Araştırmalar kakao çekirdeği kabuğunda bulunan bir maddenin fare hücrelerinde obeziteyi iyileştirdiğini ortaya koydu.
Araştırmacılar kakao çekirdeği kabuklarında yer alan üç fenolik maddenin, farelerdeki yağ ve bağışıklık hücreleri üzerinde kuvvetli bir etki gösterdiğini, obeziteye bağlı kronik enflamasyon ve insülin direncini tedavi ettiğini ortaya koydu.
Bilim insanları çikolatayı sevmemiz için bir neden daha keşfetti. Illinois Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, kakao çekirdeği kabuklarında bulunan üç fenolik maddenin obezitenin etkilerini geriye döndürücü bir etkisi olabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar; kakao, kahve ve yeşil çayda da bulunan bu üç maddeyi protokateşuik asit, epikateşin and prosiyanidin B2 olarak tanımladı.
Çalışmanın başında yer alan Miguel Robello-Hernanz kakao çekirdeğinden elde ettiği, bu maddeleri içeren sulu bir özütü farelerin beyaz yağ hücreleri ve bağışıklık hücreleri üzerinde test etti. Bilgisayar modelleme ve biyoenformatik teknikleri ile her fenolik maddenin tek tek etkileri de incelendi.
Molecular Nutrition & Food Research dergisinde yayınlanan çalışmada kakao çekirdeği kabuklarındaki biyoaktif maddelerin makrofaj adı verilen bağışıklık hücrelerinin enflamasyon biyomarkörlerini azaltma konusunda etkinliklerini artırıp artırmadığının tespit edilmesi amaçlandı. Bunun yanında, özütteki fenolik maddelerin yağ hücrelerinin mitokondrilerini hasara karşı koruyup koruyamadığı da incelendi.
Kakao çekirdeği kabuğu mitokondrileri tamir ediyor
Enerji için yağ ve glikoz yakan hücrelerde piller gibi görev yapan mitokondriler, yüksek düzeyde yağ, glikoz ve enflamasyon nedeniyle zarar görebiliyor. Yağ hücreleri kakao çekirdeği kabuğundan elde edilen özütle muamele edildiğinde hasarlı mitokondrilerin tamir olduğu, hücrelerde de daha az yağ biriktiği gözlendi. Bu şekilde enflamasyon azaldı, hücrelerin insülin hassasiyeti yerine geldi.
Adiposit de denilen yağ hücreleri çok fazla yağ biriktirdiğinde bu durum makrofajların büyümesine neden oluyor. Bu durum adipositlerle makrofajların etkileşime girerek zehir salgıladıkları, yağ dokusunda enflamasyona neden olduğu bir döngüyle sonuçlanıyor. Zaman içerisinde bu kronik enflamasyon, hücrelerin glikoz alma yetilerini ortadan kaldırarak insülin direncine; bunun sonucunda kandaki glikoz miktarının yükselmesi ile tip 2 diyabete neden olabiliyor.
Araştırmacılar özütün mitokondrilerin işlevlerini yeniden kazanmasını sağladığını, enflamasyonu iyileştirerek insülin hassasiyetinin yeniden oluşmasına yardımcı olduğunu açıkladı. Kakao çekirdeği kabukları, çikolata üretimi sırasında kakao kavrulurken ortaya çıkan bir yan üründür. Her yıl 700 bin ton kabuk ortaya çıkmakta, bu atıklar çevre kirliliğine neden olmaktadır. Kakao çekirdeklerinin bu şekilde değerlendirilmesi ile çiftçilerin de gelirlerinin artacağı düşünülmektedir.