Muharrem İnce, partisinin Eskişehir İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi.
İnce, ülkedeki bütün kurumların AK Parti tarafından “değiştirildiğini ve fethedildiğini” savunarak, “Bu ülkede adliye, tıbbiye, mülkiye, rüştiye, zaptiye, maliye, aklınıza ne geliyorsa bütün kurumları fethettiler. Yüzyıllardır dilimizde olan bir söz vardır, ‘Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz’ diye; onu bile değiştirdiler. İmanın kimde olduğunu bilmiyoruz ama paranın kimde olduğunu biliyoruz artık, para bunlarda. Parayı bulan Lidyalılar, yolunu bulan AKP’liler. Şimdi biz bunlara karşı ne yapacağız? Büyük adam olmak gerekmez, bunlara karşı önce adam olmak gerekir. Şimdi iki şey yapacak milletimiz, ya bunlara biat edecek, diz çökecek ya da karşı duracak, adam gibi yaşayacak. Herkese diz çöktürmek istiyorlar. Padişah yetkileri alıyorlar. İşte RTÜK Kanununda Başbakan, yayını durdurma yetkisi alıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu Başbakan’a yakışır. Başbakan’ın bir yakasında Kral Faysal İslama Hizmet Ödülü var, öbür yakasında Yahudi Cesaret Ödülü var. Bir de boynunda Kaddafi’den aldığı İnsan Hakları Ödülü var. Şimdi de Üstün Müslüman Ödülü alıyormuş.”
“Tatlı su solcuları…”
İnce, bir televizyon programında spikerin, “Said-i Nursi’nin de bu memlekete Atatürk kadar hizmeti var” dediğini anlatan İnce, “Spiker kız da diyor ki, ‘Evet, Padişaha karşı hürriyeti savundu, Atatürk’e karşı hukuk devletini savundu’ diyor. Yalanın, sahtekarlığın, terbiyesizliğin bu kadarı olur. 1930’larda hukuk devleti tanımı var mıydı dünyada, neyi savunuyorsun. Bu ülkede Fransa’da, İtalya’da, İngiltere’de 1930’larda ne vardı, Türkiye’de ne vardı? Onlar 2010 yılında nereye geldi, biz nereye geldik; kıyaslama böyle yapılır. 1930’ların Türkiyesi ile 2010’un Türkiyesi arasında kıyaslama yapılır mı? Dünyada böylesine gelişmiş bir demokrasi mi vardı o zaman? Bu ülkenin 1 milyon nüfusu çalışıyordu, gençleri savaş meydanlarında ölmüştü. Bu modern Cumhuriyeti çıkaranlara teşekkür etmeleri gerekirken her gün küfrediyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar nankör insan topluluğu yoktur. Bu tatlı su solcuları, bu devşirmeler, bu dönmeler, bu kendini bilmezler, ‘yetmez ama evet’çiler AKP’yi demokrat diye tanıtıyor” dedi.
Referandum vaatleri
İnce, iktidarın referandum öncesi dile getirdiği 12 Eylül’den hesap sorulacağı söylemlerinin gerçekleştirilmediğini, referandumdan önce verilen vaatlerin tutulmadığını öne sürdü.
Referandum sürecinde fişlemelerin tarihe karışacağının da vaat edildiğini, ancak bunun yapılmadığını savunan İnce, “Bırak vatandaşı, şimdi hakimleri ve savcıları fişlemeye başladılar. AKP’yi demokrat olarak tanıtmak isteyenlere iki şey olmuştur arkadaşlar, ya tehdit edilmişlerdir ya zengin edilmişlerdir. Tehdit edildiklerine inanmıyorum ama zengin edildiklerine inanıyorum. Söylediklerine inanmadan bu zenginlik karşılığında söylüyorlar. Onlar da biliyorlar AKP’nin özgürlükçü uygar ve çağdaş bir parti olmadığını. Bunların açılımları meşhur. Roman açılımı dediler, Romanların arazilerini ellerinden aldılar. Ermeni açılımı dediler, Ermeni vatandaşlarını sınır dışı etmekle tehdit ettiler. Kürt açılımı dediler, ilköğretimdeki çocuklar birbirine sormaya başladı, ‘Kürt müsün, Laz mısın?’ diye. Ülkeyi böldüler. Alevi açılımı dediler, hakaretten hiç geri durmadılar, Alevi bürokratları tasfiye ettiler. Kıbrıs açılımı dediler, Denktaş’a ‘Git ülkende konuş’ diye kabadayılık yaptılar. Ülke bütün bunları yaşarken 188 kişinin katilleri Hizbullahçılar, eroin baronları hepsi dışarıda, AKP’ye muhalefet edenler aylardır Silivri’de. Bunun hesabını soracağız, merak etmeyin. Türkiye bir polis devleti, bir diktatörlük olmayacak. Hepimiz şunu diyeceğiz, ‘Büyük adam olma derdimiz yok ama adam olma derdimiz var.’ Buna karşı koyacağız, direneceğiz. Bu nedenle Türkiye’de yıkılmayan ele geçirilemeyen tek kale CHP’dir. CHP’ye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var” dedi.
cnnturk