• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Aralık 1, 2023
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
  • Psikoloji
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Yerli ve millî çürümüşlüğümüz

      Yerli ve millî çürümüşlüğümüz

      Sosyal yardımlar yoksulluğun ilacı değil

      Sosyal yardımlar yoksulluğun ilacı değil

      Cumhur İttifakı’nın bilindik taktikleri: Ah bir kavga çıksa

      Cumhur İttifakı’nın bilindik taktikleri: Ah bir kavga çıksa

      Özgür Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ı övdü; "İşbirliğine devam" mesajı verdi

      Özgür Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ı övdü; "İşbirliğine devam" mesajı verdi

    • Yaşam
      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Kalbimiz Hrant’ın mezar yeridir

      Kalbimiz Hrant’ın mezar yeridir

      Türkiye'de trans olmak: Var olma, yaşam ve aktivizm mücadelesi

      Türkiye'de trans olmak: Var olma, yaşam ve aktivizm mücadelesi

      İnsanlar Yaşlandıkça Neden Daha Erken Uyanır?

      İnsanlar Yaşlandıkça Neden Daha Erken Uyanır?

    • Türkiye
      Kobanê Davası'nda 43'üncü duruşma: İddialar, iftiraya dönüştü

      Kobanê Davası'nda 43'üncü duruşma: İddialar, iftiraya dönüştü

      Tahir Elçi İzmir'de anıldı: ‘Em te ji birnakın’

      Tahir Elçi İzmir'de anıldı: ‘Em te ji birnakın’

      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Fırtına, kar, sağanak... Deniz taştı, ev ve işyerlerini su bastı, çatılar uçtu

      Türkiye’ye otopsi

      Türkiye’ye otopsi

    • Dünya
      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      İsrail ve Hamas arasındaki geçici ateşkes son gününe girdi: Gözler sürenin uzatılıp uzatılmayacağında, İsrail baskı altında

      İsrail ve Hamas arasındaki geçici ateşkes son gününe girdi: Gözler sürenin uzatılıp uzatılmayacağında, İsrail baskı altında

      Kobane Davası: 'Şüpheden sanık yararlanmıyor, iddia güçleniyor'

      Kobane Davası: 'Şüpheden sanık yararlanmıyor, iddia güçleniyor'

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Yerli ve millî çürümüşlüğümüz

      Yerli ve millî çürümüşlüğümüz

      Hadislerin İncelemesi -1

      Hadislerin İncelemesi -1

      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

      Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Mikroplastik Nedir? Canlılara ve Çevreye Nasıl Zarar Verir?

      Mikroplastik Nedir? Canlılara ve Çevreye Nasıl Zarar Verir?

      Filistin sorunu paneli yapıldı

      Filistin sorunu paneli yapıldı

    • Fotoğraf & Karikatür
      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

    • Kitap & Dergi
      Kitap Fuarı 40 yaşında

      Kitap Fuarı 40 yaşında

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Duyusal Ekoloji Nedir? Hayvanların Dünya’yı Nasıl Algılıyor?

Duyusal Ekoloji Nedir? Hayvanların Dünya’yı Nasıl Algılıyor?

Ekim 15, 2023 Ekoloji 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Bir Arının Bir Çiçeği Nasıl Gördüğünü Hiç Merak Ettiniz mi?

Stephen Burnett
Yazar
Övgü Kayadelen
Çeviren
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Editör
Damla Şahin

2. Editör

Her organizma, kendi sinir sistemi tarafından alınıp işlenen bilgilerin tamamından oluşan bir dünyada yaşar (Dangles et al. 2009). “Umwelt” terimi, 1909’da Jakob von Uexküll tarafından, algılanan dünyayı tanımlamak amacıyla türetilmiştir (Rüting 2004, Shettleworth 1998). Umwelt, her organizma için farklıdır, dolayısıyla başka bir organizmanın dünyayı nasıl algıladığını tamamen anlayabilmemiz çok zordur. Bu açmaz, yıllar boyunca hem filozofların (Nagel 1974) hem de biyologların (Griffin 1958) ilgisini çekmiştir. Algı sistemlerinin gelişiminin hayvanın gelişimiyle paralellik göstermesi gayet normal bir durumdur. Bu durum organizmanın yaşamı boyunca içinde bulunduğu “umwelt”in (algılanan çevrenin) sıkça değiştiği anlamına gelir (Dangles et al. 2009).

Duyusal ekoloji alanı, hayvanların çevrelerinde neleri algıladıklarını ve bunun çevre ile olan etkileşimlerine nasıl etki edeceğini anlamak amacıyla onların algı sistemleri üzerine yapılan araştırmalara dayanmaktadır (Dangles et al. 2009). Bu algısal dünya, her ne kadar herhangi bir zamanda hayvanın sinir sisteminin iç dinamiklerinden etkileniyor olsa da belli bir organizmanın sahip olduğu algılara yüksek oranda bağımlıdır.

 

Bir hayvan, her duyunun aldığı bilgiye göre sınıflandırılan çok çeşitli duyulara sahip olabilir (duyu kipleri, Tablo 1). Belli duyu kiplerinin önemi bir türden diğerine değişmektedir. Bu yüzden türlerin sahip olduğu duyu kipleri incelenerek türün ekolojisi ve evrimi hakkında geniş bilgilere sahip olmak mümkündür (Dangles et al. 2009).

Tablo 1: Farklı duyu kiplerinden bazı örnekler. Her kip için, o kipi kullanan duyu sistemlerinden bazı örnekler belirtilmiştir.
Tablo 1: Farklı duyu kiplerinden bazı örnekler. Her kip için, o kipi kullanan duyu sistemlerinden bazı örnekler belirtilmiştir.

Diğer hayvanların duyusal ekolojisini incelerken insan olarak bizler en iyi bildiğimiz yeteneklere odaklanma eğilimindeyizdir: Bilgiyi ses olarak (duymak), ışık olarak (görmek) ve kimyasal olarak (koku ve tat) saptarız. Bunun yanı sıra, her ne kadar omurgasız organizmalarda çeşitli kipler üzerinde çok sayıda çalışma yapılmış olsa da bizler omurgalı organizmalar üzerinde odaklanmaya meyilliyizdir (Dangles et al. 2009). Çoğunlukla bu yeteneklerin her birini inceleriz ve insanların bunlara nasıl cevap verdiğine dayanarak aldıkları uyaranı tanımlarız.

 

Muhtemelen elektromanyetik spektrumda görünür bölgeden haberdarsınızdır (Şekil 1). İnsanların algılayabildiği görünür spektrumun, var olan toplam elektromanyetik enerji aralığının yalnızca küçük bir bölümünü oluşturduğunu fark etmişsinizdir. Diğer hayvanların duyusal sistemlerini incelediğimizde, hayvanların insan duyuları ile algılanamayan uyaranları tespit edebildiklerini görmekteyiz. İnsanların algılayabildiği aralığın üzerinde olan uyaranlar için ‘ultra’ ön ekini, insanların algılayabildiği aralığın altında olan uyaranlar için de ‘infra’ ön ekini kullanırız. Ancak bir şeyi ‘ultra’ ya da ‘infra’ olarak etiketlemiş olmamız onun algılanamayacağı anlamına değil, insan duyu sistemlerince algılanamayacağı anlamına gelmektedir.

Görsel 1: Elektromanyetik Spektrum Bu şema elektromanyetik spektrumu oluşturan dalga boylarının tamamını göstermektedir. Spektrumda insanların görebildiği kısım, algıladığımız renklerin gördüğümüz ışığın dalga boyu ile nasıl bağlantılı olduğunu gösterebilmek amacıyla büyütülmüştür.
Görsel 1: Elektromanyetik Spektrum Bu şema elektromanyetik spektrumu oluşturan dalga boylarının tamamını göstermektedir. Spektrumda insanların görebildiği kısım, algıladığımız renklerin gördüğümüz ışığın dalga boyu ile nasıl bağlantılı olduğunu gösterebilmek amacıyla büyütülmüştür.
Creative Commons, Materialscientist, Wikimedia Commons

