Micheal Foucault’un deyimiyle Marx, şüphe ustasıdır. Onun ustalığı sadece şüphe ustalığından ibaret değildir. Muazzam bir çalışkanlığa sahip olmakla birlikte olay ve olguları ustalıkla analiz etmiş ve kategorilendirmiştir. Marx’ın şüphe ustası olması tabii olarak onun dine bakışını da yansıtmaktadır. Din hakkında doğrudan bir yazısı olmamakla birlikte dolaylı olarak din ile ilgili yazılar kaleme almıştır. Marx’ın din ile ilgili görüşleri olumsuz bir özellik gösterir. Zorlama yorumlarla Marx’ı dindar göstermeye çalışmayacağım. Çünkü Marx’ın din hakkındaki görüşleri onun komünizmin nasıl kurulacağı görüşünden daha nettir.
Marx, dini yanılsama olarak görür. Din, aynı zamanda ideolojidir. Yanılsama olarak din yorumu Auguste Comte’nin üç hal yasasına benzer. Üç hal yasasında ilk evre olan teolojik evrede insanlar anlayamadığı olayları tanrılar icat ederek açıklamaya çalışmıştır. Marx’ın yanılsama olarak dini görüşü de buna benzer bir açıklamadır. Din, insanın evrene, dünyaya, olaylara, insana, hayata ve varoluşun anlamına karşı cevap verecek donanımdan yoksun olmasından kaynaklanır. İdeolojik olarak din ise Marx’a göre çıkar çatışmalarının bir ürünüdür. Din ideolojik olarak uyuşturucu görevi görerek üst yapının alt yapıyı elinde tuttuğu etkili bir silahtır. Marx’a göre din, yanlış bir bilinçtir. Diğer bir deyişle altyapının koşullarından doğan bir illüzyondur.
Marx, dinin altyapı tarafından belirlendiğini düşünmüştür. Altyapıdaki koşullar dini yaratmıştır. Din insanı değil, insan dini oluşturmuştur. İdeolojik olarak da din üst yapının kullanışlı bir uyuşturma aracı olmuştur. Marx’ın din ile ilgili şu meşhur sözü olan “Din halkın afyonudur” sözü de her ne kadar cımbızlanarak yayımlansa da alt yapının dini nasıl ortaya çıkardığının ipuçlarını göstermektedir. Sözün tamamını değerlendirdiğimizde aslında Marx, kendisinden beklenilmeyecek bir biçimde din hakkında olumlu bir yorum yaptığı sanılabilir. Ancak cümlenin tamamı okunduğunda taşlar yerine oturmaktadır:
…“Din içinde çekilen ıstırap, aynı zamanda, gerçekte çekilen ıstırabın bir ifadesi ve gerçek ıstıraba karşı bir protestodur. Din, baskı altında ezilen yaratığın iç çekişidir; kalpsiz bir dünyanın kalbi ve ruhsuz koşulların ruhudur. Halkın afyonudur.
Marx’ın ilk üç tanımında din hakkında olumlu bir yorum yaptığını görüyoruz. Din ezilen, altta kalan, bu acımasız dünyanın içli ezgisini oluşturuyor. Kalpsiz olan bu dünyanın sıcaklık veren hissini, acımasız gerçeğe karşı bir protestoya sebep oluyor. Din, ezilenin, zulme uğrayanın, köle şartlarında yaşayanın iç çekişi, ruhsuz, kalpsiz dünyanın bir kalbi ve ruhsuz şartların ruhunu oluşturuyor. Marx buraya kadar din hakkında olumlu şeyler söylüyor. Buraya kadar değerlendirdiğimizde Marx, dinin protestoya sebep olduğunu, acımasız dünyaya karşı bir kalkan olduğunu kabul ediyor. Son cümleye geldiğimizde ise sanki tam tersi bir söylem görüyoruz. Protesto olan bir din nasıl olurda afyon olur diye sorabiliriz. Marx döneminde afyonun kullanılmasının sebebi uyuşturma değil ağrı kesici olarak kullanılmıştır. Öyleyse dinin ruhsuz koşullar karşısında bir ağrı kesici işlevi olduğunu söyleyebiliriz. Buraya kadar değerlendirdiğimizde aslında Marx sözün tamamında olumlu olarak dinden bahsediyor.
