İstanbul Üniversitesi’nde dün öğrencilere saldıran IŞİD yanlıları, bugün yine saldırdı. Saldırının ardından polisler de okula girdi. 52 öğrencinin gözaltına alındığı öğrenildi.
İstanbul Üniversitesi’nde dün öğrencilere saldıran IŞİD’çiler bugün de okula girdi.
Devrimci öğrenciler IŞİD’çileri püskürtmeye çalışırken, okula giren çevik kuvvet IŞİD yanlılarını gözaltına alırken, IŞİD’in saldırdığı öğrencilere de saldırdı. 20 IŞİD’çi ile birlikte 52 öğrenci gözaltına alındı.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, bugün okuldaki IŞİD ve polis saldırısı için saat 15.00’de Edebiyat Fakültesi önünde basın açıklaması yapacak.
Öğrenciler İÜ’deki polis-IŞİD-AKP’li işbirliğini anlattı
IŞİD ve Suriye’deki diğer cihatçı örgütler üniversitelerde ve sosyal paylaşım sitelerinde “Bağımsız Fikriyatlı Müslüman Gençlik” adı altında örgütlendiği iddia edildi. Bu örgütlenmenin en çok da İstanbul Üniversitesi’nde yapıldığı belirtildi. İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde “Tüm dünyayı kana bulayan eli kanlı cihatçı IŞİD’in AKP’nin iç ve dış politikaları sonucu memlekette palazlandırıldığı uzun süredir aşirkar” ibareli bildiriden sonra öğrencilere satır ve çivili sopalarla saldıranların da bu platformun üyesi olduğu kaydedildi.
‘Polis ve özel güvenlik destek veriyor’
İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencisi Emrah Ayışık, üniversitede dağıtılan bildiriden rahatsız olan “Bağımsız Fikriyatlı Müslüman Gençlik” üyelerinin saldırılarına maruz kaldıklarını belirtti. “Allahu Ekber” sloganları atarak, polis ve özel güvenlik desteğiyle saldırıya uğradıklarını kaydeden Ayışık, “Devrimci öğrenciler olarak dinsiz olarak görülmekteyiz” dedi. Suriye’deki IŞİD terör örgütüne hükümetin lojistik destek verdiğini dile getiren Ayışık, üniversitelerde ise polis ve özel güvenlikçilerin IŞİD sempatizanlarını desteklendiğini belirtti. Ayışık, polisin bu gençlik platformunun üyeleriyle birlikte hareket ettiğini söyledi.
‘Çivili sopalarla okula girdiler’
“Müslüman Gençlik Platformu olarak kendileri tanımlıyorlar” diyen Ayışık, sol düşünceye hakim öğrenciler üniversitelere girerken özel güvenliklerce üstlerinin ve çantalarının dedektörlerle arandığını, IŞİD sempatizanlarının ise ellerinde çivili sopalarla okula girdiklerini dile getirdi. Ayışık, bu durumu, “Polis, özel güvenlik ve DAİŞ sempatizanları okulda işbirliği yapmaktadır” diyerek açıkladı.
‘Özsavunmayla okulumuzu koruyacağız’
İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğrencisi Ece Uzan ise, “Katil İŞİD çeteleri Kürdistan’da ve tüm dünyada katliamlar yapan” yazılı bildirinin bulunmasından rahatsız olan platformun üyelerinin çivili sopalarla saldırısına uğradıklarını belirtti. Uzan, yüzü peçeli saldırganların “Hepinizi öldüreceğiz, hepiniz kafirsiniz” diye saldırmaları IŞİD ile eş değer pratikte olduklarını söyledi. Siyah peçeli grubun “Allahu Ekber” sloganıyla okula girmesini sağlayan özel güvenlik ve polisin olay esnasında okulda olmamasını “Polis ve özel güvenlik DAİŞ sempatizanlarına taraf” diye açıkladı. DAİŞ sempatizanların üniversitelerde saldırılarının devam edeceğini belirten Uzun, “Özsavunmayla okullarımızı koruyacağız” dedi.
Uzun, DAİŞ sempatizanlarının üniversitedeki saldırılarını, “Kürdistan’da devlet eliyle yürütülen savaş politikalarının” üniversitelere yansıması olduğunu söyledi. Devletin mücadele eden halklardan korktuğunu belirten Uzun, devletin ve iktidarının yürüttüğü politikalarının sindirmeye yönelik olduğunu vurguladı.
‘DAİŞ destekleyicilerinin önü açılıyor’
Saray ve IŞİD’e karşı üniversitelerde mücadele yürüttüklerini belirten öğrenci Okan Danacı da, “AKP ve DAİŞ’in destekleyicisi olan öğrencilerce taciz edilmekteyiz” dedi. Üniversite kapılarından ellerini kollarını sallaya sallaya satır ve çivili sopalarla giren öğrencilere polis ve özel güvenliğin müdahale etmemesini, “Devrimci öğrencilere yönelik saldırıların önü açılmaktadır” sözleriyle vurguladı. Danacı, doğduğu topraklarda “Katile katil derler” deyimini hatırlatarak, IŞİD’i destekleyenlerin de katil olduğunu belirterek, mücadele edeceklerini söyledi. Üniversitelerde AKP ve IŞİD’in gençlik yapılanmalarının önünün açılmaya çalışıldığının altını çizen Danacı, bu durumun “rektör, polis ve özel güvenliklerce” sağlandığını belirtti.