Hayvan duyusal ekolojisi, o hayvanın yaşadığı algı dünyasına dikkatle bakabilmemize ve böylece hayvanın davranışlarını daha iyi anlayabilmemize izin verir. Aynı zamanda, özellikle ultra ve infra bölgelerindeki uyaranları, örneğin köpeklerin bir insandan 1.000.000 kez daha hassas olan koku algı yeteneğini (Olender et al 2004), ya da gerekli duyu organlarına sahip olmadığımız için insanlar için algılanması tamamıyla imkânsız olan elektrik alanları (Camperi et al. 2007, Heiligenberg 1991) ve manyetik alanlar (Akesson & Backman 1999, Holland et al. 2010, Weindler et al. 1995) gibi uyaranları kaydedip analiz ettiğimizde, bizim için dünyaya yeni bir bakış açısı getirebilir. Gözümüzün göremediği ışıkları algılayan kameralar, ya da duyamadığımız sesleri kaydedecek mikrofonlar gibi algılayamadığımız uyaranların incelenmesi için, onları bizim adımıza algılayıp tespit edecek cihazlar geliştirmek zorundayız.

Bu makalede tartışmamızı, insan duyuları arasında en çok gelişmiş duyular olan görme ve işitme ile sınırlı tutacağız. Aynı zamanda kendimizi omurgalı organizmalarla sınırlandıracağız ancak bu diğer hayvanların benzer duyu sistemlerine sahip olmadığı ya da fayda sağlamadıkları anlamına gelmemeli. İşe hayvan duyu sistemlerinin en temel arka planı ile başlıyoruz, eğer bu başlık ile ilgili daha çok bilgi edinmek isterseniz literatürde bundan daha fazlasını bulabilirsiniz.

 

Görme

Görme algısı, belli elektromanyetik enerji türlerinin varlığını tespit eden ışık reseptörlerinin yeteneğine bağlıdır (Görsel 1). Elektromanyetik enerjiyi dalga boyuna (ya da frekansına) göre tanımlarız. İnsanların görebildiği dalga boyları gökkuşağının bilindik renklerini oluşturmaktadır. Bu renkler kabaca 700 nm (kızıl) ile 400 nm (mor) arasındaki dalga boylarına karşılık gelir. İnsanların görebildiği aralığın dışında kalan dalga boyları için kızılötesi (IR; ~1000 nm 1 mm arasındaki dalga boyları) ve morötesi (UV; kabaca 100-400 nm arası) terimlerini kullanırız (Ryer 1997).

Kızılötesi ve morötesi spektrumları birçok hayvanın görebildiği aralıktadır. Gözleriniz algılayamasa da kızılötesi ışınımı, soba gibi bir ısı kaynağına elinizi yaklaştırdığınızdaki ılık hisse benzediğinden size yabancı değildir. Kendi çevresinden daha sıcak olan her nesne kızılötesi ışınımı yayar ve bazı hayvanlar bu ‘ısıl görüntüyü’ algılayabilecek alıcılara sahiptir (Newman & Harline 1982, Sichert et al. 2006).

Bu yetenek, memelilerle ve kuşlarla beslenen yırtıcı hayvanlar için, avları neredeyse her zaman çevresinden daha sıcak olduğundan son derece yararlıdır. Örneğin çıngıraklı yılanlar, pitonlar, boğa yılanları gibi yılan türleri, kafalarında kızılötesine hassas alıcılara sahip girintiler bulundurur (Görsel 2; Newman & Hartline 1982, Pappas et al. 2004). Bu girintiler avcının tenha bir konumda saklanarak kızılötesi ışın yayan avı vuruş mesafesine gelene kadar beklemesine olanak tanır (Newman & Hartline 1982, Ebert et al. 2007). Bu alıcılar yılanın, memeli avcıları algılayıp onlardan kaçmasını ya da uyumak ve dinlenmek için uygun sıcaklıktaki konumları bulmasını da mümkün kılar.

Görsel 2: Ağlı piton, ‘***’ ile gösterilen kızılötesine hassas girintileri ile.
Görsel 2: Ağlı piton, ‘***’ ile gösterilen kızılötesine hassas girintileri ile.
Creative Commons Modified, Danleo, Wikimedia Commons

Morötesi ışınları gören, kuşlar (Rubene et al. 2010), kelebekler (Rutowski et al. 2010) ve arılar (Arnold et al. 2010) gibi hayvanlar da mevcuttur. Morötesinin görülebilmesi ile ilgili yapılmış en iyi çalışmalardan biri, arılar ve tozlaşma yaptıkları bitkilere aittir. Bu bitkilerin birçoğu hem görünür hem de morötesi aralıkta ışık yansıtan çiçeklere sahiptir (Arnold et al. 2010, Dusenbery 1992). Bu çiçekler morötesi ışıkta incelendiği zaman açık ve koyu renk desenler görünür hale gelmektedir. Bu desenler, arılara bitki özünü çiçeğin neresinde bulacakları konusunda rehberlik eder (Görsel 3). Bu desenli ‘davetiyeler’ aynı zamanda, diğer bitkilere yayılacak olan polenleri toplayabilmesi amacıyla arıyı çiçeğin hangi bölgesine gideceği konusunda yönlendirdiği için bitkiye de fayda sağlar. Arılar görünür spektrumda da gayet iyi görebiliyor olmalarına rağmen (Dusenbery 1992, Kevan et al. 2001) ilave olarak morötesi ışığı algılayabilmeleri, onlara sadece insan hassaslığında gözlere sahip olmaları durumunda eksik kalacak olan bilgilere erişmelerini sağlar. Arıların çiçeklerin tozlaşmasında yer almadığı konumlarda, morötesi ışın yansıtan çiçeklere sahip bitki türü sayısının, arıların tozlaşma yaptığı bölgelerdekine nazaran önemli ölçüde düşük olması dikkate değerdir (Kevan et al. 2001).

Görsel 3: Misk otu çiçeğinin beyaz ışık (solda) ve morötesi ışık (sağda) altındaki görüntülerinin karşılaştırması. Morötesi ışık altında ortadaki koyu renkli bölgeye dikkat ediniz. Bu kısım, arıyı hem nerede bitki özü bulabileceği konusunda yönlendirir, hem de arının polen ile kaplayacağı yapıdan geçmesini güvence altına alır.
Görsel 3: Misk otu çiçeğinin beyaz ışık (solda) ve morötesi ışık (sağda) altındaki görüntülerinin karşılaştırması. Morötesi ışık altında ortadaki koyu renkli bölgeye dikkat ediniz. Bu kısım, arıyı hem nerede bitki özü bulabileceği konusunda yönlendirir, hem de arının polen ile kaplayacağı yapıdan geçmesini güvence altına alır.
Creative Commons, Plantsurfer, Wikimedia Commons

İşitme

Birçok hayvan çevrelerindeki titreşimlerin varlığını, titreşimi algılayan çeşitli yapılar kullanarak algılayabilirler. Bu, bir bitki üzerinde yürüyen bir hayvanın oluşturduğu kıpırtılar gibi bir alt yapı boyunca (Caldwell et al. 2010, Cocroft & Rodriguez 2005) ya da kendilerini çevreleyen hava veya su ortamının içerisinde yayılan (Stebbins 1983) titreşimleri içerir. Havadaki titreşimleri algılama yeteneği işitme duyusu olarak adlandırılır. Havadaki titreşimler kulağınızın içindeki bir dizi yapının titreşmesine, böylece beyninize bağlanan sinirlerin elektrik sinyalleri üretmesine sebep olur. Daha sonra beyniniz, bu sinir sinyallerini ses olarak anlamlandırır.

