• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Eylül 30, 2023
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      CHP’li İlgezdi: Çocuklarımıza 1 öğün ücretsiz yemek verince mi batacak bu devlet?

      CHP’li İlgezdi: Çocuklarımıza 1 öğün ücretsiz yemek verince mi batacak bu devlet?

      Meclis’in ilk gündemi tartışmalı Anayasa

      Meclis’in ilk gündemi tartışmalı Anayasa

      CHP yerel seçim startını Şanlıurfa'dan veriyor: Yol haritası belirlenecek

      CHP yerel seçim startını Şanlıurfa'dan veriyor: Yol haritası belirlenecek

      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

    • Yaşam
      Hekimler gitti, acil doktorsuz kaldı

      Hekimler gitti, acil doktorsuz kaldı

      Yaşamın Oluşumuna Dair Farklı Bir Teori

      Yaşamın Oluşumuna Dair Farklı Bir Teori

      Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

      Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

      Feminist Gece Yürüyüşü'ne katıldıkları için yargılananlar beraat etti

      Feminist Gece Yürüyüşü'ne katıldıkları için yargılananlar beraat etti

    • Türkiye
      25 yıldır süren adalet arayışında yeni perde: Pınar Selek'in yeniden yargılandığı dava 28 Hazirana ertelendi

      25 yıldır süren adalet arayışında yeni perde: Pınar Selek'in yeniden yargılandığı dava 28 Hazirana ertelendi

      Borçka halkı orman parkına karşı mücadele başlattı: 'Cankurtaran'ın kaderini bir şirketin insafına bırakmayız'

      Borçka halkı orman parkına karşı mücadele başlattı: 'Cankurtaran'ın kaderini bir şirketin insafına bırakmayız'

      Feminist Gece Yürüyüşü'ne katıldıkları için yargılananlar beraat etti

      Feminist Gece Yürüyüşü'ne katıldıkları için yargılananlar beraat etti

      "Atatürk'e hakaret" suçundan tutuklanan lise öğrencisi hakkında 3 yıla kadar hapis talebi

      "Atatürk'e hakaret" suçundan tutuklanan lise öğrencisi hakkında 3 yıla kadar hapis talebi

    • Dünya
      Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

      Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

      Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

      Babam...

      Babam...

      İslam Dünyasının Gerileme Nedenlerine Kur'an'i Bakış

      İslam Dünyasının Gerileme Nedenlerine Kur'an'i Bakış

      Bürokratlar kendileri çalıp kendileri oynamış

      Bürokratlar kendileri çalıp kendileri oynamış

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

    • Kitap & Dergi
      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Beni Gör

      Beni Gör

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

“İslamcılar ‘sahih söylem’ faşisti!”

“İslamcılar ‘sahih söylem’ faşisti!”

Haziran 11, 2010 Gündem 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Farklılıklara tahammülü olmayanlar, Peygamber örneğine rağmen Peygamber üzerinden rol çalarak, insanları İslam’a davet etmek adı altında kendilerine davet edenlerdir. 


Son zamanlarda İslamcı camia arasında yaşanan tartışmalar bizi yeniden durup düşünmeye sevk etmektedir. İslami hareketin mensupları, yıllarca İslam adına mücadele edenlerin zaman içinde farklı düşünmelerinin neticesinde ortaya çıkan ayrışmalar ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan gruplaşmalar, Müslümanlar olarak İslami hayatın, Tevhid’in ve Vahdet’in neden oluşturulamadığı gerçeğini sorgulamamızı zorunlu kılmaktadır. 


Kanaatimce Müslümanların en temel sorunu; İslam’ı, Kur’an’ı ve peygamberi salt anlama-anlayamama noktasına indirgemeleri ve inanan insanların doğru bilgi sistemine ulaşmış olmalarına rağmen oluşmamış pratikleri/amelleri üzerinden genel kitleyi İNANMAMIŞ olarak değerlendirmeleridir.


Bu değerlendirme her defasında tersinden “sürekli teolojik epistemoloji” üretiyor.


