İşçiler Hastalığa ve Açlığa Mahkum Edilemez!
İşyerinde Corona Virüs salgınına karşı tedbir almayan, tedbir almanıza karşı çıkan patronlara karşı haklarınız var!
1-Corona Virüsü Salgını Nedeni İle İşveren Hangi Tedbirleri Almak Zorunda ?
6331 sayılı İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU’nun 13. maddesinde,
ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan işçilerin, işyerinde varsa iş sağlığı kuruluna, iş sağlığı kurulu yoksa işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebileceği,
iş sağlığı kurulunun acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını vereceği ve durumu tutanakla tespit edeceği; kararın, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirileceği,
kurul veya işverenin, çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışanın, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabileceği,
çalışanların, çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer haklarının saklı olduğu,
çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda, iş sağlığı kurulu veya işverene başvurmak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gideceği,
çalışanların bu hareketlerinden dolayı haklarının kısıtlanamayacağı,
işçilerin, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebileceği,
toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personelinin, ciddi ve yakın tehlike nedeni ile çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılacağı düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere, Corona Virüsü salgını nedeni ile dünyanın birçok ülkesinde binlerce insan yaşamını yitirmiş olup, ülkemizde de bu virüs hızla yayılmaktadır. Buna karşın, işçilerin çalıştıkları işyerleri faaliyetlerine devam ettiklerinden hali hazırda milyonlarca işçi hastalık riski ile karşı karşıyadır. Somut gerçek karşısında, Corona Virüsü salgını, işyerleri ve işçiler yönünden, İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesinde ifade edildiği şekilde ciddi ve yakın tehlike kapsamındadır. Bu nedenle, ülke genelindeki tüm işyerlerinde gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınması yasal bir zorunluluk olup, bu yönde işçilerin, işverenlere başvuru yapmaları önemlidir. Bu kapsamında, bu açıklama ile beraber paylaştığımız örnek dilekçe ile işverenlere başvuru yapılabilir.
Her bir işçinin hayatından ve sağlığından tedbir alamayan işverenler ve denetim görevini yerine getirmeyen Devlet görevlileri sorumlu olacaktır. Keza, öngörülebilir, yakın ve yaşamsal nitelikte bir tehdit söz konusudur. Bu duruma karşı “iş yürüsün de işçilere ne olursa olsun” yaklaşımı içerisine girenler için Türk Ceza Kanunu’na göre olası kastla öldürme ve diğer suçlar gündeme gelecektir.
İşverene dilekçe verilmesine rağmen işverenin gerekli tedbirleri almaması halinde, işçiler, işten ayrılmak yerine, iş yerinde tedbir alınması için iş mahkemesine tedbir başvurusu yapabilecektir. Kamuda çalışanlar ise idare mahkemesine yürütmenin durdurulması veya asliye hukuk mahkemesine tedbir başvurusu yapabilirler. Tedbir kararı verilip bu karar uygulanana kadar iş yerine gitmeme hakkı saklıdır.
Yine, işçiler, Çalışma Bölge Müdürlüklerine şikâyette bulunulup teftiş talep edilebilir. İşyerleri derhal iş müfettişlerince belli bir program dâhilinde yaygın bir denetimden geçirilmelidir.
2- Corona virüsü salgını nedeni ile işçiler işten çıkarsa tazminat alabilir mi veya işveren işçileri işten çıkartabilir mi ?
4857 s. İş Kanunu’nun 24/3.fıkrasında, “İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler” ortaya çıkması halinde, işçinin, iş sözleşmesini derhal sona erdirebileceği düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, işçinin, iş sözleşmesini feshetmesi için gerekli olan “zorlayıcı sebepler”in işyerinden kaynaklanması gerekmektedir. Bu durumda, işçi, kıdem tazminatına hak kazanacaksa da ihbar tazminatına hak kazanamayacaktır.
Yine, 4857 s.İş Kanunu’nun 25/3.fıkrasında da, bukez, “İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması” halinde, işverenin, iş sözleşmesini derhal sona erdirebileceği düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, işverenin, iş sözleşmesini feshetmesi için gerekli olan “zorlayıcı sebepler”in işçiden kaynaklanması gerekmektedir(Örn; sokağa çıkma yasağı veya karantina gibi nedenlerle işçilerin bir haftadan fazla işe gidememesi). Bu durumda da, işçi, kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Ancak, İş Mahkemeleri tarafından, bu durumda işçilerin ihbar tazminatına hak kazanamayacağı kabul edilmektedir. Corona Virüsü salgını nedeni ile milyonlarca işçinin işsiz kalma tehlikesi bulunduğundan, salgın dönemi boyunca işten çıkartmalar yasaklanmalı ve tüm işçilerin, işsizlik fonundan yararlanmaları için gerekli yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yayılan Corona Virüsü salgınının, işçinin çalışmasına veya işyeri faaliyetinin devam etmesine engel farklı fiili durumlar yarattığı gerçekliği karşısında, olayın özelliğine göre ilgili durumların, “zorlayıcı sebep” olarak nitelendirilmesi mümkündür.
3- İşveren, işçileri ücretsiz izne veya yıllık ücretli izne çıkartabilir mi ?
İşçilerin onay vermemesi halinde, işverenler, işçileri ücretsiz izne çıkartamazlar. İşten atma tehdidi ile işçilere imzalatılan ücretsiz izin talep dilekçelerinin veya formlarının bir geçerliliği yoktur. Keza, ücretsiz izin uygulaması halinde, iş ilişkisinin asli unsurları olan, iş görme ve ücret unsurları askıya alındığından, iş ilişkisi sona ermektedir. İşverenin, onayı olmadan tek taraflı olarak işçiyi izne çıkartması tek taraflı bir işten çıkarma olduğundan, işçi, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacağı gibi, işe iade davası da açabilecektir.
Diğer yandan, yıllık ücretli izin, ancak işçinin talebi ile kullandırılabileceğinden, işyerinde usulünce ilan edilmiş yıllık izin planlaması haricinde, yazılı talebi olmadan işçinin yıllık izne çıkartılmasının da yasal olarak mümkün olmadığı düşüncesindeyiz. Keza, yıllık izin, işçiye Anayasa ve İş Kanunu ile tanınmış bir dinlenme hakkı olup, işçilerin yıllık izinlerini kullanmalarının işverenin tasarrufuna bırakılması hakkın özüne aykırılık teşkil etmektedir. İşçiler, yıllık izinden sayılmamak kaydıyla işverenler tarafından ücretli izne çıkartılabilirler.
4- Kısa Çalışma Ödeneği
Kısa çalışma, işverenin ekonomik, sektörel, bölgesel kriz ya da zorlayıcı sebeplerle işçilerin iş sözleşmelerini fesih etmek yerine, üç ayı geçmemek üzere, çalışma süresini, işyerinin tamamında ya da bir bölümünde geçici olarak en az üçte bir oranında azaltması veya süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması demek olup; belli şartların gerçekleşmesi halinde işçilere kısa çalışma ödeneği ödenmektedir.
Kısa Çalışma Ödeneğinden yararlandırmak için;
İşverenin kısa çalışma talebinin iş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu uygun bulunması,
25.03.2020’de yapılan değişiklik ile işçinin, kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 60 gün içinde kesintisiz çalışmasının bulunması ve işçi adına son 3 yıl içinde en az 450 gün işsizlik sigortası priminin bildirilmiş olması,
İş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu, kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunması gerekmektedir.
Kısa çalışma ödeneği süresi en fazla 3 aydır; ancak, işyerinde fiilen gerçekleşen kısa çalışma süresi dikkate alınır. Yine, bu süre, Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar çıkartılabilir.
Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son 12 aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez.
5- ‘65 Yaş Üstü ve Kronik Hastalığı Olanlara İlişkin Sokağa Çıkma Yasağı’nın Çalışma Yaşamına Etkisi ?
Bilindiği üzere, Corona Virüsü salgını nedeniyle İçişleri Bakanlığı’nca yayınlanan 21.03.2020 tarihli Genelge ile “65 yaş ve üzeri ile bağışıklık sistemi düşük ve kronik hastalığı olan” kişilere sokağa çıkma yasağı getirilmiştir. Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı 13.maddesinde, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” şeklinde hüküm bulunmasına rağmen, İçişleri Bakanlığı’nca Anayasa’ya aykırı olarak temel hak ve özgürlükler sınırlandırılmaktadır.
Belirtmek gerekir ki; Genelge, kronik hastalığı olanlar açısından yaş sınırlaması içermediğinden yaşı ne olursa olsun tüm kronik hastalığı olanlar yasak kapsamına girmektedir.
Bu konuda çalışma hayatına ilişkin bir yasal düzenleme getirilmediğinden, sokağa çıkma yasağına rağmen birçok çalışan sokağa çıkmak, toplu taşıma araçlarını kullanmak, işe gitmek ve hatta uzun sürelerle kalabalık ve kapalı ortamlarda çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Hastalık riski ve açlık arasında seçim yapmak zorunda bırakılan bu işçiler, bu belirsizlik ortamında patronların insafına terk edilmiş durumdadır.
65 Yaş üstü çalışanlar, kronik hastalığı olanlar, evde bakımı gereken yakını olanlar, hamileler ve çocuk sahibi ebeveynler için mazeret izni, idari izin, ücretli izin gibi düzenlemelerin acilen getirilmesi gerekmektedir. Keza, “65 yaş ve üzeri ile bağışıklık sistemi düşük ve kronik hastalığı olan” kişilerin bir haftadan fazla işe gidememesi, işverene, 4857 s.İş Kanunu’nun 25/3.fıkrasından hareketle, iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermekte olup, binlerce işçi, işsizlik tehdidi altındadır. Bakanlıkça getirilen sokağa çıkma yasağı kapsamındaki çalışanların bu süreçte, işten çıkartılmamak için kullanabileceği haklar açısından şunları söyleyebiliriz;
Sağlık/istirahat raporu alabilirsiniz; herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle veya kronik hastalık nedeniyle sağlık kuruluşlarından alacağınız istirahat raporları ile fiili çalışmanıza ara verebilirsiniz. Raporlu olduğunuz sürelere ait ücretlerinizin bir kısmını (belli şartlarla) SGK’dan iş göremezlik ödeneği olarak alabilecek, maaşınızın kalan kısmını ise işverenden alabileceksiniz.
Mazeret izni veya ücretli izin talebinde bulunabilirsiniz; kronik hastalığı olan çalışanlar hastalığına ilişkin belgeleri (düzenli ilaç reçeteleri, sağlık raporu vs.) ile sokağa çıkma yasağı kapsamında işverene başvuru yaparak; yine 65 yaş üstü çalışanlar da sokağa çıkma yasağını gerekçe göstererek mazeret izni veya ücretli izin kullanmak isteyebilirler. İşverence ‘mazeret izni’ kullandırılan süreler için ücretinizden bir kesinti yapılmaz.
Bu dönemde ‘yıllık ücretli izin’ talebinde bulunabilirsiniz. Yine bu süreler için de ücretinizden bir kesinti yapılamaz.
Evden/uzaktan çalışma talebinde bulunabilirsiniz; Sağlığınız evden çalışmanıza engel değil ise ve yaptığınız iş, evden/uzaktan çalışmaya uygun ise işverenden talepte bulunarak evden çalışmanız yönünde bir mutabakata varabilirsiniz. Yasal düzenlemelere göre “evden/uzaktan çalışma” işçi ve işverenin karşılıklı anlaşmasına bağlı olup, işçiye tek taraflı olarak ‘evde çalışma’ kararı alma imkanı tanınmamıştır.
6- Taşeron işçilerin hakları nelerdir ?
Kamu ve özel işyerlerinde çalışan tüm taşeron işçiler, işten ayrılmak istemiyorlarsa, ödenmeyen ücretlerinin ödenmesi için 4857 s. İş Kanunu’nun 36. maddesinin 1. ve son fıkralarına göre asıl işverene müracaat edebilirler.
Asıl işverenler, taşeronun hak edişinden keserek işçinin banka hesabına ödeme yapmak zorundadır.
Kamu işyerlerinde çalışan taşeron işçilerinin işten çıkarılmaları veya rızaları dışında ücretsiz izne çıkarılmaları halinde, dava açmadan İş Kanunu’nun 112. maddesine göre kıdem tazminatlarını Kurumdan talep etmeleri halinde bu ödemeler, Kurum bütçesinden derhal yapılmalıdır.
Taşeron işçilerin kıdem tazminatı mevcut düzenlemede sadece 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62/e maddesine göre taşerona verilmiş işlerde geçerlidir. Bu sınırlama kaldırılmalı, kamudaki tüm taşeron işçilerin kıdem tazminatlarına garanti getirilmelidir.
Kamuda veya taşeronda çalışsın çalışmasın içinden geçtiğimiz bu zor günlerde tüm işçilerin kıdem tazminatlarına derhal Hazine garantisi getirilmelidir.
ÇHD İstanbul Şube İŞÇİ KOMİSYONU