• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Haziran 29, 2022
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Asgari ücret masası kuruluyor

      Asgari ücret masası kuruluyor

      Ya Devrim Ya Yıkım! Ekolojik Çöküş Çağında Komünizm – Foti Benlisoy

      Ya Devrim Ya Yıkım! Ekolojik Çöküş Çağında Komünizm – Foti Benlisoy

      SGK çalışmasında çarpıcı sonuçlar: Saray yoksulları görmezden geldi

      SGK çalışmasında çarpıcı sonuçlar: Saray yoksulları görmezden geldi

    • Yaşam
      Bir skandal daha

      Bir skandal daha

      Türk sinemasının usta ismi Cüneyt Arkın hayatını kaybetti

      Türk sinemasının usta ismi Cüneyt Arkın hayatını kaybetti

      Bilimin Altın Kadınları: Sizinle Gurur Duyuyoruz!

      Bilimin Altın Kadınları: Sizinle Gurur Duyuyoruz!

      Kadın girişimciler, Trendyol’un destek programlarıyla işlerini dijitalleştirerek büyütüyor*

      Kadın girişimciler, Trendyol’un destek programlarıyla işlerini dijitalleştirerek büyütüyor*

    • Türkiye
      Milli Eğitim Bakanı, 20 bin öğretmen ataması için tarih verdi

      Milli Eğitim Bakanı, 20 bin öğretmen ataması için tarih verdi

      Gazeteci Fehim Taştekin canlı yayında Suriye'deki gelişmeleri ve ihtimalleri değerlendirdi

      Gazeteci Fehim Taştekin canlı yayında Suriye'deki gelişmeleri ve ihtimalleri değerlendirdi

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Bir skandal daha

      Bir skandal daha

    • Dünya
      ABD'deki göçmen faciasında ölü sayısı 51'e yükseldi

      ABD'deki göçmen faciasında ölü sayısı 51'e yükseldi

      Saldırgan strateji

      Saldırgan strateji

      NATO: Emperyalist yayılmacılığın hizmetinde bir savaş makinası…

      NATO: Emperyalist yayılmacılığın hizmetinde bir savaş makinası…

      Almanya sonbaharda salgın önlemlerini sıkılaştırmayı planlıyor

      Almanya sonbaharda salgın önlemlerini sıkılaştırmayı planlıyor

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Bir skandal daha

      Bir skandal daha

      Ya Devrim Ya Yıkım! Ekolojik Çöküş Çağında Komünizm – Foti Benlisoy

      Ya Devrim Ya Yıkım! Ekolojik Çöküş Çağında Komünizm – Foti Benlisoy

      10 soruda BDDK’nin döviz kararı

      10 soruda BDDK’nin döviz kararı

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

    • Kitap & Dergi
      Saklı ve görünen lezzetler

      Saklı ve görünen lezzetler

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Kemal Can

Kemal Can

Ehveni şer mecburiyeti

Ekim 13, 2021 Alıntı Yazılar 0 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Güncel bir tartışmayı -bağlamını değiştirerek- bu noktada kullanırsak: Ehveni şer anlamında yeni bir “yetmez ama evet” dalgasıyla yüz yüzeyiz aslında. Üstelik bu sefer daha önceki versiyona diş bileyenler tarafından hararetle desteklenen bir ikinci dalga söz konusu.

Bugünlerde muhalefet üzerine yapılan tartışmaların büyük çoğunluğu, geçmiş hesaplaşmalara dayandırılıyor (en azından kendilerini böyle ifade etmeyi tercih ediyorlar): Babacan veya Davutoğlu’nun yeterli özeleştiri yapıp yapmadığı ya da Akşener’in geçmiş performansı. On yıl önce “yetmez ama evet” diyenlerin bunu neden yaptıkları ya da etkilerinin aslında ne olduğu. Kürt hareketinin ve HDP’nin önceden nasıl tavır aldığı, onlarla önceden nasıl ilişki kurulduğu. Her çeşit endişeli grubun endişelerinin tarihi, bugünü ve geleceğe taşınan hatıraları. Sağ-sol bitti argümanının yüz bilmem kaçıncı sürümü. Siyasetin imkanları hakkındaki aforizmalar ve toplumsal dinamiklerin sahicilik ölçütleri. Kimin sesini kesmesi gerektiği, kimin daha çok gürültüye hakkı olduğu. Eskidiği iddia edilen siyasi taktisyenlik temaları ve taraf değiştirerek tekrar itibar kazanan eski taktisyenler. Cumhurbaşkanı adayı için kriterler konuşulurken başbakan namzetinin fazla kolay kabul görmesi. “Memleketin kime bırakılmayacağı” ile ilgili endişelerin, iktidarla sınırlı olmayan bir çevrede kimlere nasıl devredileceği tartışmalarına doğru ilerlemesi.