Bu da geleneğin birikiminden yararlanarak, daha kucaklayıcı ve diriltici bir dünya kurmak yerine, geçmişin söylemleri üzerinden kendini tüketmeye, geleneğin kazanımlarını karikatürleştirmeye neden oluyor. 


Dinle ve bilgi sistemleriyle oyalanmak ise İslamcı cenahın fikir atölyelerinde çay-sigara, üçü bir arada, ve Cola Turka eşliğinde bitmek bilmez, hallolmaz, sonu gelmez sosyal gevezeliğe entelektüel kılıf geçirmek suretiyle, kahvehaneye gidip okey ve kâğıt oynamayan bu kesimlere entelektüelce zaman öldürme alanları sağlamış oluyor. 


İşte bu alanlar üzerinde sosyal gevezeliğin bir de “sahih söylem” kuşanarak faşistleşmesi/ tek tipleşmesi/radikalize olarak tersinden Ortodoks bir repliğe dönüşmesi söz konusu. 


“ANLAMAK YA DA İNANMAK, İŞTE TÜM MESELE BU” DEĞİL! 


Anlamamak ya da tam anlamıyla iman etmemiş olmak bu gerçeğin bir parçasıdır. Oysa daha büyük bir gerçek var ki, o da bilgi düzeyi en düşük bir Müslüman’ın bile inandığı ve temel mesaj çerçevesinde ortalama anladığı dinin pratiğini oluşturamama sıkıntısıdır. 


Oluşmayan pratikler, beklenen düzeyde gerçekleşmemiş ameller, her daim ANLAMAMA ve İNANMAMA ön kabulünden yola çıkılarak değerlendirilirse, bu durum bizi sürekli olarak NASS’ tan OLGU’ya götürecektir. Nass, sabit/duran bir değer; insan ise o sabit duran değeri yaşamına tatbik eden canlı bir dinamik olduğu için Nass’tan olguya gitmek-Nass’tan İnsana gitmek bizi SAHİH BİR SÖYLEM üzerinde bulunsak dahi insan gerçeğini ve insan doğasını göz önüne almadan SAHİH SÖYLEM FAŞİSTİ kılacaktır.


*** 


SAHİH SÖYLEM FAŞİZMİ ÜZERİNDEN SİYASAL İSLAMCILIK OYNAMAK


Sosyo-psikolojik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik açıdan DAVET EKSENİNDEKİ İNSANIN gerçekliği merkeze alınarak olgudan Nass’a gelinmelidir. Merhaleci/tedrici sürece uygun olarak  öncelikle EKONOMİ-POLİTİK bir zeminde MÜLK VE İKTİDAR gerçeği karşısında toplumu TEVHİD’E çağırmak gereklidir. 


Sorunu Nass üzerinden, Nass’ı tebliğ eden elçilere inanmak ve bunları doğru şekilde anlamak ekseninde ele alan mevcut anlayışlar, karşılarındaki İNSAN GERÇEĞİNE yabancılaşarak, NASS ile İNSAN arasında KURTARICILIK VEHİMLERİYLE DOLU, KAFA KONFORU RAHAT bir biçimde “davetçilik oyunu” oynuyorlar. 


“Topluma davetin ulaştırılması sorumluluğunu üzerine almak” adı altında toplumun problemlerinin içinde bizzat onlarla acı çekerek, onlarla birlikte olarak, Nuh misali el ele gemiler inşa etmek yerine, uzakta, yayınevlerinde, vakıf binalarında, kürsülerde, platformlarda, seminerlerde tespitler yapılıyor, talimatlar yağdırılıyor, insanların acıları üzerinden, onların SEKÜLER/PROFAN ideolojilerin karşısındaki omurgasızlaşmış olmaları bahane edilerek SİYASAL İSLAMCILIK MESLEĞİ icra ediliyor ve karizma oluşturulmaya çalışılıyor.


