Sevgili dostlar,
Son bir hafta şöyle geçti:
> 15 Mayıs’ta HDP’li 5 belediyeye kayyum atandı. CHP sözcüsü hemen o gün, “Seçimle gelen seçimle gider” diye tepki gösterdi.
> 16 Mayıs’ta sıra CHP’deydi. Adana Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım, Erdoğan’ın hedef göstermesiyle tutuklandı. Diğer partilerden tepki var mı, diye baktım. Adana Emek ve Demokrasi Güçleri’nin ortak açıklaması dışında kayda değer bir tepki göremedim.
> 17 Mayıs’ta Taylan Kulacoğlu ve gazeteci Hakan Gülseven gözaltına alındı. Önce bırakıldılar, sonra Taylan, trol kampanyasıyla yeniden gözaltına alınıp tutuklandı. İlk elde CHP’de Sezgin Tanrıkulu Canan Kaftancıoğlu, HDP’de Ayhan Bilgen tepki gösterdi.
> 19 Mayıs’ta Kayseri’de bir İranlı, balkonuna İngiliz bayrağına benzeyen bir havlu astığı için gözaltına alındı. Sosyal medyadaki “Aklınızı mı kaybettiniz” tepkisi, partiler düzeyinde gelmedi.
> 20 Mayıs’ta sıra yine HDP’deydi. Ankara il örgütünde kayyumları protesto eden partililer, yaka paça gözaltına alındı. HDP dışında pek tepki gelmedi.
İktidar, son bir haftada, neredeyse gün atlamadan, istikrarlı bir şekilde, bütün muhalif kesimlere, adeta sırayla baskı uyguluyor. Çılgınlık, havlu tutuklamaya kadar varmış durumda… Bu saydıklarım, sadece göz önünde olanlar… Elbette dahası da var. Belki göremediğim tepkiler de olmuştur; ama kamuoyunun dikkatini çekecek bir dayanışma sergilenmediği ortada…
Bugün HDP’ye yapılanın yarın CHP’nin başına geleceğini, Taylan’a tepki verilmezse diğerlerinin hedef seçileceğini, CHP gençlik kolları başkanı, HDP il binası birlikte savunulmazsa, her gençlik ve il teşkilatının düşürüleceğini görmek bu kadar mı zor? Değilse neden hala bu “siyasal mesafe…”, neden bu dağınıklık; bu herkesin kendi mazlumuna sahip çıkma hali?
Bir arada, kolkola, omuz omuza bir dayanışma sergilemezsek, hep birlikte direnmezsek, yargıcı, savcısı, polisi, milisiyle yüklenen bu baskıya dayanabilmemiz zor. “Birimize yapılan, hepimize yapılmıştır” diyerek ortaklaştığımızda ancak; değişecek tarihin akışı…