Hükümete göre, ülke ekonomisini rahatlatacak bir proje; uzmanlara göreyse hem ekonomik çöküşü hızlandıracak hem de çevreye, doğaya vereceği telafisi olmayan zararlarla bir ‘felaket’in habercisi bir girişim.
İnşaat sektörünün iştahını kabartan, AKP’nin ‘büyük gelir’ elde ederek ekonomideki açıkları kapatma hayalleri kurduğu Kanal İstanbul’un 2023’te tamamlanması bekleniyor ancak her geçen gün yeni bir rant haberi gelirken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin 400 projeyi içeren 100 günlük eylem planında dikkat çeken bir başka başlık da Erdoğan’ın “Olmazsa olmaz, mutlaka yapacağız” dediği Kanal İstanbul projesiydi.
Türkiye’nin ekonomik bir savaş ile karşı karşıya olduğunu savunan Erdoğan, vatandaşlara döviz ve altınlarını Türk Lirası’na çevirme çağrısında bulundu.
DW Türkçe’den Aram Duran Ekinci’ye konuşan Prof. Dr. Erinç Yeldan, döviz krizinde Kanal İstanbul’a dikkat çekiyor. Projenin yüksek döviz harcanan ama döviz getirisi sınırlı olan projeler olduğunu söyleyen Prof. Yeldan, “Bu da gelecek nesillere aktarılan borç miktarının artması anlamına geliyor” diyor.
Yeldan’a göre Kanal İstanbul’da ısrar etmek ekonomideki kırılganlığı artıracak. Türkiye’nin öncelikle Ankara’nın doğusunda yapılacak yatırımlara ağırlık vererek istikrarlı bir ekonomik düzen için bölgesel eşitsizlikleri azaltmaya yönelmesi gerektiğinin altını çizen Yeldan, “İstanbul, yapılan düzenlemeler ve projelerle giderek ülkenin geri kalanından kopuyor ve kendi başına bir habitat haline geliyor. Kanal İstanbul gibi projeler yüksek döviz harcanan ama döviz getirisi sınırlı olan projeler. Bu da gelecek nesillere aktarılan borç miktarının artması anlamına geliyor” şeklinde konuşuyor.
Yeldan’a göre, 5,08 seviyelerine kadar yükselen dolar kurunu aşağıya çekebilmek için öncelikle dışa açık ve uluslararası makroekonomik sistem ile uyumlu bir program ortaya koymak gerekiyor.
Erdoğan’ın ‘döviz bozdurun’ çağrısının mevcut şartlarda piyasalara herhangi bir etkisinin olmayacağını dile getiren Prof. Yeldan, “Günde 4,5 trilyon dolarlık işlem hacmi olan uluslararası döviz piyasasına, hane halkının bozdurduğu dövizlerle müdahale edilebileceğini düşünmek iktisat bilimine aykırı” diyor.
Ekonomist Mustafa Sönmez de, Erdoğan’ın çağrısının piyasalarda karşılık bulmadığı görüşünde. “Halkın döviz bozdurması işe yarar mı” diye düşünmeden önce, “Bakalım halk dövizini bozdurur mu?” diye sormak gerektiğinin altını çizen Sönmez’e göre, Türkiye’de vatandaşlar yüksek enflasyona karşı gelirini korumak için her dönemde dövize yöneliyor.
Sönmez’e göre bu çağrı hoş bir seda olarak kalır…