Birleştirilmiş Gezi davasında ikinci duruşma bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında “Soros artığı” ifadesini kullanmasının ardından duruşmalara katılmayacağını duyuran Osman Kavala, bugünkü duruşmada SEGBİS sistemine bağlanmadı.
Çarşı davası sanıklarından Koray Yalnız’ın avukatı, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını ve savunmasının istinabe yoluyla alınmasını talep ettiğini ancak mahkemenin bu konuda bir karar vermediğini söyledi. Yalnız’ın avukatı, müvekkilinin dosyasının ayrılmasını talep etti.
Çarşı davası sanıklarından Yusuf Demirci’nin avukatı Ömer Kavili, “Davanın bir an önce bitirilip sanıkların aklanması gerekir. Tefrik talebi yerindedir. Yurt dışında olan Çarşı davası sanığı hakkında tefrik talebi verilmesini yargılamanın uzamaması açısından biz de talep ediyoruz. Bazı telefon konuşmalarının kime ait olduğunun araştırılması için sanıklardan ses örneği alınmasını istediniz. Mahkemenin delil toplaması ceza yargılama ilkeleri açısından sıkıntılıdır. Hâkimlik standardı çerçevesinde soğukkanlı bir şekilde kanunsuz taleplere karşı dik durmanızı beklerdik. Dosyanızdaki evrakların bilgi belge güvenliği yoktur. Lehte olan delillerin dosyanızdan kaybolacağı endişesindeyiz. O konuda mahkemenizin sabıkası var.” dedi.
Kavili şunları kaydetti:
“30. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyayı Çarşı davası avukatlarına vermeden nasıl olur da bizden esas hakkında beyanda bulunmamızı istersiniz? Kanunsuz bozma kararı veren Yargıtay kararından dönüp Çarşı davası sanıkları hakkında beraat vermenizi talep ediyorum.”
Mahkeme başkanından avukat Şen’e ses uyarısı
Avukat İmrek: Siyasi irade istediği için yapılan birleştirme ile dava uzatılmak isteniyor
Çarşı davası avukatlarından Yıldız İmrek söz aldı. İmrek, “Bu birleştirme usulsüz ve sanık haklarını engelliyor, temsil ettiğim insanın haklarını savunamıyorum. Çünkü daha temel bir insan hakkı ihlali var. Bir insan haksız hukuksuz yere dört senedir hapiste. Çarşı ve Gezi’nin torba dava haline gelmesi siyasi irade istediği içindir, çünkü birleştirmenin hiçbir hukuki koşulu yoktur. Siyasi irade istediği için yapılan birleştirme ile dava uzatılmak isteniyor. Bu şekilde müvekkilimin aklanma hakkı ihlal ediliyor.” değerlendirmesini yaptı.
İmrek, Osman Kavala’nın 4 yıldır özgürlüğünden mahrum olması nedeniyle detaylı savunma yapma hakkından feragat ettiğini beyan etti. Çarşı ve Gezi davalarının siyasi nedenlerle birleştirildiğine dikkat çekerek, “Bu davalar zaten torba davaydı, birleştirdiniz çuval oldu.” yorumunu yaptı.
Mahkemede ‘Er meydanı’ tartışması
İmrek “Meslektaşımın ifadelerine katılsam da burayı ‘er meydanı’ diye tanımlamasına bir kadın olarak itiraz ediyorum” dedi. İmrek’in konuşmasını salon alkışladı.
“Hukuken bu absürtlüğe son verilmeli”
Çarşı davası avukatlarından Efkan Bolaç, “Bir taraftar grubunun hükümete darbe yapmaya teşebbüs ettiğine dair absürt bir iddia var. Diğer taraftaysa rehin alınmış ve 1500 gündür tutuklu olan bir kişi var. Ve niye tutulduğuna dair bir delil ya da dayanak yok. Bu yargılamanın neden yapıldığına dair ne sizin ne de savcılık makamının bir fikri olmadığını düşünüyorum. O nedenle hukuken bu absürtlüğe son verilmesini istiyorum.” dedi.
Aranın ardından yeniden başlayan duruşmada, söz alan Can Atalay, kendisi, Tayfun Kahraman ve Ayşe Mücella Yapıcı için konuştu. Atalay, “Bu davanın tutuklu bir sanığı var. Biz uzun uzun Gezi’yi anlatmak ve savunmak istiyoruz ama bir sonraki duruşmada bunu yapalım.” dedi. Hakan Altınay’ın savunması da aynı nedenle ertelendi.
Tanrıkulu: Tahliye bekliyorum
Davayı takip eden CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, “Osman Kavala’nın tutuklu kalması için her türlü yargı cambazlığı yapıldı. Kavala, Türkiye’nin başsavcısı Sayın Cumhurbaşkanı tutuklu kalmasını istediği için halen tutuklu. 10 büyükelçinin AİHM kararının uygulanması çağrısı yaptıkları açıklamalarından sonra, Sayın Cumhurbaşkanı ‘Hukuk gereğini yapar’ diyerek tutuklama rezervini azalttığı için bugün tahliye olmasını bekliyorum” görüşünü savundu.
Çarşı davası sanıklarından Erol Özdil, “ Ben sokak hayvanlarıyla ilgileniyorum. Ormanlardaki köpeklere barınacak yer bulup onlara yiyecek götürüyorum. Şimdi ben hüküm giyersem onlara kim bakacak? Beraatimi istiyorum.” dedi.
Özdil’in avukatı söz aldı: Kimsenin burnu kanamadan bulunulan bir darbe teşebbüsüne şahit oldunuz mu? Polisler Çarşı grubunu hiçbir zarar verme eyleminde görmediklerini söyledi. Bu salonda bir terör örgütü yok. Ben sokak hayvanlarına kulübe yapan bir terör örgütü bilmiyorum.
Çarşı sanıklarından Ayhan Güner: Ben evdeydim. Etiler Emniyet Müdürü aradı, bize yardımcı olun dedi. Polisin belirlediği güzergahta taraftarı olaysız şekilde yürüttük. Gezi boyunca polislerle insanları karşı karşıya getirmedik. Boynumuza sarılıp teşekkür ettiler. Şimdi buradayız.
Güner’in avukatı söz aldı: “Emniyet müdürlüğü, Ayhan Güner ve arkadaşlarını çağırıp Beşiktaş’taki olayları yatıştırdıkları ve hiçbir yere zarar vermedikleri için plaket verdi. Böyle örgüt mü olur? Terör örgütüne plaket veren emniyet müdürleri de yargılansın o zaman.”
Çarşı davası sanıklarından Hakan Keskin: Çarşı ile Gezi dosyalarını bir an önce ayırmanızı istiyorum. Ben ülkücü bir insanım. Yıllardır MHP’ye oy veririm. Beraatimi istiyorum.,
Çarşı davası sanıklarından Erdener Karataş: Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum.
Ne olmuştu?
2013’te Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve Türkiye geneline yayılan olaylarla ilgili dava, 8 yıl sonra sil baştan, üstelik torba dava halinde yeniden görüldü. Gezi’yi organize ettikleri iddia edilen aralarında tutuklu Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 16 sanık hakkındaki beraat kararının bozulmasından sonra dava torba davaya dönüştü.
Kavala’nın serbest kalmasını engellemek amacıyla daha önce tahliye edildiği, Türkiye’nin AİHM’de mahkum edilmesine yol açan iddialar, Türk Ceza Kanunu’ndaki farklı maddelerden yeniden dava konusu yapıldı. Bu dava, Gezi davası ile birleştirildi. 6 yıl önce beraatle biten Çarşı davası da Yargıtay tarafından bozuldu ve bu dosya da Gezi davasına eklendi. Böylece, Gezi davası, her biri daha önce yargılama konusu yapılan, iddiaları defalarca tartışılan ayrı dosyaların birleştiği bir torba dava haline geldi. Mahkeme heyeti avukatların dosyaların ayrılması talebi dahil tüm taleplerini reddetti. Bunun üzerine Çarşı avukatları duruşmadan çekilme kararı alarak salonu terk etti. Salonda bulunan seyirciler de avukatlara alkışlarla destek verdi.
Geçtiğimiz duruşmada hukuki durumda değişiklik olmadığı gerekçesiyle Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi.
Taksim Dayanışması Gezi Davası’nın duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP, HDP ve TİP milletvekilleri ile demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı.
“Gezi umuttur, umut yargılanamaz”
Taksim Dayanışması adına açıklamayı okuyan Esin Köymen, “Onlarca insanın demokratik hak ve talepleri için parklarda, sokaklarda özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz.” dedi. Köymen, “Osman Kavala bir kez daha yargılanmak isteniyor. Yeryüzündeki tüm renklerine sahip çıkan, siyah ve beyazı olan Çarşı ailesi bir kez daha yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz. Çünkü haklıyız, dayanışma, paylaşma, emek yargılanamaz. Bu akıl ve hukuk dışı dava derhal geri çekilmeli, kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki iddialar düşürülmeli, somut hiçbir delil olmadığı halde 1487 gündür siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala serbest bırakılmalıdır. Biliyor ve inanıyoruz ki Gezi hep haklı. Gezi umuttur, umut yargılanamaz.” diye konuştu.
Osman Kavala, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında “Soros artığı” ifadesini kullanmasının ardından yaptığı yazılı açıklamada duruşmalara katılmayacağını duyurmuştu.