İngiliz Financial Times gazetesi, Tahran’da imzalanan uranyum takası anlaşması ile ilgili bir makale yayınladı.
”Yükselen güçler Batı’nın kurallarıyla oynamak istemiyor” başlıklı habere eşlik eden karikatürde ise uranyum takası anlaşmasına imza koyan üç lider nükleer yakıtı simgeleyen bir topla oynarken görülüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kırmızı-beyaz formayla, Brezilya lideri Lula da Silva sarı mavi, İran lideri Ahmedinejad da kırmızı yeşil formayla, yeşil zeminde top koşturmaya çalışıyor.
Philip Stephens imzalı makalede ise anlaşmanın hem zamanlama hem de içerik itibarıyla bazı meşru soruları gündeme getirdiği kaydediliyor.
Takas anlaşmasından hemen kısa bir süre sonra BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin yaptırım öngören bir adım üzerinde uzlaştıklarını anımsatan Stephens, BM Güvenlik Konseyi’nin iki geçici üyesi Türkiye ve İran’ın konseyin dışındaki hamleleri nedeniyle daimi üyelerin bir alınganlık göstererek, kendilerini hakarete uğramış hissetmiş olabilecekleri görüşünde.
Büyük ülkelerin İran meselesinin küresel güçler tarafından çözülmesi gerektiği inancında olduklarını aktaran Financial Times yazarı, şöyle devam ediyor:
”Eğer birileri yardımcı olmak istiyorsa, buna itirazımız yok, ama bunu Batı’nın planına destek vererek yapmalılar, kendi uçuk fikirleriyle değil’ bakış açısı sergiliyor güçlü ülkeler ki, bence bu dar görüşlü bir yaklaşım. Çünkü daimi üyelerin İran politikası herhangi bir sonuç vermedi, yaptırımın İran’ı BM çizgisine getireceğini savunanlar bile bunun kendi başına işe yarayacağına inanmıyor. Eğer Tahran, gerçekten nükleer silah inşa etme kararı aldıysa, Devrim Muhafızları üzerinde baskı kurmak, fikirlerini değiştirmelerine yardımcı olmayacak.”
Batılı ülkelerin yükselmekte olan güçlerin uluslararası güvenlik ve refahın sağlanmasının yarattığı yükü omuzlaması gerektiğini düşündüklerini de kaydeden Stephens, ”Çin, Hindistan, Türkiye, Brezilya gibi ülkelerin kural esasına dayalı küresel düzenden yarar sağladıklarını, dolayısıyla katkıda bulunmaya hazır olmalılar diye düşünüyor Batı. Ama Ankara, Brezilya, Pekin ve Delhi’den bakınca bu savda bir çarpıklık olduğu görülüyor. Zira, bu ülkeler yeni uluslararası düzen şekillendirilirken katkıda bulunmaya davet edilmemişlerdi ki. Bir Çinli akademisyenin şunu söylediğini duydum: Gelişmekte olan ülkelerden, Batı’nın sahip olduğu kumarhanede rulet masasına oturmaları bekleniyor.”