 

Titreşimleri ölçerken sıklıkla, saniyede gerçekleşen titreşim sayısı olan (birim olarak Hertz, kısaltması Hz.) frekanslarına bakarız. İnsanlar en iyi 2.000-4.000 Hz aralığında işitirler, ancak tüm işitme aralığımız sıklıkla 20-20.000 Hz (Gescheider 1997, Görsel 4) arasıdır. Bu işitilebilir aralığın dışında kalan titreşimler kulaklarımız tarafından algılanmaz, ama pek çok hayvan tarafından algılanabilir. Örneğin, filler 20 Hz’nin altında (sesötesi) sesler üreterek sürülerindeki diğer üyelerle iletişim kurarlar (Langbauer et al. 1991, Poole et al. 1988). Bu düşük frekanslı sesler havada ve yerde müthiş uzaklıklara ulaşır ve onlarca kilometrelik alandaki fil topluluklarının irtibatta kalmalarını mümkün kılar (McComb et al. 2003, Payne et al. 1986, Poole et al. 1988).

Görsel 4: Çeşitli hayvanlar tarafından algılanan ses frekans aralıkları. Aralıklar, Strain (2003)’e ait olup farklı yöntembilimlerle ölçülmelerinden ötürü yaklaşık olarak hesaplanmıştır. Ölçek logaritmik olduğu için, yüksek frekanslar eksende daha az yer kaplamaktadır.
Görsel 4: Çeşitli hayvanlar tarafından algılanan ses frekans aralıkları. Aralıklar, Strain (2003)’e ait olup farklı yöntembilimlerle ölçülmelerinden ötürü yaklaşık olarak hesaplanmıştır. Ölçek logaritmik olduğu için, yüksek frekanslar eksende daha az yer kaplamaktadır.
2011 Nature Education Stephen Burnett

20.000 Hz ve üstü frekanstaki sesler olan sesüstü titreşimler bazı hayvan türleri tarafından da üretilebilir ve/ya da algılanabilir. Memeli deniz hayvanlarının (Au 2004), kemirgenlerin (Moles & D’amato 2004), yarasaların (Fenton 1984), kurbağaların (Feng et al. 2006, Shen et al. 2008), ve böceklerin (Fullard 1982, Fullard & Yack 1993, Fullard et al. 1994, Rodríguez & Greenfield 2003) sesüstünü iletişim, avcılardan korunma ve yankı ile yer tayini gibi çeşitli amaçlar için kullandığı bilinmektedir.

Bu tip sesler üzerinde birçok çalışma yapılmış olsa da en iyi bilinen örneklerden biri yarasaların yankı ile yer tayinidir. Yarasaların yankı ile yer tayinindeki frekans aralıkları, türlerine göre 10.000 ile 200.000 Hz arasında değişkenlik gösterir (Altringham 1996, Leonard & Fenton 1984). Tek bir yarasa çağrısı sadece birkaç milisaniye sürerken 50.000 Hz ya da üstünde bir frekans aralığını kapsayabilir (Görsel 5). Bunun gibi yüksek frekanstaki sesler çok uzağa yol alamaz fakat çok küçük olanlar da dâhil olmak üzere katı nesnelerden yansır (Lawrence & Simmons 1982, Surlykke & Kalko 2008). Bu, yarasanın nesneden gelen yankıları kullanarak küçük hedefleri (yiyecek gibi) algılamasını sağlar. Yankı ile yer tayini yapan bazı türlerin yön bulmak için görme yeteneklerini kullandıkları bulunmuş olsa da (Bell 1985, Bell & Fenton), bu türler bile, hareket ederlerken (hâlâ yankı ile yön tayini yeteneklerine bağımlı olduklarını gösteren) yankı ile yön tayini sinyalleri yayarlar (Eklöf & Jones 2003, Masters & Harley 2004). Yüksek frekanstaki çağrıları sadece kısa mesafe kat edebildiği için, bir yarasanın dünya algısı seslerinin yol aldığı mesafeden oldukça etkilenir (Lawrence & Simmons 1982, Surlykke & Kalko 2008). Bu durum, aynı çevreyi bizim öncelikli olarak görme duyusunu kullanarak algılamamıza oldukça zıttır.

Görsel 5: Küçük kahverengi bir yarasadan (Myotis lucifugus) gelen yankı ile yön tayini çağrısının ses yazımı. Bu şema, ses frekansını y ekseninde, sesin devam süresini x ekseninde göstermektedir. Şemanın renklendirilmesi ise ses yüksekliğini temsil eder (ses genişliği): Yüksek sese ait kısımlar kırmızı ya da turuncu iken, daha kısık sesi gösteren kısımlar siyah ya da mavidir.
Görsel 5: Küçük kahverengi bir yarasadan (Myotis lucifugus) gelen yankı ile yön tayini çağrısının ses yazımı. Bu şema, ses frekansını y ekseninde, sesin devam süresini x ekseninde göstermektedir. Şemanın renklendirilmesi ise ses yüksekliğini temsil eder (ses genişliği): Yüksek sese ait kısımlar kırmızı ya da turuncu iken, daha kısık sesi gösteren kısımlar siyah ya da mavidir.
2011 Nature Education Stephen Burnett

Sonuç

Bu makalenin yazılış amacı diğer hayvanlara ait duyusal dünyalara ‘gözlerinizi açmanızı’ ve bunların bizim algıladığımız dünyadan çok farklı olabileceğini fark etmenizi sağlamaktır. Her ne kadar öncelikli olarak insanların algılayamadığı uyaranlar üzerine odaklanmış olsak da, insanlara ve diğer hayvanlara ait duyusal sistemlerin örtüşmesi yaygındır (Görsel 4). Burada verilen tüm örneklerde organizmalar, tartışılan belli uyaran aralıklarından çok daha geniş aralıkta duyabilmekte ya da görebilmektedir. Çoğu hayvan (insanlar dahil) oldukça geniş bir aralıktaki uyaranları algılayacak alıcılara sahiptir. Bu sebeple, bir hayvanın umweltini anlamak istiyorsak algılayabildiği bütün uyaran aralıklarını öğrenerek o hayvanın duyusal ekolojisini (duyusal sistemlerini ve bu sistemlerin onun algı dünyasını nasıl etkilediğini) kavramalıyız (Kevan et al. 2001, McCrea & Levy 1983). Ek olarak, herhangi bir durumda bir hayvanın çoklu duyu kiplerinden veri alıyor olmasının muhtemel olduğunu unutmamamız gerekir (Dötterl & Vereecken 2010).

 

Evrimleşmiş farklı duyu sistemlerinin birçok pratik uygulaması vardır. Çalışmalar, organizmanın algıladığı duyusal uyaran türünün uygun gıdanın yerini bulma (Bell & Fenton 1984, Fenton & Ratcliffe 2004, Siemers & Swift 2006), kaynaklar için rekabet etme (Caldwell et al. 2010, Mason & Parker 2010), eş arama ve bulma (Feng et al. 2006, Mason & Parker 2010, Schul & Patterson 2003) ya da avcılardan kaçınabilme yeteneklerini (Fullard 1982, Mason & Parker 2010, Schul & Patterson 2003) belirlediğini göstermiştir. Bir türün çevresi ile duyusal sistemi arasındaki ilişkinin, yeni türlerin evrimini yönlendirdiğine dair kanıtların olduğu örnekler bile mevcuttur (Fenton & Ratcliffe 2004, Kirkpatrick & Price 2008, Seehausen et al. 2008).

Her organizma kendi umweltinde yaşarken hayvanların kullandığı farklı türlerde uyaranları inceleyebiliyor olmamız, onların algı dünyalarının farkında olmamızı ve duyusal sistemlerin bu organizmaların evrimi ve ekolojisiyle nasıl bağlantılı olduğunu anlamamızı sağlamaktadır.

 

Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
  • Kaynak Evrim Ağacı

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Kuzey Avrupa’dan Diyarbakır’a kuş göçü: İlkbahara kadar kalacaklar Ekoloji
Kasım 28, 2023

Kuzey Avrupa’dan Diyarbakır’a kuş göçü: İlkbahara kadar kalacaklar

Siber Taksonomi ve Ekoloji Ekoloji
Kasım 25, 2023

Siber Taksonomi ve Ekoloji

7 kere yıkıldı, 7 kere küllerinden yeniden doğdu: Hatay Ekoloji
Kasım 13, 2023

7 kere yıkıldı, 7 kere küllerinden yeniden doğdu: Hatay

ZAMAN AKIŞI

Kas 30 13:55
Eğitim

MEB hazırladı: “Yapay zekâ uygulamaları” dersi ortaokul müfredatına giriyor

Kas 30 13:53
Sağlık

Afrika’da bile düşüşe geçen HIV oranı Türkiye’de artıyor

Kas 30 13:50
Arkasayfa

Yerli ve millî çürümüşlüğümüz

Kas 30 13:28
Gündem

Kobanê Davası’nda 43’üncü duruşma: İddialar, iftiraya dönüştü

Kas 30 13:21
Ekonomi

Bankalardan 486 milyar lira net kâr

Kas 30 13:19
Emek

Uzun mesailer ömrü kısaltıyor

Kas 29 16:34
Gündem

Sosyal yardımlar yoksulluğun ilacı değil

Kas 29 15:44
Emek

Emeklilerden sazlı sözlü eylem: 10 Aralık’ta Ankara’da yapılacak mitinge çağrı yaptılar

Kas 29 14:02
Eğitim

Eksi dokuz netle 4 yıllık üniversite

Kas 29 13:59
Ekonomi

TÜİK verileri: Ekonomiye güven kasımda geriledi

Kas 29 13:56
Gündem

Cumhur İttifakı’nın bilindik taktikleri: Ah bir kavga çıksa

Kas 29 13:46
Kültür & Sanat

TBWA/İstanbul’un BirGün için hazırladığı projeye Kristal Elma ödülü

Kas 28 16:43
Arkasayfa

Hadislerin İncelemesi -1

Kas 28 16:34
Bilim & Teknoloji

Elektrikli arabalarda gerçekten yangın tehlikesi var mı?

Kas 28 16:15
Bilim & Teknoloji

WhatsApp’ın web ve masaüstü sürümü için özellik geri dönüyor

Kas 28 16:13
Sağlık

Fazla kilolar reflüyü arttırıyor

Kas 28 14:55
Ekoloji

Kuzey Avrupa’dan Diyarbakır’a kuş göçü: İlkbahara kadar kalacaklar

Kas 28 14:12
Ekonomi

Türk-İş hesapladı: Açlık sınırı asgari ücreti 2 bin 623 lira geçti

Kas 28 14:04
Sağlık

Hep yeşilini tüketiyoruz oysa siyahı şifa deposuymuş! Üstelik 1 kaşık tüketmek yeterli oluyor

Kas 28 13:54
Gündem

Tahir Elçi İzmir’de anıldı: ‘Em te ji birnakın’

Kas 28 13:35
Gündem

Ortaklıkları, farklılıklarıyla: Aşırı sağın yükselişi

Kas 28 13:17
Ekonomi

Asgari ücrette geri sayım başladı: Hangi rakamlar konuşuluyor?

Kas 28 13:15
Gündem

Özgür Özel, İmamoğlu ve Yavaş’ı övdü; “İşbirliğine devam” mesajı verdi

Kas 28 13:09
Gündem

Tuncer Bakırhan ‘HEDEP’ ismi kararına tepki gösterdi, Yeniden Refah’ı hatırlattı

Kas 28 12:55
Sağlık

Bir hekim günde bin rapora imza atıyor!

Kas 28 12:53
Ekonomi

Kira krizine karşı ‘ev arkadaşlığı’

Kas 27 14:58
Gündem

İsrail ve Hamas arasındaki geçici ateşkes son gününe girdi: Gözler sürenin uzatılıp uzatılmayacağında, İsrail baskı altında

Kas 27 14:17
Gündem

Kobane Davası: ‘Şüpheden sanık yararlanmıyor, iddia güçleniyor’

Kas 27 13:55
Gündem

Sömürge törpüsü: İsrail’e mahpus olmak

Kas 27 13:40
Ekonomi

Kuzu etine 15 günde 45 lira zam