Ortadoğu üzerine çalışmaları bulunan Faik Bulut ve Hüsnü Mahalli, İstanbul’daki katliamı ve bu katliamlara yol açan AKP dış politikasını BirGün’e değerlendirdi: Pakistanlaşma adım adım geldi!
Fatih Kıyman-Kübra Deniz
Ortadoğu siyaseti, Filistin, Hizbullah, Kürt sorunu gibi önemli konularda çok sayıda esere imza atan tecrübeli yazar Faik Bulut, İsrail–Türkiye mutabakatını, IŞİD’in Atatürk Havalimanı saldırısını ve Türkiye’yi kıskaca alan ‘tereddütlü’ siyasetini BirGün gazetesine değerlendirdi:
“Türkiye’nin İsrail mutabakatıyla bölgede tekrar normalleşmeye katkıda bulanacak, kolaylaştırıcı bir aktör rolüne kavuşacağını düşünmüyorum. Türkiye çok sıkıştı. İsrail ve Rusya’yla tekrar yakınlaşıyor; Mısır ve Suriye’yle tekrar yakınlaşması söz konusu olabilir. Fakat görünen o ki Türkiye’nin bölgeyle iyi ilişkiler kurmaktaki asıl motivasyonu, Kürt hareketinin önünü kesmek, eski kayıplarını telafi etmek.
Suriye’ye askeri müdahale amacından tümüyle vazgeçmiş değil. Türkiye, bana kalırsa bölgede barışa katkıda bulunma amacıyla hareket etmektense, rekabet odaklı hareket ediyor. Mısır’a karşı ‘kimin rolü daha önemli?’ şeklinde bir rekabetle yaklaşıyor. İran’a da benzer şekilde yaklaşıldığı için bana kalırsa bölgedeki barıştan ziyade husumete katkısı olacak.”
‘3 aşamalı hata’
“IŞİD saldırısı ise 3 aşamalı bir hatanın ürünüdür. AKP farkında değil ama AKP’nin de altını oyan, kötü siyasetinin sonucudur. Problem sadece güvenlik zaafı değildir.
»İlk olarak, cemaat unsurlarını emniyet ve istihbaratın içinden temizlendi fakat AKP’nin yerine getirdiği elemanlar henüz bu boşluğu dolduracak nitelikte değil, cemaat kötüydü fakat yerine neyin konduğunu da düşünmek lazım.
»İkincisi, Türkiye coğrafyasında yaşanan acımasız savaş ile birlikte, Suriye sınırında Türk istihbaratının tüm gücünü Kürt hareketini imha etmeye, engellemeye yönelik kullanmasıdır. Bütün yoğunlaşma orada olduğu için batıda büyük bir emniyet – istihbarat zaafı doğmuştur.
»Son olarak, Daha da önemlisi, “El Nusra da IŞİD’e karşı savaşıyor, o halde terör örgütü mü?” şeklinde konuşan bir iktidar varken, hükümetin net bir tavrı yokken, bu militanları tespit edenler de “Şimdi biz bunları yakalayalım mı? Ne kadar takip edelim?” şeklinde tereddüte düşüyor. İhmal ve zafiyet, tereddütlü siyasetin bir sonucu.”
***
AKP kendi kazdığı kuyuya düştü
Ortadoğu uzmanı gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli, İstanbul’daki katliamla tekrar gündeme gelen “Türkiye’nin Pakistan’laşması” tartışmasını BirGün’e değerlendirdi. Mahalli şöyle konuştu:
“Türkiye’nin ‘Pakistanlaşma’ örneğinin geçmişi var. 5 yıl önce IŞİD diye bir şey yoktu. Türkiye’nin Suriye politikası, bu ülkenin içişlerine karışması ve Suriye ile savaşan örgütlere verdiği destek olmasaydı bugün Suriye bu durumda olmayacaktı. Ve Suriye’de IŞİD, Nusra ve benzeri örgütler olmayacaktı. Dolayısıyla AKP kendi kazdığı kuyuya düştü. Suriye’deki terör örgütlerine destek verdi. IŞİD, Nusra kuruldu. Dünyanın dört bir tarafından teröristler, ruh hastası sapıklar Türkiye’ye geldi. Türkiye’den Suriye’ye girdi.
‘Doğalında bu olacaktı’
Türkiye “Esad gidecek. Ben her şeyi kontrol ederim” diye düşündü. Ama olmadı. Ve şimdi artık, kendisi bu belayla karşı karşıya kaldı. Doğal bir şey. Böyle olması da gerekiyordu. Çünkü, işbirliği yaptığı kişiler, örgütler, çevreler ‘ruh hastası.’
‘Kolay kolay kurtulamayacak’
IŞİD, Nusra ve benzeri tiplerin Türkiye’nin başına bela olacağını 5 yıl önce söyledim. Ki, daha bu örgütler yoktu. Şimdi artık, Türkiye bunlardan kolay kolay kurtulamayacak. Kurtulamayacağını anladığı için, işte İsrail ile anlaşmaya gidiyor, işte Putin’le konuşuyor, oraya mesaj gönderiyor, Sisi ile anlaşmaya çalışıyor. Ama bunlardan kolay kolay kurtulamayacak. Çünkü, bu adamlar Türkiye’nin içinde örgütlendi. Türkiye’nin içindeki bir sürü İslami grup, cemaat ve tarikat, IŞİD gibi düşünüyor, IŞİD gibi davranıyor, seviyor, sempati duyuyor. Aynı Pakistan’da olduğu gibi.
Pakistan’da da Rus Sovyet müdahalesine karşı mücadele eden 79’lar sonrasında, mücahit gruplar nasıl ki Pakistan’dan destek gördü, ondan sonra Pakistan’ın başına bela oldu. Aynen şimdi Suriye’de terör örgütlenmelerine destek veren Türkiye’nin de başı belada.”