The Economist’teki “Seks, yalanlar ve video” başlıklı yazıda, Baykal’la ilgili görüntülerin Anayasa değişikliğinin görüşüldüğü bir döneme denk geldiğine dikkat çekildi.
Haberde, “Video, Türk parlamentosunun Türkiye’deki generallerle onların yargıdaki müttefiklerinin gücünü tırpanlamayı amaçlayan kritik anayasa reformlarının gündemde olduğu bir sırada ortaya çıktı. Değişiklikleri engelleyeceğini söyleyen Baykal, görüntülerin bu çabaları engellemek için sızdırıldığını iddia etti” denildi.
Haberde ayrıca, “Ancak bazıları gizli kameranın CHP içindeki Baykal muhalifleri tarafından da yerleştirilmiş olabileceğini düşünüyor. Bazıları da, ordu içindeki veya başka laik güçlerin, CHP’nin önümüzdeki yaz yapılacak seçimlerde iktidar şansını artırmak için böyle bir komplo düzenlediğini öne sürüyor” ifadesi kullanıldı.
Dergi, “Türkiye’nin ılımlı İslamcı başbakanıö olarak nitelediği Tayyip Erdoğan’ın internet sitelerinde görüntülerle herhangi bir bağlantıyı reddederek soruşturma başlattığını ve “CHP ile seks maceraları” başlıklı görüntüleri yayınlayan web sitelerinin kapatıldığını yazdıktan sonra şöyle devam etti:
“Ancak henüz Baykal’ın sonu gelmedi. Baykal yanlıları, partinin başında kalması için imza topluyor. Bazıları Ankara’daki evinin önünde açlık grevi yapıyor. Baykal şu anda dönmeyi reddetmesine rağmen kapıyı da açık bırakıyor. Bir televizyon kanalında ‘İnsanlara artık kendi başınızın çaresine bakın, diyemem’ diyor. 1992’den beri başında olduğu partiyi perde arkasından da olsa yönetmeye devam edebilir. Güçlü bir muhalefet partisinin bulunmaması Türk demokrasinin önemli bir zayıflığı. Baykal ön planda olduğu sürece CHP’nin iktidar olma şansı çok zayıf. Baykal tamamen çekilse bile, Atatürk’ün 1923’te kurduğu parti içindeki güç mücadelesinin önümüzdeki seçimlerden önce çözüme kavuşması zor.”
The Economist, son skandalın, Türkiye’deki laiklerle AK Parti arasında süregelen mücadelede kullanılan yöntemlerle benzerlik taşıdığını savunarak şu görüşlere yer verdi: