AKP ve MHP’nin görevi Meclis’te bitti. Sahada tüm kuvvetiyle var olmaya çalışan Erdoğan olacak. Anayasa referandumunda “Hayır” diyeceklerini açıklayan toplumun farklı siyasal kesimlerinin tek ortak noktası da Erdoğan ve onun uygulamaları
YAŞAR AYDIN / [email protected]
@yasaraydinnn
AKP ve MHP ortaklığı ile sunulan 18 maddelik anayasa teklifi TBMM’de alınan 339 oyla Erdoğan tarafından referanduma götürülüyor. Genel Kurul sürecinde Cemil Çiçek gibi Meclis Başkanlığı yapmış siyasetçiler dahil tüm AKP’lileri açık oy kullanmaya zorlayan sürecin başka bir sonuç üretmesi neredeyse imkansızdı. Değişiklik teklifi ilkbaharda halkın önüne gelecek. Meclis içinde ve dışındaki tüm partiler tutumlarını ilan etti. Onlara sendikalar, siyasi parti ve hareketlerle demokratik kitle örgütleri de eşlik etti. Konuyla ilgili pozisyon deklare etmeyen dernek kalmadı. Tüm bunlara rağmen kimse referandum sonucun dair net bir şey söyleyemiyor.
Kampanyanın başında…
Cumhurbaşkanı Erdoğan referandum sürecinde kampanyanın başında olacağını şimdiden açıkladı. Kamuoyu yoklamalarında gerilerde kalan evet oylarının da Erdoğan’ın sahaya çıkmasıyla artacağı düşünülüyor. Başbakan Binali Yıldırım dahil birçok AKP’linin referandum sonucuna dair endişelerinin sürekli Erdoğan’ın “siz referandumu merak etmeyin” sözleriyle geçiştirildiğini artık biliyoruz. Erdoğan, Afrika ziyareti öncesi “anketler için konuşmak erken” derken kendisinin yönettiği kampanyayla her şeyin farklılaşacağını düşünüyor.
Hem Erdoğan’ın hem de Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın açıklamalarından anladığımız kadarı AKP ve MHP’nin görevi Meclis’te bitti. Sahada tüm kuvvetiyle var olmaya çalışan Erdoğan olacak.
15 Temmuz ters tepebilir
Erdoğan’ın şimdiden kampanyayı oturtacağı temel argümanlar belli oldu. Bunlardan en önemlisi hiç kuşku yok ki 15 Temmuz Darbe Girişimi süreci. Burada gösterilen duruş Erdoğan’ın en çok başvuracağı argüman olacak. Ama burada eli giderek zayıflıyor. Özellikle kontrollü bir darbe girişimi olduğuna dair söylemler süreç içerisinde daha da artacak gibi duruyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışlarına son olarak bazı AB ülkelerinin istihbarat raporlarında da rastlanmaya başladı. Referandumun ilerleyen safhalarında benzer raporların ya da bilgilerin kamuoyunda dolaşıma girmesi beklenebilir.
Bu süreç aynı zamanda darbe yargılamalarının da yoğunlaşacağı tarihler olacak. Burada da çok istenen nokta değiller. İtirafçıların oklarını Erdoğan’a yöneltmeleri şimdilik 16 savcının yerini değişmesiyle sonuçlandı. Bu süre içerisinde davaların buzdolabına kaldırılması dahil farklı alternatifler gündeme gelebilir.
MHP Erdoğan’lı bir kampanya istemiyor
Meclis grubunu zor bela ikna eden MHP yönetimi tabanını ikna etmek için daha da zorlanacağının farkında. MHP lideri Devlet Bahçeli “evet” kampanyası yürüteceklerini açıklasa da parti yönetimi bunun zorluklarının farkında. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın açıklamaları da bunun en net ifadesi. Büyükataman, Genel Kurul görüşmeleri devam ederken “başkanlığa antipatinin kaynağı Erdoğan” diyerek bir uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi. MHP yönetiminin Binali Yıldırım’a Erdoğan’ın öne çıkmasının MHP tabanında olumsuz tepkiye neden olacağı doğrultusunda uyarılarda bulunduğu da biliniyor.
Sağ, ayakta kalmak için ‘Hayır’ diyecek
MHP’de yaşanan endişe neredeyse tüm sağ partileri de sarmış dudumda. Erdoğan’ın tek başına belirleyece olacağı bir yönetimde partilerinin çok anlamı olmayacağının farkında olan SP’den BBP’ye, DP’den BTP’ye kadar neredeyse tüm milliyetçi muhafazakâr yapılarda aynı refleksi geliştirdi. Bu fotoğraftaki partilerin sahadaki varlıkları bir yana Erdoğan’ın en önemli argümanlarından biri olan “muhafazakârların birliği” görüntüsünü boşa düşürmesi muhtemel.
‘Askeri başarı’ sonucu etkiler mi?
Türkiye sadece içeride değil aynı zamanda sınır ötesinde de olağanüstü bir dönem yaşıyor. Suriye topraklarında sürdürülen savaş, hükümet yetkililerine göre Rakka’ya inene kadar devam edecek. Ama saha böyle söylemiyor. TSK, El Bab önlerinde kalmış durumda.
Suriye, Rusya ve Koalisyon ülkelerinden yeterli destek alınamadığı ölçüde de çok ilerleme kaydedilemiyor. Üstelik Suriye’nin de El Bab’a yönelmesi gündemde. Türkiye, sahada ilerleme kaydedemezken Astana görüşmelerinden de istediği sonucu alamaması gibi başarısızlıkların sürekli asker cenazelerinin geldiği ortamda mutlaka içeriye yansıması olacaktır.
‘Hayır’ın tek ortak noktası Erdoğan
Toplumun farklı siyasal kesimleri Anayasa referandumunda “hayır” vereceklerini açıkladılar. Bu yelpaze muhafazakârlardan sosyalistlere kadar uzanıyor. Tek ortak noktaları ise Erdoğan ve onun uygulamaları. Bu anlamıyla da referandum hem kampanya dönemi boyunca hem de sonuçlar itibariyle çok şeye gebe.
2,5 yıllık deneyim halkın hafızasında
‘Evet’ cephesini belki de en çok zorlayacak etken 2,5 yıldır fiilen uygulanan başkanlık rejiminin ülkeyi getirdiği durum olacak. Ekonomik, siyasi istikrarsızlığın yanında toplumsal bir parçalanmaya da yol açan bu yıllar AKP ve Erdoğan için en önemli engel. Bugüne kadar ‘başarı öyküleri’ ile iktidarda kalmaya devam edenler, bugün başarısızlığa sağlam bir neden bulmaya çalışıyor.