BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Genelkurmay başkanının “Ya yeminlerine sadık kalsınlar ya da dağa çıksınlar” sözlerine sert tepki göstererek, “Burası kışla değil, biz de senin emirerin değiliz, bize emir vermek Genelkurmay başkanının haddi değildir. Genelkurmay başkanı suç işlemiştir, görevden alınmalıdır. Bu ülkede iki başbakan fazladır, hangisinin ülkeyi yöneteceğine karar verilsin” dedi.
“Siz bize emir vereceğinize halka hesap verin” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Neden bu gençleri koruyamıyorsunuz, hesap verin. Sizin döşediğiniz mayınlarla gençler ölüyor, bunun hesabını verin. Kışlalarda intihar adına yapılan ölümlerin hesabını verin. Siz bize emir vermezsiniz. Size düşen hesap vermektir.” Demirtaş, “Ya Genelkurmay başkanı istifa etmeli ya da Başbakan görevden alınmalı” çağrısında bulundu. Partisinin grup toplantısında Başbuğ’a yanıt veren Demirtaş, savcıları da göreve çağırarak BDP’li milletvekillerine yönelik bir saldırıdan da bundan sonra Genelkurmay Başkanı
Başbuğ’u sorumlu tutacaklarını söyledi.
ÜKLEYİ KİM YÖNETİYOR?
Başbuğ’un konuşmalarını eleştiren Demirtaş’ın hedefinde Başbakan Erdoğan da vardı. Demirtaş, “Bu ülkeye iki başbakan fazladır. İki başbakan olmaz. İki Genelkurmay başkanı olmaz. Ülkeyi kim yönetecek? Muhatabımızı bilelim. Buna karar verin” diye konuştu. Başbakan tatilde olduğu için AKP’nin grup toplantısı olmadığını hatırlatan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “Ama grup toplantısını Genelkurmay başkanı yapıyor. Kimsenin konuşmadığı konularda demeç vermekten kaçınmayan bir Genelkurmay başkanımız var” diye devam etti. Başbuğ’un sözlerine atıfta bulunan Demirtaş, “Milletvekilleri katıldıkları cenazelerde pankart açmaz, taşımazlar. Orada hangi pankartın olduğunu, kimin hazırladığını bilmezler. Katılıp acılarını paylaşırlar. Bundan sonra da vicdani görevlerini yerine getirmeye devam edecekler. Milletvekilleri o cenazelerde barış ve kardeşliğe dair konuşmalar yapar, barışa olan ihtiyacı dile getirirler” dedi.
BAŞBUĞ SORUMLU OLACAK
Demirtaş, Başbuğ’un kendilerini hedef gösterdiğine vurgu yaparak şöyle devam etti: “Şu saatten sonra herhangi bir milletvekilinin başına gelecek her türlü şeyden Genelkurmay başkanı sorumludur. Hedef göstermiş, suç işlemiştir. Savcıları göreve davet ediyorum. Böyle bir Genelkurmay başkanı bu ülkede barış sağlayamaz. 2 milyon 400 bin oy almış bir parti ve milletvekillerine böyle davranırsanız barışı sağlayamazsınız.”
DAVET ANLAMLI AMA…
Başbakan’ın siyasi partilerle görüşme talebini anlamlı bulduklarını da dile getiren Demirtaş, şöyle devam etti: “Ama samimi ve çözüm üreten perspektif olmalı. BDP’nin önerileri bugüne kadar dikkate alınmadı. Sırf görüşmüş olmak için yapacaklarsa zahmet etmesinler, zaman da kaybetmesinler. BDP önerileriyle bu kaostan çıkılacağına inanıyorsa bu görüşmeye katılır. Umut ediyoruz Başbakan da bu perspektifle katılacak. Bu konuda en deneyimli, en somut önerilere sahip parti olarak çözüm önerilerimizi sunacağız. Başbakan’ın yaklaşımlarını takip ederek bir karar vereceğiz. İlkesel duruşumuz diyalog kanallarının açık olmasından yana.”
ELÇİ: SUÇLULARI TEMİZE DEĞİL AÇIĞA ÇIKARMAK İÇİN ÇABALASIN
Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi de, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamalarına tepki gösterdi. Başbuğ’un Albay Cemal Temizöz’e sahip çıkarak, “Beni en çok üzen terörle mücadelede görev yapmış, her türlü fedakarlıkta bulunmuş subayın, generalin haksız yere suçlanmaları. Kazılar yapıldı. Hiçbir şey çıkmadı o kazılardan” sözlerini eleştiren Elçi, Meclis araştırma komisyonunun 17 bin 547 faili meçhul cinayet belirlediğini hatırlatarak, “Bunların kemiklerinin bulunmaması faili meçhul sonucunu değiştirmez” dedi.
