Londra ve Dubai’de Chicago’daki sinagoglara gönderilmesi planlanan bombalı paketlerin ele geçirilmesinin ardından, Yemen daha çok tartışılmaya başlandı. ABD Başkanı Barack Obama, Chicago’daki sinagoglara gönderilen bombalı paketlerin, “İnandırıcı bir terör tehdidinin” varlığını ortaya koyduğunu öne sürdü. Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Tom Donilon, yetkililerin başka bombalı paketlerin gönderildiğini varsaymak zorunda olduklarını söyledi. ABD, bombalı paketlerin El Kaide tarafından gönderildiğine dair izlerin olduğunu, bu eylemlerden El Kaide’nin Yemen’deki kolunun sorumlu olduğuna inandıklarını açıkladı.
Obama’nın açıklamasının ardından ABD medyasında Yemen haberlerine geniş yer verilmeye başlandı. Gazetelere konuşan kimi “adını vermek istemeyen” kaynaklar, Yemen’deki El Kaide örgütünün ABD topraklarında bir saldırı yapabilecek çapta olduğunu iddia ediyorlar. New York Times gazetesi ilginç bir habere imza atarak Yemen’den gönderilmeye çalışılan bombalardan birinin oldukça etkili olabileceğini açıkladı. Diğer yandan kimi yorumlarda paketlerin Obama’nın memleketi olarak bilinen Chicago’ya da gönderilmeye çalışılması ile Demokrat Parti’nin Cumhuriyetçi Parti’ye karşı güç kaybetmesi arasında ilişki kurulmaya çalışılıyor.
ABD ve Fransa’da, havaalanlarındaki güvenlik önlemleri arttırılırken, İngiltere, Yemen’den gelen direkt uçuşları durdurdu. Almanya’da da tüm sinagog ve Yahudi okullarındaki emniyet önlemleri arttırıldı.
Bombalı paketler konusunda kafa karışıklığı ise devam ediyor. ABD’li yetkililerden bazıları bombaların sinagoglara gönderildiğini düşünüyor ancak Yemen’den neden Chicago’daki sinagoglara saldırı yapılacağına yönelik kesin bir şey söylenemiyor. Öte yandan bazı ABD’li yetkililerin “aslında uçakları patlatacaklardı” yorumları yapmaları dikkat çekici. Oysa ki terör uzmanlarına göre zaten sıkı sıkıya denetlenen gümrüklerde kargoyu Yemen’den Chicago’ya göndermek, üstelik bir singagoa göndermek ‘uzman teröristler’ için fazlasıyla amatörce.
Yemen kökenli bomba tehlikesinin ardından ABD yönetimi bu ülkeye CIA ajanlarını göndererek “teröre karşı mücadele başlatıldığını” açıkladı. ABD ve İngiltere’nin ilgi alanına giren Yemen’in kuzey bölgesindeki Şii Husiler Yemen hükümeti ile savaşıyor. Bu savaş nedeniyle Yemen’deki ABD destekli hükümet oldukça zayıflamış durumda. Suudi Arabistan ise Kuzey bölgesindeki bu isyanı kendi ulusal güvenliği için tehlike olarak tanımlıyor. Bu nedenle Yemen ordusu ve Suudi Arabistan’a bağlı güçler geçtiğimiz yıl içinde Kuzey Yemen’de operasyonlar yapmıştı. Bu operasyonlar Kızıldeniz’e konuşlanmış ABD savaş gemilerinden atılan füzelerle de destekleniyordu.
ABD ordusunun Yemen’e insansız hava uçakları da gönderdiği ve burada Pakistan’dakine benzer saldırılar başlatacağı sırada, Yemen hükümeti ABD’yi saldırılarını durdurmaya zorladı. Zira atılan füzelerden biri Yemenli üst düzey bir yöneticinin ölümüne neden oldu. Dahası birçok Yemenli sivil de Pakistan’dakine benzer biçimde yine ABD ordusunun attığı füzeler nedeniyle yaşamını yitirdi. Bomba olayının ardından bu kez ABD güçlerinin CIA yönetiminde “anti-terör faaliyetleri”ne başlayacağı duyruldu. CIA’nın operasyonu yönetmesi Yemen’de yaşanan olaylarının ABD kamuoyu tarafından “iç güvenlik” kapsamında değerlendirilmesini kolaylaştırırken bir yandan da ordu müdahalesinin yaratacağı uluslararası hukuk sorunları by-pass edilmiş olacak. ABD yönetimi ise Yemen yönetimini hava saldırılarına devam edilmesi için ikna etmeye çalışıyor.
Yemen hükümeti ve Suudi Arabistan, Husilerin arkasında Tahran’ın olduğunu öne sürerek İran’ın bölgede yayılmacı bir politika izlemeye çalıştığını savunurken, ABD Yemen’e verdiği desteği Şii isyancılarla El Kaide arasında var olduğunu öne sürdüğü bağlar üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor. Vaşington, son birkaç aydır El Kaide militanlarının Pakistan üzerinden Somali ve Yemen’e yöneldiğini ve bu ülkelerde faaliyetleri arttırdığını savunuyor.
ABD’deki muhalif ve savaş karşıtı gruplar ise bu ülkeye yönelik senaryonun gerçekten uzak olduğunu ileri sürüyor. Zira iddia edildiği gibi bu ülkede El Kaide üst kurmuş ve ABD’yi vuracak güce ulaşmış olsa bile, Sunni kökenli bir örgütün Sunni bir yönetime sırt çevirerek Şii kökenli isyancıları desteklemesi imkansız bir senaryo olarak değerlendiriliyor. Araştırmacı Rick Rozoff ise Yemen’de gizli bir ABD operasyonu olduğunu belirtiyor. Rozoff’a göre, bu operasyon ABD kadar NATO tarafından da genişletiliyor ve Yemen’in ileride Afganistan ya da Irak gibi işgale uğramaması için hiçbir neden yok. Rozoff gibi gazetecilerin dikkat çektiği husus, Kızıldeniz ve Basra Körfezi’nde NATO etkinliğinin artıyor olması.
Çevre ülkelerden Somali’de NATO koordinasyonunda “korsan avı” başlatılırken, ABD Cİbuti’de bir üsse yerleşiyor. Fransa ise Basra Körfezi’nde bir üs inşaası başlatıyor. Rozoff’a göre amaç, Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan rotanın en önemli güzergahını ABD’nin kontrolü altına alınması.
SOL