Şiirsel bir dille ifade edilen bu sözün devamını okuduğumuzda Marx sanki tersi bir istikamete dönmüş gibi değiştiğini görürüz. Aslında bu paylaştığım sözü detaylı incelediğimizde Marx sözün devamında da -kendi açısından- olması gerekeni ifade etmiştir:
Halkın aldatıcı mutluluğunu olarak dini ortadan kaldırmak, halkın gerçek mutluluğunu istemek anlamına geliyor. Halkın kendi durumu üzerindeki yanılsamalardan vazgeçmesini isteme, halkın yanılsamalara gereksinim duyan bir durumdan vazgeçmesini istemek anlamına geliyor. Öyleyse dinin eleştirisi, dinin aylasını oluşturduğu bu gözyaşları vadisinin tohum halindeki eleştirisi anlamına geliyor.
Marx’a göre din her ne kadar acımasız dünyaya karşı bir işlev görse de son derece tehlikelidir. Niçin? Çünkü din gerçek olana karşı mücadele edilmesini engeller. Tüm bu haksızlıklar karşısında din ağrı kesici olarak geçici bir işlev görür. Ve din sınıf bilincinin aşılanmasını engeller. Din, burada ağrıyan çürük bir dişin ağrımasını engeller. Ancak asıl çözüm dişin kökten çekilmesidir. Marx’ın sözünden de anlaşılacağı üzere halkın gerçek mutluluğu için din ortadan kaldırılmalıdır.
Marx, kendi dönemi içerisinde son derece makul bir açıklama yapmıştır. Bu sözü günümüz açısından değerlendirdiğimizde Marx yine haklıdır. Çevremize baktığımızda din öyle bir hale getirilmiştir ki ağrı kesici işlevin de ötesinde kapitalizmle iş birliği yaparak ezeni ezmektedir. Abdestli kapitalizmi görseydi Marx, belki bu sözlerinden pişmanlık bile duyabilir daha sert bir ifade kullanabilirdi.
Peki din gerçeğe ulaşmada bir engel midir? Din bir afyon mudur?
Hangi dinden ve din yorumundan bahsediyorsunuz? diye bende sormak isterim. Etrafımızda gördüğümüz din yorumlarının çoğunluğu evet afyondur. Kapitalizme abdest aldırmıştır. Milliyetçilik kadar, şahıslara tapmak kadar afyondur. Hatta daha da tehlikelidir. Ama Marx’ın da belirttiği gibi varolan toplumsal koşullara karşı bir protesto olan din nasıl afyon olabilir? İslam varolan acımasız koşullara karşı bir protestoyla ortaya çıkmıştır. Mekkeli tefeci takımına karşı Kâbe de yoksullar, köleler ve ezilmişler kol kola girerek isyan etmiştir. Böyle bir din nasıl afyon olabilir? Ama sonrası rezalet, sefalet ve cehalettir. Din ne zaman kurumsallaşmıştır o zaman en büyük afyon olmuştur. Yoksa çölde saldırgan birisi olan ama İslam’la birlikte zulme, paragözlere direnen Ebuzer’i yetiştiren İslam’ın afyon olması nasıl mümkün olabilir?
Ahmet Özkaya kimdir?
1993 yılı Kadıköy doğumludur. İlköğretim ve liseyi İstanbul’da tamamladı. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi coğrafya bölümünde bitirdikten sonra, Marmara Üniversitesi’nde Pedagojik formasyon eğitimi almıştır. Yeditepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılapları Enstitüsü’nde tezli yüksek lisansa devam etmektedir. ”Post-Coğrafya”, ”İnsanın İsyanı” ve ”Varoluşlar İtirazlar İsyanlar” kitaplarının yazarıdır. Ayrıca çeşitli dergilerde makaleler ve popüler bilim platformlarında yazılar yazmaktadır.