Demirtaş, şu aşamadan sonra PKK’nın kendi çağrılarını dikkate almayacağını belirterek, “Şu süreçte çatışmanın durması konusunda bir etkimiz kalmadı. Devlete çağrı yaptığımızda da, PKK’ya çağrı yaptığımızda da çok anlamı olmuyor” dedi. Radikal’i ziyaret eden Demirtaş, şu mesajları verdi:
Başbakan oy devşirmeye çalışıyor: Hamaset yapacak, terörle ilgili şunu yapmayacağız bunu yapmayacağız diyerek, bunun üzerinden oy devşirmeye çalışacak. Oy kaybetmemek için kan akmasına sebep oluyor, kan aktıkça da oy toplayacak. Bu kadar ahlaksızca yapacak bu işi. Herkesin Ak Parti’ye şu mesajı vermesi lazım: Bu ülkenin sahibi sadece sen değilsin. Sen gidebilirsin ama bu ülke kalıcıdır. Sen gittin diye kıyamet de kopmaz ama bu gençler gitmesin. Bu ülke kendi sorununu devlet aklıyla, kendi Kürtleriyle çözecek güce, inanca sahiptir.
Tek seçenek diyalog: Diyalog ve müzakere dışında hiçbir seçenek görmüyorum. Arkasında siyasi irade olan, bir devlet aklı olmalı. Ak Parti’nin eli mutlaka bu işte olmalı. Ak Parti ‘ben bu işte yokum, ordu yapsın, öteki yapsın, ben siyaseten oy kaybetmek istemiyorum, bu işlere girmeyeceğim, kendimi yıpratmayacağım’ diyemez.
PKK üzerinde etkili değiliz: Açılım süreci başladığında bizim yaptığımız çağrılar PKK üzerinde etkili oluyordu. ‘Bunların bir bildiği vardır’ diyorlardı. Hakikaten biz de bilmeden konuşmuyorduk. Şu gün çıkıp desek ki; ‘İki günlüğüne durun’. Samimiyetle söylüyorum, ‘Bizim iki saat bile duracak zamanımız yok’ diyecekler bize. Şu süreçte çatışmanın durması konsunda bir etkimiz kalmadı. Deseler ki ‘BDP süreci kendisi götürsün’, dinlemeyecekler bizi. Diyecekler ki, ‘Sen neyi çözebildin.’ Devlete de çağrı yaptığımızda da, PKK’ya da çağrı yaptığımızda da çok anlamı olmuyor.
Baraj göstergeydi: Bu tür adımlar atılsın da elimiz güçlensin diye çok uğraştık. Özellikle baraj meselesinde. Bu, ‘artık silaha ne gerek var, ne kadar gücün varsa o kadar da Meclis’te temsilcin olacak’ demekti. Çok kritik, tarihi bir şeydi. Başbakan çıkıp baraj meselesinde olumlu mesaj verse bile BDP’nin eli güçlenmiş olurdu.
Seçim diyalog önünde engel: Yeniden bir diyaloğun başlaması ve sonuç alınması ihtimali çok zayıf çünkü seçimler yaklaşıyor. Ak Parti her şeyini seçime kilitlemiş durumda. Başbakan’ın söylediği her şeyin altında anketler var. Burada hükümeti aşan ama hükümeti de kapsayan geniş bir inisiyatifin olması lazım.
Başbakan oy devşirmeye çalışıyor: Hamaset yapacak, terörle ilgili şunu yapmayacağız bunu yapmayacağız diyerek, bunun üzerinden oy devşirmeye çalışacak. Oy kaybetmemek için kan akmasına sebep oluyor, kan aktıkça da oy toplayacak. Bu kadar ahlaksızca yapacak bu işi. Herkesin Ak Parti’ye şu mesajı vermesi lazım: Bu ülkenin sahibi sadece sen değilsin. Sen gidebilirsin ama bu ülke kalıcıdır. Sen gittin diye kıyamet de kopmaz ama bu gençler gitmesin. Bu ülke kendi sorununu devlet aklıyla, kendi Kürtleriyle çözecek güce, inanca sahiptir.
Tek seçenek diyalog: Diyalog ve müzakere dışında hiçbir seçenek görmüyorum. Arkasında siyasi irade olan, bir devlet aklı olmalı. Ak Parti’nin eli mutlaka bu işte olmalı. Ak Parti ‘ben bu işte yokum, ordu yapsın, öteki yapsın, ben siyaseten oy kaybetmek istemiyorum, bu işlere girmeyeceğim, kendimi yıpratmayacağım’ diyemez.
PKK üzerinde etkili değiliz: Açılım süreci başladığında bizim yaptığımız çağrılar PKK üzerinde etkili oluyordu. ‘Bunların bir bildiği vardır’ diyorlardı. Hakikaten biz de bilmeden konuşmuyorduk. Şu gün çıkıp desek ki; ‘İki günlüğüne durun’. Samimiyetle söylüyorum, ‘Bizim iki saat bile duracak zamanımız yok’ diyecekler bize. Şu süreçte çatışmanın durması konsunda bir etkimiz kalmadı. Deseler ki ‘BDP süreci kendisi götürsün’, dinlemeyecekler bizi. Diyecekler ki, ‘Sen neyi çözebildin.’ Devlete de çağrı yaptığımızda da, PKK’ya da çağrı yaptığımızda da çok anlamı olmuyor.
Baraj göstergeydi: Bu tür adımlar atılsın da elimiz güçlensin diye çok uğraştık. Özellikle baraj meselesinde. Bu, ‘artık silaha ne gerek var, ne kadar gücün varsa o kadar da Meclis’te temsilcin olacak’ demekti. Çok kritik, tarihi bir şeydi. Başbakan çıkıp baraj meselesinde olumlu mesaj verse bile BDP’nin eli güçlenmiş olurdu.
Seçim diyalog önünde engel: Yeniden bir diyaloğun başlaması ve sonuç alınması ihtimali çok zayıf çünkü seçimler yaklaşıyor. Ak Parti her şeyini seçime kilitlemiş durumda. Başbakan’ın söylediği her şeyin altında anketler var. Burada hükümeti aşan ama hükümeti de kapsayan geniş bir inisiyatifin olması lazım.
Çatışma varken planlama olmaz: PKK’nın silahtan arındırılmaya ‘hayır’ diyeceğini sanmıyorum. Bu yıl olmaz ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı yaptığı silahlı hareketi tümden bitirme kararı da alabilir. Silahsızlanma uzun süreye yayılabilir. Bunların hepsi planlama meselesi. Ama çatışma olduğu sürece bunları planlamak da kolay değil.
Rifat Başaran / Radikal