Geçmişe güçlü referanslar vermelerine, bitmeyen bir kavganın uzantısı gibi davranmalarına rağmen, bu tartışmalar aslında yakın gelecekle bağlantılı. Hani şu “gelmekte olan” ve artık kesin/kaçınılmaz olduğuna inanılan iktidar değişikliği ve ondan sonrasıyla ilişkili. Bu yüzden giderek sertleşen ve saçaklanan çekişme, bugüne ve geçmişe ilişkin hesaplaşmalardan daha çok geleceğe ilişkin hesaplara dair. “Merkez siyasetin” yeniden ihyası iddialarının da; kurulacaksa yeni sistemin, restore edilecekse hasarın ne olduğu hakkındaki görüşlerin de yaslandığı tasarım, “Erdoğan sonrası” parantezine giriyor. “Erdoğan sonrası” diye tarif edilen yeni iktidar tasarımında, bu otoriter iktidarın inşasında görev almışların -hatta hâlâ görevde bulunanların- giderek daha etkin pozisyonlar ve söz hakları edinmeleri de dikkat çekici. (Bu aktörler sadece ortalıktaki siyasi simalar değil üstelik) Ancak isimlerden daha önemlisi, çare diye sunulan “yeni” paketinde gelen eski yaklaşımların yeterliliği ya da üretmeye aday olduğu krizler. Çok daha önemli bir sorun, muhalefet aktörlerinin, memleketin neye ihtiyacı olduğu ve muhattaplarının ne yapması konusundaki ilkesel çerçeveleri hâlâ kendileri için bağlayıcı saymamaları.

Muhalefet partilerinin üzerinde anlaştığı -ama nedense aylardır ortalama bir çerçeve metne dönüştürmek için nazlanıp durdukları- güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisinin, her şeyi halledecek sihirli değnek sayılması bekleniyor. Her türlü olumsuzluğun tek ve asli sebebinin “başkanlık rejimi” olduğunun kabul edilmesi, onu geride bırakmanın büyük zafer olarak sunulmasını mümkün kılıyor. Buna katkı veren -vermesi beklenen- herkes demokrasi kahramanı, daha fazlasından bahsetmeye yeltenenler ise hain, değilse öngörüsüz. Hatta bu formüle destek verseler bile bazı çevreler de olası “toksik etkileri” ileri sürülerek peşin düşman ilan edilebiliyor. Elbette başka türlü düşünmeyi imkansız kılan, devlet imkanlarının denkleme eklenmesiyle mutlaka açılması gereken bir kilitlenme yaratan sistemin evvel emirde halli gerekiyor. Fakat her şey böyle başlamadı ve onun için de böyle bitmeyecek. Bu yanılsamayı beslemek sanılandan daha riskli ve gelecekte de epey utandırıcı olabilir.

Türkiye’de otoriterleşme eğilimlerini, bunu mümkün kılan altyapıyı, otoriterleşme ihtiyacının kaynaklarını, otoritenin kime niye lazım olduğunu, üzerinde otorite kurulmak istenen unsurları; bu sürece kimin açık, örtülü, bilerek, bilmeyerek ve nasıl katkı verdiğini, fazla dar bir kronolojiye sıkıştırarak ve az sayıda aktör dikkate alarak açıklama eğilimi yaygın. En geniş ve en eski mücadele pratiklerine dayandığını iddia edenler bile böyle davranıyor. En basitinden şunu açıkça kabul etmek gerek: Türkiye başkanlık sistemine geçtiği için bu ağır sorunlarla yüz yüze kalmadı, otoriterleşme bataklığına referandum sonrasında saplanmadı. Yapanların söylediği gibi “fiili olanı sisteme çevirmenin” miladıydı referandum. Herkes yeniden buluştuğunda memleketi kurtaracak “merkez” de, bir bulutun arkasında kaldığı veya siste görülemediği için kaçırılmış bir kavşak değil. Bugünün sihirli formülü diye sunulan “merkez siyaset”, bu noktaya gelişimizi taşıyan ve şimdilerde yeniden itibar kazandırılan siyasetin üzerinde ısrarla yürüdüğü geniş bir bulvar.

