaklarından olan petrolün üretiminin azalması uluslararası piyasaları da endişelendiriyor. Ulusal Petrol Şirketi’nin başkanı Şükrü Ganem, petrol bölgelerinden yerli ve yabancı işçilerin ayrılması sonucu günlük 1,6 milyon varil olan petrol üretiminin yarım milyon varile düştüğünü söyledi. Bütün yaşananlara rağmen üretimin merkezden kontrol edildiğini söyleyen Ganem, OPEC’in de bu düşüşü telafi edebilecek durumda olduğunu iddia etti. Tripoli Post gazetesinin haberine göre ise varil başına petrol fiyatının 200 doların üzerine çıkabileceği tahmin ediliyor.
Batı müdahale hazırlıklarını hızlandırıyor
Washington, uçuşa yasak bölge oluşturma planlarını hızlandırmış durumda. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, bu konuda dünyadan da destek beklediklerini söyledi. Clinton, “Bu talep batılı güçlerden ve bazı körfez ülkelerinden gelmiyor. Bu talep bizzat Libya halkından geliyor” derken asıl önemli karar merciinin de BM olduğunu söyledi. İngiltere ve Fransa’nın da bu konu ile ilgili bir taslak hazırladığı biliniyor. Ancak Rusya’nın bu fikre yanaşmadığı söyleniyor. Konu GM Güvenlik konseyinde bugün yapılacak bir oturumda tekrar ele alınacak.
ABD Başkanı Barack Obama’nın “Libya’ya askeri harekât mümkün” sözlerinden sonra gözler NATO’ya çevrilmiş durumda. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de topu BM ve AB’ye atarken hareketin geniş bir meşruiyet alanı bulması gerektiğini söyledi.
Libya’da yaşananlar Avrupa Parlamentosu’nda da görüşüldü. AB’nin Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, AB’nin Libya’daki şiddeti durdurmak için uluslararası hukuk yollarının zorlanması gerektiğini söylerken, sözlerine hava sahası ile ilgili devam eden tartışmanın bir netlik kazanması ve yasaklamalardan tam olarak neyin kast edildiğinin anlaşılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
İslam Konferansı temsilcileri de Cidde’de bu sorun için bir araya geldi. Libya adına konuşan daimi temsilci Ahmed El Şakle, yaşananların Libya’nın ulusal egemenliğine karşı bir komplo olduğu ve bütün dış müdahalerin reddedildiğini söylerken konferans sonuç bildirgesinde insan haklarına vurdu yapmaktan geri durmadı.
Libya’da süren çatışmalar artarken hükümet dış görüşmelere de ağırlık vermeye başladı. Kaddafi’nin TRT röportajından sonra bir generalin de uçakla Mısır’a bir mesaj götürmek üzere gittiği bildirildi.