Sermaye ve yeterlilik belgesi istemeyen bu alanda, “topluma davet eksenli” bakmak adı altında kurtarıcılık taslayanlar, dillerine üç-beş ayet, iki radikal replik sıkıştırdıktan sonra “biraz Seyyid kutup, biraz Mevdudi, biraz beşeri düzenlere “La” demek edebiyatı” yapıp ardında da toplumla aralarındaki uçurumu “Nice peygamberler var ki, bir inananı dahi olmamıştır, bu dava zor, bu dava çetin” gibi yaklaşımlarla ussallaştırıyorlar. Arkasından gözlemlediğimiz realite ise şu oluyor: “Peygamberlerden rol çalarak, politize olmuş İslamcı patinajlarla oyalanmak.”  


Bu davet pazarında “BANAAA GEEELLL, BİZEEE GEEELLL” diye bağırıp çağıran insanlar, canı yanan halk için ortaya atılan “mücadele yoldaşları, refikleri” olmaktan çok, onların acıları üzerinden siyasal liderlik ve kanaat önderlikleri devşiriyorlar. 


Peki, bunun “YOLDAŞLIK” değil de “ÖNDERCİLİK OYNAMAK” olduğunu ortay koyan kriterler nelerdir?


İki farklı yaklaşım söz konusu:


1-     Bu insanların “HANGİNİZ MUHAMMED” derecesinde TOPLUMUN içinde olmaları


 


2-     GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE SÜREKLİ TRÜBÜNLERE OYNUYOR OLMALARI.


İşte gerçekçi bir kıstas…


Sözünü ettiğimiz bu insanlar kendilerini KURTARACAKLARINI söyleyen ideolojilerin elçilerine baksınlar: YAŞAM STANDARTLARINA VE KAFA KONFORLARINA… 


Daru’l-İslam/İslam Yurdu, SELAMET, ESENLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK, KARDEŞLİK  yurdu anlamına gelir. Ancak biz Müslümanlar elde ettiğimiz bilgiyi pratik hayatımıza aktarırken ve bu bilgiyi eyleme dönüştürürken, toplumun eşitliği ve bütünlüğü için değil, farklı düşüncelere karşı ve tahammülsüzlük içinde söylem iktidarlarımıza taze kan üretmek için hareket etmekteyiz.  


Peygamberin Mekke’de zalimlere, sömürgecilere karşı tavrını ve Medine’de Yahudi ve Hıristiyanlara gösterdiği âli cenaplığı çok iyi biliyoruz. Fakat nedense bu örnekliği hayata taşımak ve bu gerçekleri pratize etmek birçok İslamcının işine gelmemektedir. Oysa peygamberin oluşturduğu tevhidi mücadelenin ve tevhid toplumunun içinde Müslüman olmayanlar da vardı. Peygamber bunlara her açıdan adalet ve özgürlük çerçevesinde evrensel insan hakları açısından gereken hassasiyeti gösterdi ve onlara değer verdi ki, hemen hemen tüm İslami kaynaklarda peygamberin bu tavır ve davranışları anlatılır. 


Gelelim bugüne: Bugün Müslümanlar paramparça olmuş durumdadır. Her grup tevhidi savunduğunu ve TEVHİD sancağı altında bir İslam devleti, İslam toplumu kurma hayali peşinde olduğunu iddia ederken, kendilerince ortaya koydukları “TEVHİDİ düşünce”ye uymayan insanlara karşı aşırı tahammülsüzlük gösteriyorlar. Bunun en büyük sebeplerinden biri, kişisel ve grupsal çıkarlardır, “ben davası”, GÜÇ ve İKTİDAR davasıdır. Çünkü bir kere İslamcı yapılanmaların birçoğunda baş gösteren en önemli hastalık, süreç içinde kişisel ve grupsal beklentilerin ranta dönüşmesidir. Müslümanlar TEVHİDİ hakikatleri pratize etme konusunda ciddi engellerle karşı karşıyalar, hatta bu engelleri süreç içinde söz sahibi olma, güç ve iktidar sahibi olma uğruna oluşturuyorlar. 


Bu engellerin aşılması noktasında atılması gereken bazı önemli adımlar: 


1-     Doğru bilginin doğru şekilde pratik hayata aktarılmasını sağlamak adına farklı düşünen insanlara karşı tahammül etmek, bu insanlar arasında inanç, dil, ırk ve sınıf farkı gözetmeksizin, onların selamet içinde ADİL ve ÖZGÜR bir şekilde yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olmak. 


2-     Hayatın tüm alanlarında siyasal, sosyal ve ekonomik mücadelede, eğitimde, sokakta, caddede işyerinde, mevcut bilginin, bilgi kirliliği yaratmadan herkesin istifadesine sunulması, enformasyon ağının ve bilgilendirme ortamlarının canlandırılmasını sağlamak.


 


3-     Zalimlere, zorbalara, kan emicilere -abdestli de olsalar- SÖMÜRGECİ kapitalistlere, hulâsa insanların HAK ve HUKKUKUNA tecavüz edenlere karşı samimi ve yapıcı bir mücadele vermek


 


4-     İslam’ın yaşanılabilirliğini pratik hayatta örneklik olarak sunmak için toplumun tüm kesimleri hiçbir dışlanmaya tabi tutulmadan muhatap almak, tebliği dosdoğru İslam şahsiyetler üzerinden sunmak. 


 


5-     Müslümanlar olarak ezilenlerin, mazlumların ve mahrumların, hakları gasp edilenlerin, çağdaş köleler olan asgari ücretlilerin, evlerine ekmek götüremedikleri için aileleri parçalananların,  küresel kapitalizmin sömürüsünden dolayı borç altında inleyenlerin, yetimlerin, dulların, öksüzlerin, yurtsuzların, evsizlerin haklarını savunmak için meydanlara inmek ve bu gerçek üzerinden mücadele verenlerle el ele olmak, başarıya ulaşmak için KARDEŞLİK, ADALET ve ÖZGÜRLÜK savaşı vermek.


Peygamberin önderlik ve örneklik konumunda ümmetine öğretmek istediği şey, her türlü inanca ve düşünceye tahammül edebilmekti. Fakat ne gariptir ki, daha peygamberin hayata gözlerini yumduğu andan itibaren başlayan ve bugüne kadar da süregelen şey, peygamberin vermek istediği mesajın  siyasi ve ekonomik güç beklentisi içinde olanlar tarafından örtülmesi, peygamberin birlik ve beraberlik örnekliğinin siyasi güç ve dünyevi çıkarlar uğruna akamete uğratılmasıdır.  


“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın’’ (Âl-i İmran: 103) uyarılarına rağmen, yüz yıllardır İslam dünyasında Müslümanların bile birbirlerine karşı tahammül edememelerinin altında yatan gerçek, Müslümanların peygamberi doğru anlayamamaları ve Kur’ani mesajı doğru okuyamamaları değil. Eğer sorun peygamberin uğruna mücadele verdiği İslam’ın doğru anlaşılamaması olsaydı belki bu kadar sıkıntı yaşanmazdı. Anlatılan ve anlaşılan Allah, peygamber ve Kitap, toplumsal hayata sınıf eşitsizliği üzerinden kardeşlik ve dayanışma ekseninde aktarılsaydı insanların inanç ve fikirlerinin farklılık arz etmesinin ilahi bir sünetullah olduğunu anlaşılacaktı. 


Daha ilk yıllarda Müslümanların arasına fitne koyan aşiretçilik, grupçuluk ve ümmeti parçalama girişimleri, dünyaya tamah edenler yüzünden başarıya ulaşmış, peygamber zamanında önem verilen, olmazsa olmaz kabul edilen cihat, takva, infak, adalet, özgürlük, kardeşlik ve hayâ gibi İslami kavramlar ters yüz edilmiş, tüm İslami değerler dünyevi çıkar amacı (menfaat-perestlik) üzerine inşa edilerek islam’ın temel dinamikleri ortadan kaldırılmış ve İslam, adeta vicdanlara hapsedilerek ruhban bir din statüsüne indirgenmiştir. 


