Borsa İstanbul’da yatırımcı sayısındaki hızlı yükseliş devam ediyor. Süreç içerisinde yaşanacak kar realizasyonlarıyla özellikle bireysel yatırımcının canı çok yanabilir.
BÖYLE DAHA ÇOK REVİZYON OLUR
Finansal ve reel sektördeki karar alıcı ve uzmanlardan oluşan 41 kişinin beklentilerini yansıtan ‘Piyasa Katılımcıları Anketi’nde, eylül ayı sonuçları açıklandı. TCMB’nin yaptığı ankete göre, cari yıl sonunda enflasyonun yüzde 67.1 oranında gerçekleşmesi, cari açığın 44.3 milyar dolar, büyümenin yüzde 3.9 ve dolar kurunun 30.1 TL olması bekleniyor. Ankete katılanların, 2023 yıl sonu enflasyon tahmini, ocak ayında yüzde 32.4 iken temmuz ayına kadar yüzde 43.8’e yükselmişti. TCMB’nin 2023 yılının üçüncü enflasyon raporu toplantısında enflasyon beklentisini yüzde 58’e çıkarmasının ardından, piyasa katılımcılarının ağustos ayında yapılan ankette yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 59.5 olmuştu. Eylül ayında ise beklentiyi yükselten Orta Vadeli Program oldu. Bu beklentilerin yıl içinde değişeceği kesin. Özellikle enflasyon beklentilerinde ciddi artışlar beklenmeli.
SONBAHARDA ENFLASYON NE OLUR?
Temmuz ve ağustos aylarında, TÜİK’in daha gerçeğe yakın enflasyon oranları açıklamasıyla birlikte, artık hayal aleminden çıktık. Son iki aylık enflasyon oranlarının sırasıyla 9.41 ve 9.09 gelmesinin ardından, şimdi hemen herkesin hemfikir olduğu konu, sonbaharda enflasyon artışının daha da yükseleceği… Sadece son iki aylık gerçeğe yakın enflasyon oranlarının bile yıllık TÜFE’yi 20 puan artırdığı dikkate alınırsa, yıllık enflasyonun tüm beklentileri aşacağını tahmin etmek hiç de güç değil. Belki de yapılması gereken, bir kerede bu yılın ilk yarısındaki makyajlanmış oranların dikkate alınarak yeni bir hesaplamayla, TCMB’nin revizyona gitmesi.
TEK İYİ HABER ÜFE’NİN TÜFE’YE ORANINDA
Enflasyona ilişkin tek olumlu veri, ÜFE’nin, artık TÜFE’nin gerisinde seyir izliyor olması… 2020 yılının ortasından itibaren ÜFE ile TÜFE arasındaki makas açılmıştı. Bu da TÜFE’nin kalıcı olarak yükselişini artan oranlarda sürdüreceğinin bir göstergesiydi. 2022’nin ikinci yarısından 2023’ün ilk çeyreğine kadar ÜFE, TÜFE’den yüksek seyrettikten sonra, artık aradaki makas kapandı ve şu anda TÜFE yüzde 58.9 oranındayken, ÜFE yüzde 49.4. Tabii bu oranların TÜİK rakamlarına göre olduğunu ve yılın ilk yarısında oldukça makyajlandığını hatırlatalım. Yine de, bu eğilimin, orta vadede enflasyon artışında bir düşüşün habercisi olma ihtimali var.
KKM’DEN ÇIKIŞLAR BEKLENTİNİN GERİSİNDE
Kur korumalı mevduatlarda (KKM) son dönemde yapılan düzenlemeler beklentinin altında olsa da etkisini gösteriyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 8 Eylül haftasında kur korumalı mevduatlarda 15.7 milyar TL’lik düşüş izlendi. Bu düşüşle birlikte, KKM’nin hacmi 3.33 trilyon TL’ye (124.3 milyar dolar) geriledi. KKM’de gerileme üçüncü haftasına girmiş oldu. Temmuz ayında KKM’ye zorunlu karşılık getiren ekonomi yönetimi, altı aya kadar vadeli KKM’lerde zorunlu karşılık oranlarını yükseltme kararı almıştı. Şimdi de TCMB, KKM hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık kısa vadelerde artırdı. Buna göre altı aya kadar vadeli hesaplar için zorunlu karşılık yüzde 25 olarak belirlendi. Bir yıla kadar, bir yıl ve daha uzun vadeli KKM hesapları için ise zorunlu karşılık yüzde 5 oldu. Tüm bu kararların sebebi, KKM’den çıkışın istenilen düzeyin çok altında kalmış olması.
FAİZ ORANLARI ARTIYOR AMA…
Politika faizi artırımlarının kredi piyasasındaki yansımaları devam ediyor. Mevduat ve kredi faizlerinin oranı artıyor. 1-3 ay vadeli ortalama mevduat faizi yüzde 40.9 düzeyinde. Ticari kredi faizlerinin ortalaması da yüzde 40.9. İhtiyaç kredileri ise yüzde 60’lar civarına çıkmış bulunuyor. Mevduat faizleri hala yatırımcı için cazip bir adres değil. KKM’den çıkıp da kim TL mevduata girer? Ticari kredilere ise sıkılaştırma sebebiyle, her başvuran ulaşamıyor. İhtiyaç kredilerine gelince, eğer ki kredi kartlarınızın borçları iyice şişmişse, hemen bankaya gidip başvuru yapın. Eğer kredi alabilirseniz, kredi kartı borçlarınızı kapatın. Hala ihtiyaç kredisi alarak kredi kartı borçlarını kapatmak avantajlı… Ama unutmayın ki, o ihtiyaç kredisinin geri ödemelerini de hesaplamanız lazım. Bu hayat pahalılılğında öyle bir imkanınız olacak mı, orası büyük bir soru işareti!
FAİZ-TÜFE MAKASI AÇILDI
Politika faizi artırımlarının kredi piyasasındaki yansımaları devam ediyor. Gerek ihtiyaç kredilerinde gerekse ticari kredilerde faiz oranları yükselişini sürdürüyor. Ancak, özellikle son iki aydaki enflasyon oranlarındaki artış karşısında faiz artışları yetersiz kaldı ve faiz-TÜFE makası yeniden açılmaya başladı. Bunun anlamı, negatif reel faiz ikliminin kısa sürede sonlanmayacağı… Üstüne üstlük, bu TÜFE oranlarının gerçekliği yansıtmadığını tekrar hatırlatalım. Yani grafikte gördüğünüz ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde -33.9’dan çok daha fazla olduğunu belirtmekte fayda var. Makas kapanmadığı sürece, sağlıklı bir ekonomiden de söz etmek mümkün olmayacak.
TARIM SEKTÖRÜNE YÖNELİK ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIM
Tarım sektöründeki yapısal sorunlara çözüm bulmak açısından çok önemli bir adım atıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı tarımsal üretimin planlamasına yönelik usul ve esasları düzenleyen yönetmelik yürürlüğe girdi. Bitkisel üretim, hayvansal üretim ve su ürünleri üretiminde tarım havzası veya işletme bazında üretimin planlanmasını kapsayan yönetmeliğe göre, tarımda ezbere üretim dönemi sona eriyor. Çiftçi, yeni yönetmeliğe göre artık izin almadan tarımsal üretim gerçekleştiremeyecek. Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu’nun kurulacak olması çok önemli bir gelişme. Tabii her zamanki gibi eksiklikler var, söz gelimi tarımsal üretimin ve ticaretin ana paydaşları unutulmuş. Bu haliyle ilgili genel müdürlüklerin bürokratlarından oluşan bir kurul söz konusu, ancak gerek duyulursa paydaşlar çağırılacakmış. Yine de olumlu bir adım diyelim. Tarımda planlı bir döneme geçilecek olması, yapısal sorunlardan bir bölümünü çözebilir..
BORSADA 7 MİLYONU YATIRIMCI
Borsa İstanbul’da yatırımcı sayısındaki hızlı yükseliş devam ediyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre, pay piyasalarındaki bakiyeli yatırımcı sayısı da 7 milyon 140 bin 215’e ulaşarak rekor kırdı. Yatırımcı sayısındaki yıllık yükseliş, 11 Eylül itibarıyla 4 milyon 526 bin 761 oldu. Bu durum yüzde 173.21’lik artışa işaret ediyor. Aylık bazda bakıldığında da yatırımcı sayısına 1 milyon 978 bin 559 kişi eklendi. Yatırımcı sayısı böylece aylık bazda yüzde 38.33 arttı. Bunun tek bir nedeni var, o da negatif reel faiz ortamı ve ortaya çıkan yüksek enflasyon sebebiyle, yatırımcının reel getiri sağlayacağı bir yatırım mecrası araması… Bu çok sağlıklı bir yatırım iklimine işaret etmiyor ve süreç içerisinde yaşanacak kar realizasyonlarıyla özellikle bireysel yatırımcının canı çok yanabilir.
KÜRESEL ENERJİ FİYATLARINDA YÜKSELİŞİN AYAK SESLERİ
Hampetrol, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) arz sıkıntısı uyarılarını artırmasının ardından, 10 ayın en yüksek seviyesine tırmandı. ABD hampetrolü, geçen hafta varil başına 90 dolar civarında işlem gördü. UEA, talebin ikinci yarıda arzı günde ortalama 1.2 milyon varil geride bırakacağını öngörüyor. Bu açıklama, OPEC ve ABD’nin de küresel tüketimin üretimi aştığını gördüklerini belirtmelerinin hemen ardından geldi. Suudi Arabistan ve Rusya’nın arzı kısması ve ABD ile Çin’in talebinin nispeten dirençli olmasıyla, haziran ortasında başlayan yükseliş ivme kazandı. ABD hampetrolü son üç haftada yüzde 13 arttı ve zaman aralıkları geriye doğru yükseliş eğilimi göstererek arzın yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Yıl sonuna kadar hampetrolün varilinin 100 doları test etmesi çok mümkün görünüyor.
ABD ENFLASYONU KAFALARI KARIŞTIRIYOR
ABD’de ağustos ayında TÜFE bir önceki yıla göre yüzde 3.7 arttı. Beklenti yıllık artışın yüzde 3.6 olması yönündeydi. Aylık bazda ise enflasyon yüzde 0.6 ile beklentilere paralel gerçekleşti. Çekirdek göstergelerde ise aylık artış, beklentileri sınırlı da olsa aştı. Ağustos ayında gıda ve enerji hariç tüketici fiyatları bir önceki aya göre yüzde 0.3 artış gösterdi. Beklenti yüzde 0.2 olarak belirlenmişti. Veriler, ekonomide yaşanan canlanmanın, fiyat baskılarını yeniden alevlendirdiği yönündeki endişeleri artırıyor. TÜFE verisi, Fed’in bu haftaki toplantısından önce göreceği son önemli veri oldu. Fed’in bu ay faizleri sabit bırakması bekleniyor. Ancak kasım ayında yeni bir politika faizi artırımı olması çok muhtemel.
ÇİN’DEN BU KEZ OLUMLU SİNYALLER GELDİ
Uzun süredir küresel üretimin merkez üssü Çin’den gelen veriler küresel piyasaları ürkütüyordu. Son gelen veriler ise piyasalara biraz moral oldu. Ağustos ayında Çin’de sanayi üretimi yüzde 4.5 artış kaydetti ki, bu yüzde 3.9’luk beklentinin oldukça üzerinde. Bundan daha önemli bir gelişme ise perakende satışlardaki yüzde 4.6’lık artış. Beklenti yüzde 3’tü! Perakende satışlardaki artış çok önemli, zira Çin yönetimi aldığı tedbirlere rağmen bir türlü iç piyasayı hareketlendiremiyordu. Şimdi anlaşılıyor ki tedbirler etkisini gösteriyor. Bu gelişme, Çin’deki olası deflasyon korkusunu da gidermesi açısından büyük önem taşıyor.
EURO BÖLGESİ’NDEN GÜZEL BİR HABER YOK
Avrupa Merkez Bankası (AMB) politika faizini artırdı ve AMB Başkanı çok gerçekçi ve pek de iyimser olmayan açıklamalarda bulundu. AMB, üç temel politika faizini 25 baz puan artırma kararı aldı, 20 Eylül’den itibaren refinansman faizi yüzde 4.50, mevduat faizi yüzde 4 ve marjinal fonlama faizi yüzde 4.75 olacak.
Euro Bölgesi’nde enflasyonun çok uzun süre yüksek seyretmesini bekleyen AMB, orta vadede yüzde 2 olan enflasyon hedefini yakalamakta kararlı görünüyor. AMB Başkanı Christine Lagarde, yüksek faiz ortamının resesyona neden olabileceğine ilişkin endişelere değindi ve “Bunu resesyon yaratmak istediğimiz için, bu meselenin yükünü çekenler için, fiyat istikrarı sağlamak istediğimiz için yapıyoruz” dedi. Bu açıklama önemli, zira Euro Bölgesi’nde Hollanda resesyona girmiş bulunuyor, Almanya’daki veriler çok olumsuz geliyor ve genel olarak üye ülkelerin resesyon riski devam ediyor.
ARJANTİN’DE HİPERENFLASYON KORKUSU
Arjantin’de yıllık enflasyon oranı ağustos ayında yüzde 124.4’e yükseldi ve 1991’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Piyasa beklentisi artışın yüzde 113.4’ten yüzde 122.6’ya çıkacağı yönündeydi. Bu oranlar, Arjantin’in 1990’ların başında bir hiperenflasyon krizinden çıkmasından sonra yaşanan en kötü döneme işaret ediyor. Enflasyon 1991 yılından bu yana gördüğü en yüksek seviyeye ulaştı. Aylık bazda ise enflasyon yüzde 12.4 artış gösterdi. Arjantin uzun süredir ekonomik krizle mücadele ediyor, ancak bir sonuç alamıyor. Halkı ise hiperenflasyon korkusu sarmış durumda.