• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Temmuz 1, 2022
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Sokrates Demokrasiden Neden Nefret Etti?

      Sokrates Demokrasiden Neden Nefret Etti?

      HDP ve Kürtleri şeytanlaştırarak yeni bir düzen inşa edilemez

      HDP ve Kürtleri şeytanlaştırarak yeni bir düzen inşa edilemez

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Asgari ücret masası kuruluyor

      Asgari ücret masası kuruluyor

    • Yaşam
      Bir skandal daha

      Bir skandal daha

      Türk sinemasının usta ismi Cüneyt Arkın hayatını kaybetti

      Türk sinemasının usta ismi Cüneyt Arkın hayatını kaybetti

      Bilimin Altın Kadınları: Sizinle Gurur Duyuyoruz!

      Bilimin Altın Kadınları: Sizinle Gurur Duyuyoruz!

      Kadın girişimciler, Trendyol’un destek programlarıyla işlerini dijitalleştirerek büyütüyor*

      Kadın girişimciler, Trendyol’un destek programlarıyla işlerini dijitalleştirerek büyütüyor*

    • Türkiye
      Asgari ücrette karar günü: Zam oranının bugün belli olması bekleniyor

      Asgari ücrette karar günü: Zam oranının bugün belli olması bekleniyor

      Emekli bayram ikramiyeleri 2-7 Temmuz'da yatırılacak

      Emekli bayram ikramiyeleri 2-7 Temmuz'da yatırılacak

      Bakanlık açıkladı: Hacizli taşınmaz sayısı yüzde 168 arttı

      Bakanlık açıkladı: Hacizli taşınmaz sayısı yüzde 168 arttı

      Kutsal zorba devlet: Devleti yeniden tanımlamak

      Kutsal zorba devlet: Devleti yeniden tanımlamak

    • Dünya
      Putin: Finlandiya ve İsveç'in NATO üyesi olması bizi endişelendirmiyor

      Putin: Finlandiya ve İsveç'in NATO üyesi olması bizi endişelendirmiyor

      ABD'deki göçmen faciasında ölü sayısı 51'e yükseldi

      ABD'deki göçmen faciasında ölü sayısı 51'e yükseldi

      Saldırgan strateji

      Saldırgan strateji

      NATO: Emperyalist yayılmacılığın hizmetinde bir savaş makinası…

      NATO: Emperyalist yayılmacılığın hizmetinde bir savaş makinası…

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      HDP ve Kürtleri şeytanlaştırarak yeni bir düzen inşa edilemez

      HDP ve Kürtleri şeytanlaştırarak yeni bir düzen inşa edilemez

      Dönüşümün nedeni ‘mahcup olmamak’

      Dönüşümün nedeni ‘mahcup olmamak’

      İdam cezası orman yangınını önler mi?

      İdam cezası orman yangınını önler mi?

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

      Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: 'Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor'

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

    • Kitap & Dergi
      Saklı ve görünen lezzetler

      Saklı ve görünen lezzetler

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Ali Duran Topuz

Ali Duran Topuz

Devlet organı olarak mafya

Mayıs 13, 2021 Alıntı Yazılar 0 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Peker’in söyledikleri, savcılardan başka herkesi harekete geçirdi. En ilginci Ağar’ın cevabıydı: “Ben olmasam marinayı mafya alır.” Kim marinadaki “mafya kavgası”nı daha iyi izah edebilirdi?

Devletin makbul ve menfur suçluları çarşı pazarı karıştıracak şekilde birbirine girince, 12 Eylül döneminden bir karikatür geldi aklıma, onu anlatacağım bu yazıda. Be adam her meseleyi 12 Eylül’e bağlamasan olmaz mı diyeceksiniz, hakkınız var ama bu mesele de dönüp dolaşıp bağlanıyor işte, üstelik benden önce Hakkı Özdal ve Ümit Kıvanç, benden güzel anlattı mafya-devlet bağına ilişkin bu tekerrürü, okumayan varsa kaçırmasın bence.

Karikatüre gelelim:

12 Eylül darbesinden sonra bir dönem “mafya operasyonu” yapılmıştı. Generaller, “yeraltı dünyası”nı da emir komutaya bağlama niyetine girmiş, Kürt Ahmet, Dündar Kılıç gibi namlı figürler hapse atılmıştı. O zaman da tıpkı bugünkü gibi mafya diye bir şey olmadığı, varsa da bittiği, bitmediyse de artık biteceği ilan ediliyordu her gün. Karikatürcüler de yalancı çobana kim inanır meselini bildiği için, olan biteni bir çizimde şöyle özetlemişlerdi: İşte, bir yüksek bürokrat, “Bu işi en kısa sürede bitirmek, bunları temizlemek lazım” gibilerinden laflar ediyor. Bürokratımızın masasının önünde elinde tespihi, yumurta topuk ayakkabısı, belinde tabancası ile oturmuş bir zatı naşerif, karşısındaki bürokratın teklifine şöyle cevap veriyordu: “Parasında anlaşırsak niye olmasın?”

GAYRİNİZAMİ GÜÇLERİN BECAYİŞİ

Karikatür, “temizlik” denilen şeyin aslında bir nöbet değişikliği, bir münavebe ya da becayiş olduğu bilgisine yaslanıyor esasen. Mafyayı temizlemek isteyen, makbul mafya-menfur mafya ayrımına bakmaz. Mafyanın temizlenmesi için gerekli ilk şart olan mafyöz ilişkilerin palazlanacağı iklimi temizler her şeyden önce. Elbette bunun için öncelikle temizliği yapacak otoritenin, kendi ilan ettiği hukuka kendi bağlılığı şartı gelir. Yani mafya iklimi, hukuksuzluğu esas almış yönetimin yol açtığı iklimdir birinci olarak; ama ikincisi de var bunun: O sadece bir iklimi üretmekle kalmaz, o iklimde yaşayacak unsurları bizzat örgütler, olmadı üretir. “Gayri nizami” devlet güçleridir en özetle bunlar.

Nitekim generallerin temizliği, kendi hukuksuzluklarına bağlı olmayanları ortadan kaldırıp bağlı olanların önünü açma yöntemine dayanıyordu. O günlerde en ünlü mafyalar Sarı Avni, Oflu Osman, Kürt İdris, Kürt Ahmet, İnci Baba filan gibi isimlerdi ama bir başka “mafya” hızla güçleniyor, sadece güvenlik ve medya profesyonelleri değil, sokaktaki vatandaş da her fırsatta adını anıyordu: Ülkücü Mafya. Alaattin Çakıcı, Nurullah Tevfik Ağansoy, Abdullah Çatlı gibi isimler kağıt üzerinde suçlu ve firari, idari planda ise serbest ve iş başındaydı.

RUTİNİN İÇİ DIŞI

Elbette “Ülkücü mafya” sadece ülkücülerden oluşuyor değildi, mafyatik işlere yönelenlerin “ülkücüleşmesi” de söz konusuydu; mesela Sedat Peker organik olarak “ülkücü” değilse bile ideolojik olarak herhangi bir ülkücüden farklı da değildir. Susurluk denilen şey, generallerin başlattığı “mafya temizliği” işinin aslında bir kadro ve yapılanma değişikliğinden ibaret olduğunun ortaya saçılmasından ibaretti; karikatürde mafya temizleme işini alanlardı onlar yani.

Bugün de bilindiği gibi Süleyman Demirel, “Devlet bazen rutin dışına çıkar” derken, devletin “mafya ihtiyacı”nı anlatıyordu; aynı geleneğin bir başka ifadesini Susurluk günlerinde oluşan kamuoyu baskısına dayanamayarak İçişleri Bakanlığı gibi bir görevden istifa eden Mehmet Ağar, “Bin operasyon yaptık” sözleriyle dile getirdi. Demirel nitelik tercihini, Ağar nicelik boyutunu anlatıyordu herkese. “Rutin dışı” demek, kendi ilan ettiği hukukla baş edemeyeceği işleri görmek ya da gördürmek demekti, yani hukuk dışının meşru görüldüğünün kabul ve ilanı. “Bin operasyon” da niceliğin büyüklüğünü anlatıyordu, bin demek sayısız demekti tabii ki yoksa 12 Eylül’den başlayarak binlerce göz altında kayıp, yüzlerce faili meçhul dahildi bu “bin”e. Olan bitenin bir başka resmi kabulü, Mehmet Ağar’ı İçişleri Bakanı olarak görmekten pek mutlu olan Tansu Çiller tarafından Susurluk tartışmalarında dile getirilmişti: “Devlet için kurşun atan da şereflidir, kurşun yiyen de şereflidir.”

MAFYATİK KOALİSYON

Susurluk’un ifşa günlerinin ölü ya da diri baş aktörleri Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Mehmet Eymür, Yeşil ve itirafçılar filan hep bu “şerefli” heyettendi, kendi aralarında kavgalar, statü farkları, değer ayrımları olsa bile. Demirel, Çiller ve Ağar’ın sözleri, Kürt meselesi ekseninde birbirine bağlanıyordu esasen, çünkü bu gayrinizami savaş güçleri, Kürtlerin talep ettiği hukuka karşı cepheye sürülmüş hukuksuzluğun askerleriydi, üçü de bunu iyi biliyordu.

Susurluk’tan beri şu fotoğraf iyi biliniyor: Mafya denilen şey, başta güvenlik bürokrasisinin üç kurumu (yani MİT-asker-polis) olmak üzere, siyaset ve kriminal alanda yaşayan figürlerin dahil olduğu bir koalisyondur. Hukuken yapılamayan işleri yapmak üzere şekillenir ve çalışır. Bu çalışmanın mümkün olmasını sağlayan hukuksuzluk iklimi, elbette sadece makbul olanları değil, olmayanları da besler; siyasi otorite ve idari otoritelerdeki değişiklikler makbul ile makbul olmayanların mücadelesinde kimin öne çıkacağını belirler.

TEMİZLİK DERKEN

Şimdiki iktidar partisinin büyük ortağı, iktidarının ilk yıllarında “mafya temizliği” yapmakla da övünüyordu, birçok sorunu düzelttiği ya da düzelteceği propagandasını yaparken, gelin görün ki onun yaptığı da bir “heyet değişikliği”nden pek uzak değildi. Sedat Peker, bir ara “makbul mafya” statüsüne, ülkeyi yönetenlerle samimi pozlar verecek kadar yükseldiyse bu nedenledir. Mafya-siyaset ilişkisi sadece bir siyasi anlayışın mafyadan yararlanması şeklinde gelişmez, aynı zamanda siyasal birtakım işlerin mafya eliyle görülmesini de içerir. Susurluk ile Kürt iş insanları, gazeteciler ve siyasetçilere yönelik 90’lardaki suikastlar arasında bağ olduğu gibi, 2010’larda Kürt partilerine (HDP ve öncellerine) yönelik “sivil” görünümlü saldırılar Peker ve benzeri isimlerin organizasyon becerilerine yaslanır esasen. Tabii siyaseten istenmeyenin hukuk dışı yollarla tasfiyesi kadar, Susurluk’ta gördüğümüz gibi “sermaye transferi” için de lazım gelir mafyalar. İktidarın kendi küçük gölgesi büyük ortağı MHP’nin, liderinin daha önce açıkça reddettiği Alaattin Çakıcı’ya birdenbire hasretlenmesi ve hapisten çıkmasını sağlaması gayri nizami siyasi rekabet ve sermaye transferi işlerinde yeni bir kadro düzenlemesinin alametleriydi esasen.

AĞAR NE DEDİ?

Peker’in şimdi yaptığı “makbul olmayan mafya” statüsüne sürülmesine karşı “makbul olduğu” günlerdeki bilgilerini kullanarak pazarlıkla karışık bir mücadele yürütmekten ibaret. Mehmet Ağar’a yönelik suçlamalarına Ağar’ın verdiği cevap da karikatürdeki figürü andırıyor: Ben gidersem buraya mafya girer. Bu cevap, Peker’i yalanlamak şöyle dursun tamamen doğruluyor, en azından marina meselesinin mafya mücadelesinin meselesi olduğunu ilan ediyor Ağar. 90’lı yıllardaki mafyalaşma ve mafya-siyaset bağı, dönemin parçalı siyasal yapısı ve güvenlik bürokrasisinin denetimsizliği bahane gösteriliyordu; oysa ülkeyi 19 yıldır tek parti yönetiyor ve fakat 90’lardan farksız bir ilişkiler ağının ifşasına tanıklık ediyoruz. Bu da gösteriyor ki mesele otorite boşluğu olmaktan çok otorite doluluğu, daha başka bir ifadeyle mesele bunun bir yöntem oluşu, devlet etme yöntemi. Son yıllarda siyasal sahnenin orta yerinde Topal Osman’ın hortlaması boşuna değil; hem iktidarın hem muhalefetin aşkla anma yarışına girdiği Topal Osman, bu hukuksuzlukla yönetim modelinin tarihsel köklerinden biriydi.

Devam edeceğim. Çünkü Ağar’ın söyledikleri öyle bir kısa yorumla ve geleneksel hukuk-hukuk ihlali-hukuksuzluk öyküleriyle geçilecek gibi değil; anti-hukuk dediğim şeyin akıl yürütme biçiminin de az bulunur bir örneği.

NOTLAR

1) 12 Eylül günlerinde “Kürt” demek yasaktı. Medyanın “Kürt” kelimesini kullanması zinhar yasaktı. Bunun iki istisnası vardı: Biri Kürt diye bir şey olmadığını anlatan siyasi ya da sözümona bilimsel makaleler, diğeri “mafya”lardan bahsederken. “Kürt diye bir şey yok” tezine dört elle sarılan Hürriyet gibi gazeteler dahil, “Kürt Ahmet” ya da “Kürt İdris” ya da “Zaza Zeki” isimlerini rahat rahat kullanabiliyordu. Yani sadece ya Kürtlerin yokluğu ya da Kötülüğünü anlatırken serbestti “Kürt” demek.
2) Ağar, Susurluk günlerinde parlamentoda konuşurken, bugün söylediklerinden farklı bir şey söylemiyordu. Onun için mesele mafya meselesi değil, hukuksuzluk meselesi bile değil, mafyanın tercih edilen bir yapılanma ve yöntem oluşuna inanç meselesi. İşin bu inanç boyutu, geçenlerde bir televizyonda karşılaştığım bir gazetecinin ifadesinde de vardı. İsmi lazım olmayan gazeteci, mafya konularındaki bilgisini konuştururken, Alaattin Çakıcı’nın babasının 12 Eylül’den önce “sol örgütler tarafından şehit edildiği”ni söyledi. İstanbul’un bir semtinde işlettiği kahvesinin önünde vurulmuştu, polis ya da asker ya da (en azından resmiyette) MİT mensubu filan değildi; fakat “mafyaya karşı tarafsız gazeteci” pozundaki biri için bile “şehit”ti. Şimdilerde Sedat Peker’den esirgenen bu saygı gösterisi, sadece mafyatik karakterlerin silahlı külahlı tehdit gücüne yaslanmıyor, esasen onların devlet organı olduğu bilgisine de yaslanıyor.
3) Ağar Susurluk patladıktan sonra İçişleri Bakanlığı’ndan istifa etti. Demek o günlerde bir “kamuoyu” söz konusuydu ki göreve devam edemeyeceğini hissetmişti. Bugün ise böyle şeyler yok artık. “Kamu”nun yerini doğrudan-nizami veya dolaylı-gayrınizami devlet gücü almış durumda, “oy” da iktidarcı gazete ve televizyonlardaki yorumcuların cin fikirleri.
4) Doğrudan devlet gücü malum kurumlarken dolaylı devlet gücü de işte mafya da denilen koalisyon. Sadece sokaklarda gazetecilerin kıstırılıp dövülmesi değil, iktidar arzuladığı zaman bayraklarla sokakları dolduran “siviller”in sevk ve idaresi yine bu gayrinizami teşkilatlanmalar sayesinde yürütülüyor esasen.

  • Kaynak duvar

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

Alıntı Yazılar

Herkese “terörist” dersen, olacağı bu

Sevgili dostlar,      Finlandiya Cumhurbaşkanı...
Alıntı Yazılar

NATO çirkin, sen çok güzelsin!

Amerikan sultası Avrupa’daki ayakları üzerinden küreselleşiyor. 40 bin kişilik Acil Yanıt...
Alıntı Yazılar

'Dilsiz toplum' yasası iktidarı niye kaygılandırdı?

'Sansür Yasası' iktidardaki en az iki kaygıyı yüzeye çıkardı: Biri, MHP’nin emniyet ve yargıdaki...

Zaman Akışı

Haz 30 13:44
Politika

Sokrates Demokrasiden Neden Nefret Etti?

Haz 30 10:24
Türkiye

Asgari ücrette karar günü: Zam oranının bugün belli olması bekleniyor

Haz 30 10:02
Türkiye

Emekli bayram ikramiyeleri 2-7 Temmuz’da yatırılacak

Haz 30 09:56
Türkiye

Bakanlık açıkladı: Hacizli taşınmaz sayısı yüzde 168 arttı

Haz 30 09:55
Ekonomi

En düşük emekli aylığı 3 bin 500 TL olacak

Haz 30 09:51
Türkiye

Kutsal zorba devlet: Devleti yeniden tanımlamak

Haz 30 09:47
Türkiye

KCDP: İstanbul Sözleşmesi sonrası erkekler cesaretlendi, davalarda haksız tahrik indirimleri arttı

Haz 30 09:45
Dünya

Putin: Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olması bizi endişelendirmiyor

Haz 30 09:43
Politika

HDP ve Kürtleri şeytanlaştırarak yeni bir düzen inşa edilemez

Haz 30 09:35
Türkiye

Dönüşümün nedeni ‘mahcup olmamak’

Haz 30 09:32
Türkiye

İdam cezası orman yangınını önler mi?

Haz 30 09:29
Türkiye

Meteoroloji bölge bölge uyardı: Birçok ilde sağanak bekleniyor

Haz 30 09:15
Türkiye

Liselere Geçiş Sistemi (LGS) merkezi sınav sonuçları açıklandı

Haz 29 10:53
Türkiye

Milli Eğitim Bakanı, 20 bin öğretmen ataması için tarih verdi

Haz 29 10:39
Türkiye

Gazeteci Fehim Taştekin canlı yayında Suriye’deki gelişmeleri ve ihtimalleri değerlendirdi

Haz 29 09:51
Dünya

ABD’deki göçmen faciasında ölü sayısı 51’e yükseldi

Haz 29 09:49
Türkiye

Türkiye seçime yine idam tartışmaları ile giriyor: ‘Sıkıştıkça idam konusu gündeme geliyor’

Haz 29 09:45
Yaşam

Bir skandal daha

Haz 29 09:31
Türkiye

Derin Yoksulluk Ağı araştırması: Çocuklar okulu bırakıyor, yeterli beslenemiyor

Haz 29 09:28
Dünya

Saldırgan strateji

Haz 29 09:26
Kadın

Ücretsiz HPV aşısı için mücadele devam ediyor

Haz 29 09:24
Emek

Kadının işgücüne katılımına karşılar

Haz 29 09:21
Politika

Asgari ücret masası kuruluyor

Haz 29 09:19
Ekonomi

Dolar güne 16, euro 17 liranın üzerinde başladı

Haz 29 08:49
Politika

Ya Devrim Ya Yıkım! Ekolojik Çöküş Çağında Komünizm – Foti Benlisoy

Haz 29 08:22
Türkiye

Bilim ve Danışma Kurulumuzun 5. toplantısı sonuç metni

Haz 28 18:07
Sosyoloji

NATO: Emperyalist yayılmacılığın hizmetinde bir savaş makinası…

Haz 28 08:56
Sağlık

Kafa Nakli Nedir? 2017’de Bir İnsan Kafası Gerçekten İlk Defa Transfer Edildi mi?

Haz 28 08:48
Türkiye

Erdoğan: Asgari ücretin yeniden değerlendirilmesini istedim

Haz 28 08:36
Türkiye

İliç’te siyanür taşıyan borunun patlaması sonrası meydana gelen çevre faciası tüm bölgeyi etkiliyor

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön