10 Ekim Ankara Katliamının üzerinden sekiz yıl geçti. Katliamda vefat eden BTS Malatya Şube Başkanı Kasım Otur’un eşi Songül Otur, “Resimleri, elbiseleri, kitapları, bilgisayarı en son bıraktığı gibi. Bizim için 10 Ekim’den sona hayat durdu” dedi.
Yusuf Durdu
MALATYA – DİSK, KESK, TMMOB, TTB tarafından 10 Ekim 2015’te Ankara’da düzenlenen ‘Emek, demokrasi ve barış mitingine’ IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırılarında 103 kişi öldü, yüzlerce yaralandı. Katliamın üzerinden tam sekiz yıl geçti. Katliamda ölen Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Malatya Şube Başkanı Kasım Otur’un eşi Songül Otur, sekiz yıldır verdikleri adalet mücadelesini Artı Gerçek’e anlattı.
‘ACIMIZ İLK GÜNKÜ GİBİ TAZE’
Katliamın acısının ilk günkü gibi devam ettiğini söyleyen Songül Otur, “Yüreğimizde fırtınalar var. Sekiz yıl dile kolay, ateş düştüğü yeri yakıyor. ’emek, barış, demokrasi’ diye ülkeye barış, özgürlük ve demokrasi gelsin diye düzenlenen bir mitingdi ve üç ay önce Ankara Valiliği’nden izin alınmıştı” dedi.
‘HAYAT 10 EKİM ÖNCESİ VE SONRASI DİYE İKİYE AYRILDI’
Eşi Kasım Otur ile olaydan bir gün önce vedalaştıklarını söyleyen Songül Otur, o günü şöyle anlattı:
“Ankara’ya gitti. Ertesi gün beni aradı iyi olduğunu söyledi. ‘Burası kalabalık, sen beni merak etme. Ara ara seni ararım’ dedi. O yüzden ben de aramadım. Sonra ‘Ankara’da bir patlama olmuş’ dediler, inanamadım. Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’da, IŞİD terör örgütü, elini kolunu sallaya sallaya gelecek kendini patlatacak ve onlarca kişinin ölümü, yüzlerce kişinin yaralanmasına sebep olacak. Peki onların geride bıraktıkları anneleri, babaları, kardeşleri, eşleri ve çocukları… Hayat çok zor. Bizim için hayat, 10 Ekim öncesi ve sonrası diye ayrıldı.”
‘O BENİM YOL ARKADAŞIMDI’
Eşinin çocukluk aşkı olduğunu dile getiren Songül Otur, “Eşim çok kıymetli bir insandı. Ben onu çocukluğumdan bu yana tanıyordum, seviyordum. Aşık oldum. O benim hayatımdı, sevdamdı. Devrimcimdi, yol arkadaşımdı. O benim her şeyimdi” dedi
‘SEVDİĞİ YEMEKLERİ BİR DAHA PİŞİREMEDİM’
10 Ekim Katliamından sonra eşinin sevdiği hiçbir yemeği yapmadıklarını dile getiren Otur, “Kuru fasulyeyi çok severdi, yapılmaz. Çiğ köfteyi çok sever ve güzel yoğururdu, çiğköfte yemiyoruz. Artık her şey yarım. Resimleri, elbiseleri, kitapları, bilgisayarı en son bıraktığı gibi. Fotoğraf makinasındaki resimler aynı şekilde duruyor. Bizim için 10 Ekim’den sona hayat durdu” diye konuştu.
‘TORUNUNU GÖREMEDİ’
Her zaman içlerinde bir burukluk olduğunu belirten Otur, “Çocukları çok severdi ama şimdi torunu oldu, Kasım göremedi. Depremden sonra torunumuzu kucağımıza aldık ama hem ben hem de oğlum buruk bir sevinç yaşadık. Şu an hayatta her şey bizim için böyle. Hiçbir şeyi tam yaşayamıyoruz. Her zaman içimizde bir burukluk var” dedi.
‘DOSYAYI KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR’
Yargı sürecinin 8 yıldır devam ettiğine dikkat çeken Otur, şunları söyledi:
“Katliam 10 Ekim’de bitmedi. Ailelerin üzerindeki katliam devam ediyor. Kaç defa heyet değişti. Her seferinde bir heyet duruşmaya bakıyor. Savcısı, hakimi, heyetin bir üyesi değişiyor. Sonra herşey sil baştan oluyor. Şu an dosyayı kapatmaya çalışıyorlar. IŞİD terör örgütünden 11 kişiye hapis cezası verildi. Onlar oraya nasıl geldi? Ellerini kollarını sallaya sallaya oraya nasıl geldiler? Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinden o bombaları nasıl patlattılar? MİT’in nasıl haberi olmadı? Kayıtlara geçen 66 istihbarat alınmış. 66 istihbarat alındıysa niçin bir önlem alınmadı?
Duruşmayı takip etmeye gittiğimizde adliye girişinde, mahkeme salonuna girerken de aranıyoruz. Bu teröristler Suriye’de eğitim aldılar, Türkiye’ye geldiler, o kadar patlayıcıyla Antep’ten kalkıp Ankara’ya gelerek bomba patlatıyor. Onlar niye aranmadı? Buna niye müsaade edildi? Bu izinsiz yapılan bir miting değildi. Valilik ve emniyetten üç ay öncesinden izin alınarak yapıldı.”