Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile tutuklu akademisyenler Meral Camcı, Muzaffer Kaya, Esra Mungan ve Kıvanç Ersoy bugün hakim karşısına çıkıyor.
Çağlayan Adliyesi’nde bugün iki önemli duruşma var. MİT TIR’ları haberleri nedeniyle “casusluk”la suçlanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün duruşmasıyla Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bildirisine imza attıkları gerekçesiyle “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla tutuklanan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan ile Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı’nın ve Nişantaşı Üniversitesi’nden kovulan tutuklu akademisyen Muzaffer Kaya’nın ilk duruşması bugün Çağlayan Adliyesi’nde görülüyor.
‘ÇAĞLAYAN’DA BAŞLAYAN MÜCADELE, ÇAĞLAYANA DÖNÜŞECEK’
Bu sabah görülmeye başlayanan ‘casusluk’ davasında Dündar ve Gül duruşması öncesi açıklama yaptı. Erdem Gül “Çağlayan Adliyesi’nden iki iyi haberle çıkmak istiyoruz” derken, Can Dündar bugün iyi bir tesadüf olduğunu ve Türkiye’nin basın özgürlüğünü ilgilendiren önemli bir davası ve mücadelesiyle; ifade özgürlüğünü ve barış özlemini dile getiren akademisyenlerin davasının bir araya geldiğini söyleyerek “Dolasıyla çok daha güçlüyüz bugün burda. Tek tek yargılanmak yerine bir arada birbirimizin mücadelesine sahip çıkmayı çok önemli buluyorum. O yüzden iki önemli damar bugün Çağlayan önünde bir araya geldi.” dedi. “Ben Türkiye’nin muhalif potansiyelinin, mücadele gücünün, direncinin adliye önlerinden başlayacağına inanıyorum. Öyle olmaya başladı. Burada giderek daha güçlüyüz” diyen Can Dündar, bugün öğretim üyelerini alıp dışarı çıkarmaya geldiklerini, kendi davalarından çok onu önemsediklerini aktardı. Akademisyenleri alıp daha da güçlü bir şekilde adliyeden ayrılacaklarını ve öğrencileri, öğretim üyesi arkadaşları, onlara inananlar, barışa inananlar hep birlikte Silivri’ye gidip, akademisyenleri alıp çıkacaklarını umut ettiğini aktaran Dündar konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bizi yargılamakla sonuç alamayacaklarını görecekler. Ve bu mücadele sonunda biz hem basın özgürlüğünü, hem ifade özgürlüğünü çok daha ileri bir noktaya taşıyacağız diye ümit ediyorum. Bir tür çağlayana dönüşecek, bu çağlayan’da başlayan mücadele. Ve giderek büyüyecek. Buna yürekten inanıyoruz. Akşam dilerim hepimiz için iyi haberlerle birlikte olacağız”
CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL DAVASINDA NE OLMUŞTU?
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR’larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şikayetçi olduğu davada yargılanmasına 1 Nisan’da devam edilmişti. İfadenin alınmasının ardından mahkeme, Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı davayı 22 Nisan’a ertelemiş ve ayrıca mahkeme Dündar ve Gül’ün yurtdışına çıkış yasağının da devamına karar vermişti.
AKADEMİSYENLER CEZAEVİNDE 5 YIL İLE YARGILANIYOR
1128 Akademisyen ‘‘Bu suça ortak olmayacağız’’ diyerek barış talebini dile getirmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış için Akademisyenler İnisiyatifi üyeleri hakkında başlatılan soruşturma dosyalarını bünyesinde toplayarak, bildiriyi imzalayan 733 akademisyenin ifadesini almaya başlamıştı. Soruşturma kapsamında akademisyenlere, “PKK’nin terör örgütü olup olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti katliam mı yapıyor? Bildiriyi imzalamak için baskı veya tehdit aldınız mı?” şeklinde sorular yöneltilmişti. Bu arada, 733 akademisyen haricinde bildiride imzası olan 395 kişi hakkındaki işlemin ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğü belirtilmişti.
Can Dündar ve Erdem Gül davası 6 Mayıs’a ertelendi
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün MİT TIR’larıyla ilgili haberleri nedeniyle açılan davanın 3’üncü duruşması görüldü.
CHP milletvekilleri Enis Berberoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Ali Şeker, Hilmi Yarayıcı, Gamze İlgezdi, HDP milletvekilleri Osman Baydemir, Garo Paylan, YARSAV Başkanı Murat Arslan, Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, gazeteciler Hasan Cemal, Oktay Ekşi, Celal Başlangıç, Fatih Polat, Ferhat Tunç, Berkin Elvan’ın anne-babası Gülsüm ve Sami Elvan destek için adliyeye geldi. Mahkemenin aldığı kapalılık kararı gereği avukat ve sanıklar dışında kimsenin izleyemediği duruşmada Dündar ve Gül’ün avukatları savunma yaptı. Duruşmaya bir önceki celse hakkında zorla getirme kararı çıkarılan tanık Emre Erciş de katıldı.
Duruşmada Erciş’in savcılık ifadesini tekrar etmesinin ardından duruşma savcısı Evliya Çalışkan, davanın, MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili savcılar ve TSK mensuplarının Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen dava ile birleştirilmesini talep etti. Talebe ilişkin görüş belirten müdafi avukatlarından Akın Atalay ise “Bu dava hem çok kolay hem de çok zor bir dava. Bütün öğeleri ortada. Bu kolay tarafı, zor olan tarafı ise hüküm makamı olan sizleri tenzih ederek şu an mevcut düzende hakimlik yapan hakimlere sorsak, ‘Türkiye’de hangi davaya bakmak istemezsiniz’ diye, hepsi bu davayı söyleyeceklerdir. Bir yandan MİT Müsteşarlığı biryanda ülkenin cumhurbaşkanı ve ağır bir suçlama ve şeytanlaştırıcı bir medya ama bir yandan da büyük bir kamuoyu desteği. Türkiye’nin üyesi olmak istediği batı medeniyetinin bütün kurumlarının desteklediği gazetecileri yargılıyorsunuz” dedi.
Atalay, soruşturmanın haber yayınladıktan 4 ay sonra açılması gerektiğini, ancak bu işlemin böyle yapılmadığını belirterek, usul hatası olduğunu ve davanın düşmesi gerektiğini söyledi.
Dündar ve Gül’ün avukatlarından Ergin Cinmen ise Anayasa Mahkemesi’nce Dündar ve Gül’ün haklarının ihlal edildiğini açıkça tescillendiğini vurgulayarak, “Dosyaların birleştirilmesi talebi siyasilerin isteğidir ve bu nedenle gündeme gelmektedir” diye konuştu. Taleplere ilişkin ara karar oluşturan heyet, savcı Çalışkan’ın birleştirme talebini reddetti.
Savcının dosya hakkındaki esas görüşünü hazırlamak için süre talebini kabul eden heyet, duruşmayı 6 Mayıs’a erteledi.
Duruşma sonrası Dündar ve Gül açıklama yaptı. Mahkeme heyetinin savcının dosyanın birleştirilmesi talebini oy birliği ile reddettiğini belirten Gül, mahkemenin iki dava arasında suçlar bakımından benzerlik olmadığını gerekçe göstermesinin önemli olduğunu söyledi. Dündar ise mahkemenin kararından memnun olduklarını söyledi. Dündar, “Karardan memnunuz. İlgisiz bir davanın içine atıp yargılamayı planlıyorlardı ama bu plan çöktü. Yaptığımız gazeteciliktir. Beraata bir adım daha yaklaştık” diye konuştu.
Öte yandan gazeteciler ve tutuklu akademisyenlere destek vermek için adliye önünde toplananlar serbest kürsü kurdu. Serbest kürsüden, siyasetçiler, sanatçılar, akademisyenler ve öğrenciler adalet taleplerini haykırdı.
Kitle halaylar çekerek tutuklu akademisyenlerinin yargılanacağı duruşmayı bekliyor.