İslam’ın toplumları ayağa kaldıran, harekete geçiren, huzura ve refaha ulaştıran adil ve paylaşımcı ekonomi-politik duruşu, adeta vicdanların derinliklerine hapis edilmiş ve zulüm sistemlerinin ekonomi-politik anlayışına uydurulmuştur. Kırkta bir zekât ile vicdanlar rahatlatılırken, sokaklarda işsizlikten kırılan, dağılan, parçalanan ailelerin varlığına mukabil “beş kuruşluk sadaka” anlayışı hâkim kılınmıştır. 


Seküler kapitalist anlayışın, işçi hakları(!) kanunlarına karşı herhangi bir mücadele verilmezken, yeri geldiğinde sadece bu haksızlığı eleştirerek “İslam gelince her şey düzelir” vaadinde bulunan birtakım İslamcılar -ne gariptir ki- asgari ücretle işçi çalıştırdılar, sigorta paralarını ödemediler ve böylece verecekleri üç kuruş için işçilerinin defalarca haklarını yediler. Farklılıklara tahammül etmedikleri gibi eylem ve söylem çatışması içinde bocalayan bu tür İslamcılık adı altındaki düşünce ve hareketlerin topluma sunabileceği herhangi bir çözüm önerisi yoktur. Ezilenler üzerinden “seküler tağutlar”ı dövenlerin, yarın kendi iktidarları üzerinden bu uygulamaları yapmayacaklarını kim garanti edebilir? 


Müslüman olduklarını iddia edenler, gerçekten İslam’ın değerlerini kendi hayatlarında pratize etselerdi, farklı düşünen grup, cemaat ve düşünce akımlarına saygı gösterir, onlarla bir arada yaşar; birlik ve beraberlik içinde insanlığın selameti için mücadele ederlerdi. Ancak ne yazık ki, yüz yıllardır Müslümanların inançları üzerinden bir takım siyasal, ticari ve düşünsel hareketler oluşturanlar her farklı düşünce karşısında acımasızca saldırıya geçerek adeta “sahih söylem faşizmi”nin örneğini verdiler.  


Tek tip düşünmenin insan fıtratına aykırı olduğunu bildikleri halde, farklı düşünenlere karşı aşırı şekilde tahammülsüzlük göstererek, adeta savaş açan ve bu kirli savaşta her yolu mubah gören zihniyetin peygamberi anlayamamış olmasından ziyade siyasal ve grupsal çıkarlar için bu tür tutum ve davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. 


Camilerde, mescitlerde, derneklerde, meydanlarda “İslam sevgi, barış ve merhamet dinidir” diye nara atanların, kendi içlerinde farklı düşünenlere karşı gösterdikleri merhametsiz yaklaşım, yargısız infaz ve tekfir etme girişimleri, bu grupların peygamberi sadece kendi benimsedikleri çizgi çerçevesinde ve kendi çıkarları doğrultusunda gündeme getirdiklerini göstermektedir. 


İşin ilginç tarafı ise, Tevhit anlayışını “tek tip düşünce” olarak dayatanların, peygamberin Medine’de oluşturduğu sistemi görmezden gelmeleridir. İnsanlığın ortak değerleri ve bir arada yaşayabilme adına peygamberin Medine de farklı inanç ve düşünce sahiplerine karşı gösterdiği adil, paylaşımcı, özgürlükçü ve inançlara saygılı yaklaşım, bize “tevhidi düşünce”nin sadece Müslümanları bir arada tutmak değil, aksine insanlığın birarada ADALET ve ÖZGÜRLÜK ortamı içinde yaşayabilmesini sağlamak olduğu ve aslında İslam’ın mücadelesinin de sadece bu gerçekleri sağlamak için var olduğunu göstermektedir.

