Muhalif zihnin güzel şeyleri görmesi zordur. Onun için zaman zaman olup bitenlere bir de bu gözle bakarım. Güzelliğe haksızlık etmemenin yolu, onu görmek ve gereken ilgiyi göstermektir. Son on – onbeş gün içinde kenara not ettiğim birkaç güzel gelişmeyi bu vesileyle paylaşmak istiyorum.
Güzel şeylerin ilki: Merkezi ezan ve vaaza son!
Kenara not ettiğim ilk güzellik, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in merkezi ezan ve vaaz sistemine dair açıklamasıydı. Şöyle demişti Görmez: “Mihraba geçen her arkadaşımız kürsüye de geçecek. Hangi konuyu işleyecekse o konuda ayetler hadisler bilecek ve anlatacak. Bir ayda dört vaaz hazırlamaktan aciz olan bir arkadaşımız aslında mihraba geçme hakkını da kaybeder. Merkezi sistemle, bir yerden birçok yere konuşmaların teknoloji ile yayılmasına karşıyız. Bir yerden konuşmalar yapılıyor ve başka camilerde, biz insanları konuşanı görmeden o metalik sese mahkûm ediyoruz.”
Başkan açıklamasının devamında “merkezi ezan ve vaaz sisteminin kablosunu bizzat ben elimle keseceğim” diyordu. İbadetlerin teknolojik hale dönüştürülmesi ve imamlığın – müezzinliğin insani yönünün azaltılmasının tipik bir örneği olan merkezi ezan ve vaaz sisteminin sona erdirilecek olması, doğallığı önemseyen benim gibiler için güzel gelişme.
Güzel şeylerin ikincisi: Otel önü iftarları
Kim düşündü ise Allah razı olsun. Hepimizin yüzüne şamar gibi geldi. Bilerek değil de farkındalıksızlığın getirdiği gafletle ısrarla beş yıldızlı otellere koşanlar için “Mü’min mü’minin aynasıdır” sözüne uygun bir çaba bu.
Bilmeyenler için anlatayım Otel önü iftarlarını. Emek ve Adalet Platformu’nun düzenlediği iftarın ilki İstanbul Conrad Otel önünde geçtiğimiz Cumartesi gerçekleştirildi. İftarda İhsan Eliaçık, Murat Menteş, Hidayet Şefkatli Tuksal, Emine Uçak Erdoğan, Ulvi Alacakaptan gibi yazarların yanı sıra tiyatrocular, gazeteciler, aktivistler, sokak çocukları ve Afrikalı göçmenler de varmış. İftara katılanlar, otelin önünde açtıkları yer sofrasında yanlarında getirdiklerini paylaşarak iftarlarını açmışlar ve yemeklerini yemişler.
Emek ve Adalet Platformunun web sitesinde yer alan habere göre alana asılan dövizlerde şöyle sloganlar yer almış: “Orucunu kapitalizmle bozma”, “Conrad’ta muhteşem israf; 80 TL=100 Ekmek Parası”, “İsraf değil insaf”, “Otelde değil önünde iftar”, “İftar menü: 316 TL, Asgari ücret: 658 TL”, “1 milyar insan hangi suçundan dolayı aç”, “İnsanlığa açız”, “Ramazan festival değildir- İftar zengin eğlencesi değildir”, “İstanbul için utanç vakti”, “Ağzınızın tadını bozmaya geldik”
Ramazanı şölene dönüştürmenin, orucun geniş kitlelere ulaşmasına vesile olduğunu düşünen saf sosyologlarımıza sağlam bir notu bu vesileyle iletelim: Şölene / festivale dönüşmüş Ramazanların geniş kitlelere tanıttığı iftar ve sahur, Allah’ın istediğine pek benzemiyor. Evet, “kültür” önemlidir ama “din esastır.” Çünkü Allah bize “din olarak İslamı” verdi; oluşturduğunuz ritüeller ve alışkanlıklarla ibadetin içini boşaltma ve anlamsızlaştırma hakkımız olamaz.
Güzel şeylerin üçüncüsü: Memur – Sen’in iftarları iptal
Memur – Sen bir açıklama yaparak, düzenledikleri tüm protokol iftarlarını iptal ettiklerini duyurdu. Ahmet Gündoğdu yaptığı iptal açıklamasında şöyle diyor; “İnsanlığın ölmediğini, vicdanların tükenmediğini, erdemliliğin sözlüklerde kalmadığını göstermek için, ‘yardımlar Afrikalı masum çocuklara’ diyoruz. Bu kapsamda genel merkezimiz, bağlı sendikaların genel merkezleri, il ve ilçe teşkilatlarımızın bu yıl Ramazan ayında düzenlemiş bulundukları iftar programlarını iptal ettik. Bu programlara ayrılan kaynağın Afrika’da açlık çeken, susuzluktan kıvranan kardeşlerimize gönderilmesini uygun gördük.”
Güzel şeylerin dördüncüsü için çağrı: #CepMesajlaBayramVeKandilTebrigineHayir
Kandil gecelerinde ve bayramlarda partiler, belediyeler, milletvekilleri, dernekler, vakıflar, sendikalar, muhtarlar, yöneticiler ve çevresi olan herkes binlerce insana cepten tebrik mesajı gönderiyor. Mesajların çoğu aynı. Yazma zahmetine bile girmeden kopyala – yapıştır yöntemiyle hazırlanıyor ve tek tuşla gönderiliyor. Bu mesajlaşma sisteminde öyle komiklikler yaşanıyor ki, anlatmayla bitiremeyiz. Mesajlarda ruh yok, samimiyet yok. Sadece “bir sorumluluğu yerine getirme” çabası. Hal böyle olunca mesajların çoğu okumadan siliniyor. Kazanan sadece CEP TELEFON firmaları.
Tebrikleşme özeldir. Toplu mesajlar bu özelliği maalesef hızlıca kaybettirdi.
Sadece para kaybı anlamına gelen toplu tebrik mesajının önüne geçmek için Twitter.Com da başlattığım bu kampanyaya destek istiyorum. Önümüzdeki Kadir gecesi ve Ramazan bayramında anlamsız toplu mesaj furyasına ciddi şekilde önlemeliyiz. Twitter kullanıcılarından destek bekliyorum. Mesajımız şu: #CepMesajlaBayramVeKandilTebrigineHayir
Ortak Söz