Adalet Yürüyüşü yeni katılımlarla devam ediyor. Türkiye tarihinin en kitlesel ve uzun soluklu yürüyüşlerinden bir tanesi olan yürüyüş, şimdiden Türkiye tarihine geçmiş durumda. Yürüyüşe yönelik iktidar kanadından ‘gübreli’ ‘mermi kovanlı’ ‘müdahaleler’ gelirken bu cephenin en sık başvurduğu argüman ise ‘Yürüyüş için neden Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasını beklediniz’ oldu. Ancak meselenin arka planının öyle olmadığı net biçimde görülüyor. Toplumun adaletsizliğe uğrayan tüm kesimleri, bu yürüyüşü tablonun tersine çevrilmesi için bir adım olarak görüyor. Günlerdir Ankara’dan İstanbul’a yürümek için yollarda bulunan yurttaşları buluşturan taleplerden öne çıkanları şu şekilde özetleyebiliriz:
» KHK mağduriyetlerine hukuk kapalı: 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) ardından bir furya biçimine dönüşen Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yüzbinlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, işinden uzaklaştırıldı. Bu alanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi adres olarak OHAL Komisyonu’nu gösterdi. Ancak OHAL Komisyonu’na yapılan başvurularda bir arpa boyu yol gidilemiyor. Nedeni ise yüzbinlerce dosyanın bekliyor olması. En iyi ihtimalle dahi bu dosyaların incelenip karara bağlanması uzun yılları alabilir.
» Kadrolaşmanın olmadığı yer yok gibi: Kadrolaşma konusu da yine Adalet Yürüyüşü’ne katılan yurttaşların temel taleplerinden. Kamuda her geçen gün yeni bir kadrolaşma hikayesiyle karşılaşılıyor. Devletin en üst kademesinden en alt kademesine kadar her alanda liyakat yerini ‘sadakate’ bıraktı. Yıllarca eğitim almış dirsek çürütmüş emek vermiş insanların emekleri yok sayılıyor.
» Çocuklarının geleceği için yürüyenler: Eğitim Türkiye’nin en sancılı konularının başında geliyor. Eğitimdeki niteliksel gerileme ciddi bir sorun haline gelirken özellikle imam hatipleştirme konusu büyük bir basınç kaynağı haline gelmiş durumda. Neredeyse her mahalleye imam hatip açılmasının önünü açan uygulamanın önümüzdeki seneden itibaren hayata geçmesi beklenirken mevcut durumda da birçok okul imam hatipe dönüştürüldü. Bu dönüşüme veliler büyük tepki gösteriyor. Ancak tepkiler kulak arkası yapılmanın ötesinde bir anlam ifade etmiyor. Dönüşümlere tepki gösteren veliler, yurttaşlar Adalet Yürüyüşü’nde seslerini duyurmak için yerlerini aldılar.
» Kadınlar da direniyor
Kadınlara yönelik saldırılar özellikle AKP iktidarı döneminde ciddi biçimde arttı. Saldırıların temelinde hayatın her alanının dinci ve erkek egemen bakışla dönüştürülmesi geliyor. İktidar ve yandaşları bu konuda saldırıları ‘meşrulaştıran’ açıklamalar yapmaktan geri durmuyor. Birçok kadın katili, tacizci ve saldırgan çok hafif cezalarla ‘kurtulabilirken’ bu saldırılarla ilgili yapısal düzenlemeler ısrarla yapılmıyor. Kadınlar bu karanlığa karşı yaşanabilecek bir ülke kurmak için Adalet Yürüyüşü’nün en renkli kısmını oluşturuyor.
» Rant ağlarına karşı tepki büyük: Rant ilişkileri AKP döneminin en belirgin özelliklerinden bir tanesi. İktidar ve çevresine yakın patronlara ülkenin en verimli arazileri toprakları ekolojik ve iktisadi kaygı taşınmadan peşkeş çekiliyor. Toplumun çok ciddi bir kesimi bu rant ilişkilerinden adeta ‘bezmiş’ durumda. Rantın temel belirleyen olduğu iktisadi ilişkiler karşısında tepki gösteren kesimler, Adalet Yürüyüşü’nün renklerinden birini meydana getiriyor.