Güncel bir tartışmayı -bağlamını değiştirerek- bu noktada kullanırsak: Ehveni şer anlamında yeni bir “yetmez ama evet” dalgasıyla yüz yüzeyiz aslında. Üstelik bu sefer daha önceki versiyona diş bileyenler tarafından hararetle desteklenen bir ikinci dalga söz konusu. Muhalefetin tatava edilmeden desteklenmesi gerektiği iddiasının arkasında “haklı ve makul bir misyon” olduğu için, taraftar toplaması daha kolay oluyor. Ancak önceki ve aslında her zamanki “yetmez ama evet”lerde geçerli olan -sonradan utandırıcı/yorucu olabilecek- sorunlar burada da fazlasıyla mevcut. Birinci sorun, imkanların sağladığı fırsatlara yüklenen kolaycılığın baş döndürücü hevesi (öfori). İkincisi, son derece kötü tarif edilmiş acil soruna karşı olmanın, kendi başına çözüme yeterli sayılması. Üçüncüsü, bu sürecin içindeki -hayli etkili- aktörlerin bu özel formüle yükledikleri araçsal rolün ve bu aktörlerin çeşitli açılardan gayet açık olan negatif motivasyonlarının görmezden gelinmesi. Dördüncüsü, yakın vade için mümkün bir zaferin (kazancın) biraz daha uzağa bakıldığında kolayca görülebilecek sorunlarını saklayabilmesi. Fazla uzatmadan keseyim ama en az on başlık daha yazabilirim.

2010 Referandumu’nun önünde ve arkasındaki “yetmez ama evet”in çok haklı biçimde eleştirilen tarafı -bu aynı zamanda şimdiki özeleştirilerin kabul görmemesinin de nedeni aslında- içine girdiği geçici körlük veya körlüğü teşvik eden “maksatlı” çarpıtmalardı (genellemeler). Sadece “vesayetle” mücadele ediyorlar diye iktidarın demokratikleşme diye bir derdi olacağını hatta buna mecbur olduğunu nereden çıkarttınız? Seneler öncesinden başlattıkları ve yürüttükleri mücadele için müsamaha gösterilmesini istedikleri otoriter atakları nasıl yok saydınız? Bu işin nereye varacağını, nelere imkan açtığını -uyarılara rağmen- neden görmek, konuşmak istemediniz? Kısa vadeli ve zahiri bir fayda uğruna çok yapısal bir tartışmayı derinleştirmek yerine hızlı sonuç için geciktirmeyi nasıl göze aldınız? Bu eleştirilerin hepsini benzer argümanlarla içinde bulunduğumuz duruma uyarlamak mümkün. Bunu tartışmaya başlayanlar da var aslında. Hatta “aynı değil”, “onlar daha fenaydı, “şimdi durum farklı” şeklinde cevaplar da verilmeye başlandı. Ancak mesele pek öyle değil, ayrıca hadise son on-on beş senenin meselesi de değil.

“Yetmez ama evet” slogan olarak 2010 senesinde kullanılmış olabilir ama neredeyse 40-50 senedir (daha öncesi de iddia edilebilir belki) kamuoyunun önüne defalarca getirilmiş bir “merkez” vasatı aslında. 12 Eylül sonrasında Özal’ın ANAP’ını iktidar yapan sürecin içinde, 90’ların “kurşun atan kurşun yiyen” politikasının göbeğine oturacak DYP’nin sağlam demokrasi müttefiki sayılmasında, DYP-SHP hükümetinin “tarihi uzlaşma” diye çatılmasında, 28 Şubat’ta destek temin ederken veya bundan yeni bir sosyoloji vehmederken de, çöken merkezi radikal savrulmadan çıkartacak yenilenme diye desteklenen Ecevit ve Bahçeli koalisyonunda, “Ekmek için Ekmelettin”de. Türkiye’de “merkez siyaset” denilen şey, defalarca kötü vasatları mecburi imkanlar olarak insanların önüne koydu, “çevrenin merkeze hücumundan” demokratik açılım bekleyenler de benzer kötü ortalamaları dayattı. Siyaseti, imkanları optimum kullanmak olarak tarif etmeye yatkın olanların böyle önerilerle öne çıkmalarında bir sorun yok belki. Fakat kötü veya daha iyi olması için yeterince üzerine konuşulmamış ortalamaları, tartışılmayacak seçenekler halinde sunmak ve olası sorunlarını tartışmayı yasaklama anlamı içerecek biçimde “itibarsızlaştırmak” iyi değil. Bugün muhalefetin birlikte durma becerisi otoriterlik krizini çözmenin garantisi olmadığı gibi başka formda tazelenmesinin aracına da dönüşebilir. Ya kendisi dönüşebilir ya da daha beterine kapı açan bir zemin üretebilir. Bunun sonraki mesele olduğu iddiası ise bu riski büyüten ana unsur. Galiba geçmişin ve bugünün kavgası taklidi yapan geleceğin hesapları tam burada.

  • Kaynak Duvar

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

Alıntı Yazılar

Emekçinin enflasyonla soygununa devam ediliyor

Pazartesi günü yapılan kabine toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı...
Alıntı Yazılar

Cüneyt Arkın’a niye bu kadar üzüldük?

Sevgili dostlar,      Cüneyt Arkın’ın vefatı,...
Alıntı Yazılar

Mücella Yapıcı onurumuzdur

Sevgili dostlar,      72 yaşındaki Mücella Yapıcı,...

Zaman Akışı

Haz 29 10:53
Türkiye

Milli Eğitim Bakanı, 20 bin öğretmen ataması için tarih verdi

Haz 29 10:39
Türkiye

Gazeteci Fehim Taştekin canlı yayında Suriye’deki gelişmeleri ve ihtimalleri değerlendirdi

Haz 29 09:51
Dünya

ABD’deki göçmen faciasında ölü sayısı 51’e yükseldi

Haz 29 09:49
Türkiye

Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: ‘Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor’

Haz 29 09:45
Yaşam

Bir skandal daha

Haz 29 09:31
Türkiye

Derin Yoksulluk Ağı araştırması: Çocuklar okulu bırakıyor, yeterli beslenemiyor

Haz 29 09:28
Dünya

Saldırgan strateji

Haz 29 09:26
Kadın

Ücretsiz HPV aşısı için mücadele devam ediyor

Haz 29 09:24
Emek

Kadının işgücüne katılımına karşılar

Haz 29 09:21
Politika

Asgari ücret masası kuruluyor

Haz 29 09:19
Ekonomi

Dolar güne 16, euro 17 liranın üzerinde başladı

Haz 29 08:49
Politika

Ya Devrim Ya Yıkım! Ekolojik Çöküş Çağında Komünizm – Foti Benlisoy

Haz 28 18:07
Sosyoloji

NATO: Emperyalist yayılmacılığın hizmetinde bir savaş makinası…

Haz 28 08:56
Sağlık

Kafa Nakli Nedir? 2017’de Bir İnsan Kafası Gerçekten İlk Defa Transfer Edildi mi?

Haz 28 08:48
Türkiye

Erdoğan: Asgari ücretin yeniden değerlendirilmesini istedim

Haz 28 08:36
Türkiye

İliç’te siyanür taşıyan borunun patlaması sonrası meydana gelen çevre faciası tüm bölgeyi etkiliyor

Haz 28 08:33
Yaşam

Türk sinemasının usta ismi Cüneyt Arkın hayatını kaybetti

Haz 28 08:24
Fikir & Yazı

10 soruda BDDK’nin döviz kararı

Haz 28 08:20
Politika

SGK çalışmasında çarpıcı sonuçlar: Saray yoksulları görmezden geldi

Haz 28 08:17
Türkiye

İhmaller sel olup aktı

Haz 28 08:14
Fikir & Yazı

Sansür, çocukları korumasız bırakıyor

Haz 27 12:00
Sağlık

Kaygı Bozukluğu ve Depresyon, Beyin Hacmini Değiştirebiliyor!

Haz 27 10:40
Ekonomi

BDDK’den ‘döviz varlığı sınırı’ için yeni açıklama

Haz 27 10:37
Politika

Gezici Araştırma Merkezi’nden ekonomi anketi: Yurttaşın 4’te 3’üne göre ülkenin en büyük sorunu geçim sıkıntısı ve pahalılık

Haz 27 10:34
Türkiye

İktidar seçmeniyle karşı karşıya: Kadına şiddette cezalar artırılsın isteniyor

Haz 27 10:16
Fikir & Yazı

Hayatta kalan kadınlar makbul sayılmıyor

Haz 27 09:54
Türkiye

Gezici Araştırma’dan ekonomi anketi: Ülkenin en büyük sorunu geçim sıkıntısı

Haz 27 09:31
Türkiye

Selahattin Demirtaş: Dik Dur Eğilme Reis!

Haz 27 09:15
Politika

CHP’li Bulut: Kurbanlıkların fiyatı 2 katına çıktı

Haz 27 09:13
Politika

Devlet yardımları araştırılsın

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön