1974 yılında Roma’da yapılan ilk Dünya Gıda Konferansı’nda, ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, hiçbir çocuğun 10 yıla kadar yatağa aç girmeyeceğini söylemişti. Ancak Kissinger’ın sözlerinin üzerinden 36 yıl geçmiş olmasına rağmen, milyonlar yatağa aç giriyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO), bugün açıkladığı raporunda dünyadaki 925 milyon kişinin kronik açlık sınırının altında olduğunu bildirdi.
FAO’nun 2009 raporunda yetersiz beslenenlerin sayısını bir milyar 23 milyon olarak açıklamıştı.
FAO’nun rapora ilişkin açıklamasında, bu yılki verilerin geçtiğimiz yılki oranlara göre düşük olsa da “kabul edilemez düzeyde” olduğunu belirtti.
Rapora göre, yetersiz beslenen dünya nüfusunun yüzde 98’i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor, bu nüfusun yüzde 40’ı da sadece Çin ve Hindistan toprakları üzerinde barınıyor.
FAO, açlığın düşmesinin sebebinin “2010 yılında ekonomik durumun nispeten iyileşmesi” olduğunu savundu.
Açıklamada “Yakın zamandaki gıda ve ekonomik krizin büyük oranda geçmesine rağmen yaklaşık bir milyar insanın aç kaldığı gerçeği daha derin bir yapısal soruna işaret ediyor” denildi.
FAO gıda krizinin çözümü olarak “tarıma yatırımın teşviki,sosyal güvenlik ağlarının ve sosyal yardım programlarının genişletilmesi ve gelir getiren faaliyetlerin arttırılması” önerilerini sundu.
Açıklamada “Şoklarla veya en korumasız nüfus kesimlerini korumada uygun araçların olmayışı krizlerden sonra açlığın artmasına sebep oluyor” ifadelerine yer verildi.
KUTLANACAK BİRŞEY YOK
ActionAid isimli gıda yardım örgütü başkanı Meredith Alexander rapora ilişkin değerlendirmesinde “Bu zamanda kutlama yapmak zor. Açlıkla mücadele küresel gıda krizinin olduğu dönemlerden daha iyi düzeyde değil” dedi.
Küresel yardım kuruluşu Oxfam’da gıda krizinin çözülmemesinin arkasında “siyasi irade eksikliği” olduğunu vurguladı. Oxfam açıklamasında açıklamasında, “10 yıl önce dünya liderleri açlığı 2015 yılına kadar yarıya düşürme sözü verdi ama halen bu hedefin uzağındayız. Yine de biliyoruz ki mümkündür. Siyasi irade eksik olan tek unsurdur” dedi.
ASIL SORUN PİYASA
Geçtiğimiz günlerde Mozambik’te gıda fiyatlarının arttırılmasının arkasından çeşitli basın kuruluşları ve örgütler yüksek gıda fiyatlarıyla gelen açlığın sebebini stokların az oluşuna bağlamışlardı.
Sabah gazetesi ekonomi yazarı Süleyman Yaşar, gıda krizinin Rusya’da yaşanan kuraklığa değil piyasalara bağlanması gerektiği görüşünde.
“Dünya çapında dalga dalga yayılan gıda fiyatlarındaki artış, sadece Rusya’da yaşanan kuraklığa bağlanabilir mi?” sorusunu yönelten Yaşar “Bağlanamaz. Çünkü Amerikan buğday üretimi oldukça iyi durumda. Ayrıca Avrupa ve Avustralya, dünya piyasalarına yeterli buğday sağlayabilir. Asıl sorun emtia piyasalarının işleyişinden kaynaklanıyor. Dünya faiz hadlerinin düşük olması, para bolluğu ve hisse senedi fiyatlarının çok oynak olması, spekülatörleri emtia alım satımına yöneltiyor. Özellikle buğday, bu dönemde spekülasyon için çok cazip bir emtia olarak görülüyor. Buğday için iklim değişikliği tezini öne sürerek söylenti çıkarmak ve fiyatları oynatmak oldukça kolay.” diyor.
OBAMA İNSANLARIN AÇLIKTAN ÖLMESİNE GÖZ YUMUYOR
Yaşar değerlendirmelerini şu tespitlerle sürdürüyor: