Ataol Behramoğlu
Zihnimde beliren kavramın karşılığını ve açıklamasını bulmak için internete baktığımda kara komedi de denen kara mizah kavramının en yakın açıklamasını TDK sitesinde buldum:
“Genellikle tabu sayılan konuları mizahi bir dille ele alan bir komedi türüdür (…) kötü bir olayı, mağdurun bile gülebileceği, diğer insanları ise güldürmekten çok düşündürerek buruk bir tebessüm oluşturacak şekilde mizah unsuru olarak sunup gündeme getirmeye çalışmaktır.”
***
Bu kavramın zihnimde belirmesinin nedeni Tayyip Erdoğan ve heyetini birkaç gün önceki ABD ziyareti sırasında Beyaz Saray’da Trump’la gösteren bir fotoğraf oldu…
Ne vardı bu fotoğrafta diyebilirsiniz.
Olağandışı hiçbir şey…
Trump ve Erdoğan birbirleriyle belli bir mesafede, yüzleri kameraya dönük duruyorlar.
Karşılarında iki sıra halinde dizilmiş belli ki bizim heyetin elemanları…
Fotoğraf ya da görüntü, her ne ise alındığı anda gülünesi bir şey söylenmiş olmalı ki heyet mensupların yüzlerinde tebessümler var.
Birkaçı daha belirgin gülmüş. Reislerin yüzlerinde ise bu yönde bir kıpırtı göremedim.
Gülmeye yol açan sözün kim tarafından söylendiğine dair bir işaret de görünmüyor.
Ne var bütün bunlarda diye sormaya devam edebilirsiniz.
Yanıtlamaya çalışayım…
***
Bir kere, ABD ziyaretini anladık da bu kalabalık heyet neyin nesi?
Tek tek her birinin bu yolculuğa katılması gerçekten gerekiyor muydu?
Muhalefet belediyelerinin harcamalarının iğneden ipliğe hesabı sorulurken bu yolculuk için ne harcandığının hesabı sorulmayacak mı?
Söz konusu görüntüye gelelim…
Belli ki resmi ziyaret sırasında özel bir ziyaret bu…
Öyleyse, üstelik o sırada ev sahibi konumunda yabancı bir ülke başkanının karşısında tespih taneleri gibi ipe dizilmişçesine sıralanmak yakışık alıyor mu?
Kimdir Trump?
Altı üstü dolar milyarderi ya da ne bileyim trilyoneri bir ticaret adamı.
Başkanlık bittiğinde acaba nesiyle anılacak?
Şimdi heyet mensuplarına hitaben konuşayım:
Sizler gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin temsilcileri olduğunuzun farkında mısınız?
Haydi, bir adım daha atalım:
Bu Amerikalı tüccarın Atatürk hakkında bilgisi, varsa eğer samimi fikri nedir?
Denebilir ki söz konusu kişinin fikrinin ne olabileceği, Türkiye’ye elçi atadığı kişinin ülkemizin sınırlarını yeniden çizmeye yeltenmesinden belli değil mi?
***
Fotoğrafa ve kara mizah konusuna dönelim…
Bu gülüşler öyle birbirini tutmaz, yapay ve iğreti göründüler ki bana, sanki reislerden biri sertçe “Ne gülüyorsunuz!” dese suratlar bir anda asılacak…
Çünkü söz konusu fotoğrafta ciddi bir resmi ziyaret ya da samimi bir özel ziyaret görünümü değil, huzura kabul edilmenin mutluluğunu yansıtan bir minnettarlık havası vardı.
Kara mizah konusu olabilecek şey de zaten buydu.
***
Cumhuriyetin ilk kuşak aydınlarından olan babamız ve annemiz bana ve kardeşlerime en değerli miraslar olarak onur ve yurtseverlik duygularını bıraktı.
Bu sevgili insanlar bugünlere ulaşacak olsalardı Cumhuriyet Türkiye’sinin hiçbir zaman bu kadarına tanık olunmamış yürek burkucu durumu karşısında kuşkum yok ki öncelikle kahırdan ölürlerdi.
Çünkü onur duygusunun ve yurt sevgisinin aşınmışlığı ya da herhangi bir ticaret metası gibi alınıp satılabilirliği ülke yönetiminde egemen olup yaygınlaştığında, o ülke çözülüp yok olmanın eşiğine gelmiş demektir.
Bu ise kara mizah konusu olmanın da ötesinde ölümcül bir gerçekliktir.