Ben annemli, babamlı bayram sabahlarını özlüyorum.
Annemin dikip hazırladığı bayram giyisini giydirip saçlarımı tararken babamın şarkılar söyleyerek kahvaltı masasını hazırlayışını ve hep birlikte kahvaltı edişlerimizi özledim!
Kurban bayramlarında öğlene kadar bahçeye çıkmam yasaktı. Çocuk yaşlarımda bunu anlamayıp huysuzluk yaptığım zaman babacığım “dışarıda katliam var katliam” diye cevap verirdi. O zamanlar babamın ne demek istediğini pek anlamazdım, büyüdükçe ve bir kurban bayramı günü pencereden gizlice baktığımda gördüğüm vahset babamın ne demek istediğini bana açıkladı.
Kurban ve Bayram, iki kelimenin birlikteligi ne kadar ironik! “Yardımlaşma Bayramı” “Dayanışma Bayramı” “İmece Bayramı” filan deseydik, daha bir farklı bakabilir miydik acaba ? Sadece “kesmek” “doğramak” “dağıtmak” “yemek” olmasaydı, çocuklar seyretmeseydi, insanlar ortalık yerlerde “kan” la uğraşmasaydı, bir hayvan “melül melül” bakmasaydı yüzümüze…..
Hangi et parçası teselli edecek yaşanan acıları? Fakirler hala fakir, kötüler hala kötü , hırsızlar hala hırsız, yalancılar hala yalancı ,güçlüler hala güçlü, mazlumlar hala mazlum kalacaksa, savaşlar devam edecek ve her gün “kurbanlar” verilecekse, hangi “kurban”ın bayramı olacak bu bayram… ve bunun gibileri ?
BAYRAM GİBİ GÜNLER GELİR ÜMİDİYLE.. KÜÇÜKLER BERHUDAR, BÜYÜKLER HUZURLU ve SAĞLIKLI OLSUN..
Dr. Candan Hizel