Cumhurbaşkanı Gül, TES-İŞ 9. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de her kesimin Türkiye’nin gelişimi için el ele vermesi gerektiğini ifade etti.
Gül, “Hep beraber toplu bir şekilde Türkiye’de vatandaşlarımıza, herkese sahip çıkıp, bu ülkeyi ve bu ülkenin vatandaşlarını çok daha güçlü yapmak için kenetlenmemiz gerekir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin yeni bir zaman kaybetme dönemine girmeye tahammülü yoktur. Geçmişte olmuştur ve onların maliyetleri çok büyük olmuştur. Şimdi artık Türkiye’nin büyük zıplamalar yapması gerekir. Uçaklar, piste giderken tekerleklerini çekerler, ona ‘take-off’ derler. Ondan sonra da uçak yükselmeye başlar. Biz birkaç kez geçmişimizde böyle pistten Türkiye take-off yaptı, havalandı ama uçaklar yükselmedi. Sonra tekrar maalesef inmek, bazen çakılmak zorunda kaldı. Şimdi artık böyle olmaması lazım.
Bu take-off, artık irtifa kazanması lazım. 10 bin metrelere uçaklar çıkar, ondan sonra artık yolu açık olur. Şimdi Türkiye’nin artık böyle olması lazım. Bunun için barışa huzura kardeşliğe ve sevgiye ihtiyaç vardır.
Bunu sağlamak için de herkesin diline, hareketine çok dikkat etmesi gerekir. Konuşurken birbirimizi daha bir araya gelmeden kırarsak, bir araya gelip de yüz yüze oturmaya yüzümüz olmaz. Onun için şimdi herkesin konuşmasına, diline çok önce sahip olması gerekir. Ondan sonra oturup konuşması gerekir, ondan sonra da hep birlikte iş yapmamız gerekir. Bunu sadece siyasetçiler için değil herkes için söylüyorum. Hep beraber bunu yapmamız lazım. Bunu yaptığımızda göreceksiniz ki çok kısa süre içinde kaybettiğimiz mesafeleri inanılmaz şekilde süratli alacağız.”
Türkiye’de her kesimin memnun olması gerektiğini belirten Gül, Türkiye’de bazılarının mutlu, bazılarının mutsuz olmasının huzur getirmeyeceğini, hep beraber, her kesimin mutlu olmasının Türkiye’yi daha güçlü hale getireceğini ifade etti.
Bütün bu konuların, kavgasız gürültüsüz, gayet dikkatli, gerçekçi şekilde konuşarak ele alınması gerektiğini, Türkiye’nin götürüleceği istikametin bütün muasır medeniyetlerin daha üzerine çıkarma hedefi olduğunu dile getiren Gül, “Bunun için hukukumuz değişecek, siyasi anlayışımız değişecek. Bunun için farklılıklarımızı, bir zamanlar olduğu gibi korku gibi görmeyeceğiz. Her şeyi daha çok kucaklayacağız. Özgürlüklerin sınırı daha çok gelişecek. Hiç kimse, kendi öz ülkesinde kendini garip hissetmeyecek. Herkes, ‘burası benim memleketim’ diyecek, işte bütün bunların olabilmesi için, bir taraftan geniş anlamda özgürlüklerin, diğer anlamda da çalışma hayatının tabii ki mutlu etmesi gerekir” diye konuştu.
Gül konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye hepimizindir, bu ülke hepimizindir. Doğudan batıya herkesindir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hepimiz bu ülkenin asil vatandaşlarıyız. Türkiye’de sıkıntılar yok mudur? Vardır. Ama Türkiye’deki sıkıntıların sebebi açıkçası, demokratik ve hukuk standartlarımızın düşüklüğünden dolayıydı. Bunları yükseltmek hepimizin görevidir ve el birliğiyle yapılacaktır.
Bu sıkıntılar Türkiye’nin farklı farklı bölgelerinde, farklı ortaya çıkabilir. Bu konularda da herkesin dikkatini çekmek isterim. Bu konularda da sakın ha gerçekçi olmayan, yanlış olan düşüncelere kimse kapılmasın. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, bu ülkenin ortak sahibi olmaktır.
Bu ülkede hiçbir zaman ikinci sınıf vatandaş yaratmamamız gerekir. Bu ülkedeki bütün vatandaşlarımız istediği yere gider, istediği yerde iş kurabilir, istediği yerde çalışabilir. Türkiye’nin bütün nimetlerinden herkes istediği gibi faydalanabilir. Bunları hiç zedelememek lazım. Vatandaşlarımız arasında farklılıklar bir gerçektir. Bunlar bizim elimizde değil ki, bunlar tarih boyunca gelendir. Kimimiz İstanbul’da, kimimiz Diyarbakır’da, kimimiz Trabzon’da, kimimiz Hakkari’de, kimimiz Hatay’da doğduk. Hangi ilimize gidersek o ilimizin kendine has özellikleri vardır. Bunlar korkulacak değil, bunlar tam tersine bu ülkenin gerçekleridir. Ama asla bunları bir ayrılık, farklılık şeklinde çıkartmamak gerekir. “
“Türkiye’nin tabii ki resmi dili Türkçe’dir”
Gül, “Türkiye’nin tabii ki resmi dili Türkçe’dir, tabii ki böyle devam edecektir. Ama Türkiye’nin farklı farklı yerlerinde konuşulan farklı farklı lisanlar vardır. Bunların hepsi de bizim lisanlarımızdır. Bunların hepsine de sahip çıkacağız. Ama bunları eğer biz farklı ideolojik, farklı siyasi saiklerle yapmaya kalkarsak o zaman kendi huzurumuzu, kendi düzenimizi bozarız ve kendi vatandaşlarımıza, kendi insanlarımıza zarar vermeye başlarız” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül ayrıca, “Ama bunları eğer biz farklı ideolojik, farklı siyasi saiklerle yapmaya kalkarsak o zaman kendi huzurumuzu, kendi düzenimizi bozarız ve kendi vatandaşlarımıza, kendi insanlarımıza zarar vermeye başlarız. Türkiye’de birçok sıkıntılar olabilir. Ama çalışanların sıkıntısı maksimum bir noktaya ulaşırsa o zaman o ülkede huzur olmaz, o ülkede hiç tat olmaz”
“Hiçbir zaman toz pembe bir manzara çizmem ben… Gerçekçiyimdir ben de noksanlarımızı, eksikliklerimizi görmemiz gerekir. Vicdanlarımıza ters düşen uygulamalar neyse bunları görmemiz, bunların üstünü kapatmamamız gerekir” diyen Cumhurbaşkanı Gül, bunları düzeltmenin de herkesin el birliğiyle konuşarak, anlaşarak yapılması gereken noktalar olduğunu söyledi.
CNNTurk