Elçi, “Sayın Başbuğ, geçmişte yaşanan bu tür suçlara karşı insanları demeçlerle temize çıkartmak yerine olayları açığa çıkartmak için çaba sarf etmeli” dedi.
BAŞBUĞ’DAN POLİTİK AÇIKLAMALAR
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, yaptığı son açıklamalarda bir yandan BDP’li milletvekillerini hedef aldı, diğer yandan Ergenekon davasından Kuzey Irak’a kadar uzanan mesajlar verdi.
BDP’LİLERİ HEDEF ALDI
Görev süresi 30 Ağustos’ta sona erecek olan Başbuğ, star TV’deki Arena programında Uğur Dündar’ın sorularını yanıtladı. Başbuğ, isim vermeden BDP’li milletvekillerini kastederek şöyle konuştu: “TBMM’de milletvekili olarak yemin ediyorsunuz Anayasa üzerine, ondan sonra bir yerde gidip terörist cenazesine katılıyorsunuz. Bir pankart var dikkatinizi çekti mi Urfalı? İntikam! O intikam Mehmetçiği öldüreceğim demek. Ya ayrıl milletvekilliğinden, dağa mı gidiyorsun nereye gideceksen git, veya Anayasa’ya verdiğin yeminin gereğini yerine getir. Amaçları toplumsal çatışmayı mı tetiklemek? Bu ihanet insanlığa ihanet, vatana ihanet, millete ihanet. Bu kışkırtmalara gelmeyelim ama siz bir terörist cenazesinde intikam pankartı açarak, o pankartın önünde boy göstererek ve bir de Meclis’te Anayasa üstüne yemin ediyorsanız burada bir çelişki var.”
IRAK VE ABD
Konuşmasında Irak’ın kuzeyiyle ilgili mesajlar da veren Başbuğ, şöyle konuştu: “Irak’ın kuzeyinde 26 yıldır bir otorite, devlet gücü var mı, yok mu? Boşluk var. İkincisi, özellikle son dönemlerde Irak’ta bir merkezi hükümet var. Merkezi hükümetin sorumluluğu var. Kendi toprakları üzerinde herhangi bir terör örgütünü barındırmaması lazım. Merkezi hükümetin defacto olarak gücü yok diyebilirsiniz. Irak’ın kuzeyinde güçlü unsurlar var. Bunlar niçin etkili sonuçlar almıyorlar? Irak’ın kuzeyi bu örgüt için güvenli saha. İkincisi lojistik destek. Nereden alıyor bu insanlar yiyeceğini, içeceğini, malzemesini? O bölgeden alıyor. Bunlar Dışişleri Bakanlığımızın konusu. Dışişleri Bakanlığımızın koordinatörlüğünde bu konu yürütülüyor. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Türkiye son bir iki ayda ne kadar şehit verdi? Bu hepimizin yüreğini yakıyor. Artık bu konuda sorumlulukları olan kişiler, kuruluşlar, devletler ve Irak’ın kuzeyindeki yapılanmaların üzerine düşeni yapma zamanları geldi ve geçiyor. Irak’ın kuzeyindeki PKK varlığı, önümüzdeki süreçte Türkiye-Irak ilişkilerini de olumsuz etkiler. Bir bakıma Türkiye-ABD ilişkilerini de etkiler olumsuz olarak.”
SUÇ KÖYLÜNÜN MÜ?
Başbuğ, silahsız köylülerin askerlerin hedefi olmasına ilişkin olarak ise şu ifadeleri kullandı: “Hatay’da Amanos Dağları’nda talihsiz bir olay yaşadık. Çok üzüldük. En tecrübelilerimiz, ustadır. Karşıdan bir grubu görüyor, şüpheleniyor, ‘Dur’ diye bağırıyor ama maalesef kaçma durumu oluyor. Orada üzüntü verici talihsiz bir olay oluyor.”
‘POLİS SERVİS ETTİ’
Başbuğ, konuşmasında Ergenekon ve ‘İrtica İle Mücadele Eylem Planı’na da değinerek şunları söyledi: “12 Haziran 2009’da ne oldu? Bir gazetede, malum gazetede, bu İrtica İle Eylem Planı çıktı. Orada da tabii ilginç bir nokta var. Bu planın gazeteye polis tarafından servis edildiği açık, soruşturma açılıyor çünkü. Soruşturmanın da ne olduğunu merakla bekliyorum.”
Evrensel