Abdurrahman Almaz / Erdem-Der Malazgirt Şubesi Başkanı

Yorumunuzu bırakın

İlgili Haberler

25 yıldır süren adalet arayışında yeni perde: Pınar Selek'in yeniden yargılandığı dava 28 Hazirana ertelendi Gündem
Eylül 29, 2023

25 yıldır süren adalet arayışında yeni perde: Pınar Selek'in yeniden yargılandığı dava 28 Hazirana ertelendi

Kâr hırsı, hastayı ilaçsız bırakıyor Gündem
Eylül 26, 2023

Kâr hırsı, hastayı ilaçsız bırakıyor

Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor' Gündem
Eylül 22, 2023

Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

ZAMAN AKIŞI

Eyl 29 15:37
Gündem

25 yıldır süren adalet arayışında yeni perde: Pınar Selek’in yeniden yargılandığı dava 28 Hazirana ertelendi

Eyl 29 15:25
Kültür & Sanat

Demet Akbağ, Altın Portakal Film Festivali jüri başkanlığından istifa etti

Eyl 29 14:19
Ekonomi

4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması 5 katına çıktı, yoksulluk sınırı 43 bin lirayı aştı!

Eyl 29 14:12
Gündem

Hekimler gitti, acil doktorsuz kaldı

Eyl 29 12:06
Kadın

Kadın Avcılar: Atalarımızda Kadınların Rolü Sadece Toplayıcılık ve Bebek Bakımı Değildi; Kadınlar, Avlanıyorlardı da! Bunda Şaşırtıcı Olan Ne?

Eyl 29 11:19
Bilim & Teknoloji

Genişleyen bir evrenin bu durumu rahatsız edici

Eyl 29 10:55
Gündem

Yaşamın Oluşumuna Dair Farklı Bir Teori

Eyl 29 09:38
Sağlık

Obezite ile mücadelede etkili yöntemler nelerdir?

Eyl 29 08:41
Sağlık

Palm Yağı İnsan Sağlığına Zararlı mıdır? Hangi Besinler Palm Yağı İçerir?

Eyl 28 18:50
Gündem

Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

Eyl 28 18:38
Ekonomi

Kartlı ödemeler ağustosta yüzde 131 arttı

Eyl 28 15:29
Ekoloji

Borçka halkı orman parkına karşı mücadele başlattı: ‘Cankurtaran’ın kaderini bir şirketin insafına bırakmayız’

Eyl 28 15:24
Gündem

Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldıkları için yargılananlar beraat etti

Eyl 28 13:56
Gündem

“Atatürk’e hakaret” suçundan tutuklanan lise öğrencisi hakkında 3 yıla kadar hapis talebi

Eyl 28 13:38
Gündem

CHP’li İlgezdi: Çocuklarımıza 1 öğün ücretsiz yemek verince mi batacak bu devlet?

Eyl 28 13:26
Gündem

Silahlanma arttı, katil bulunamıyor

Eyl 28 13:14
Kültür & Sanat

Altın Portakal’da geri adım: ‘Kanun Hükmü’ yarışma seçkisine alındı

Eyl 28 12:28
Gündem

Meclis’in ilk gündemi tartışmalı Anayasa

Eyl 28 12:15
Ekonomi

Kıyafetten feragat ederek yaşıyorlar

Eyl 27 22:40
Arkasayfa

Babam…

Eyl 27 18:24
Arkasayfa

İslam Dünyasının Gerileme Nedenlerine Kur’an’i Bakış

Eyl 27 14:08
Arkasayfa

Bürokratlar kendileri çalıp kendileri oynamış

Eyl 27 14:03
Kültür & Sanat

Aşkın fragmanları

Eyl 27 14:01
Gündem

Geriye boş arsalar kaldı

Eyl 27 13:27
Gündem

Bürokratlar kendileri çalıp kendileri oynamış

Eyl 27 13:24
Gündem

Vartinis’in yarası 30 yıldır kanıyor

Eyl 27 12:32
Emek

‘Resmi çocuk işçi’ ölümüne çalışıyor

Eyl 27 12:28
Gündem

Özgür Özel ‘Macron’ örneğine açıklık getirdi, ‘Ekrem İmamoğlu’ iddiasına tepki gösterdi: Yok artık!

Eyl 26 23:14
Arkasayfa

Peygamberler Din Adamı mıydı?

Eyl 26 21:55
Arkasayfa

Hangi İmam Hatipliler?