Avrupa’da Temmuz ayında faaliyete başlaması planlanan Avrupa İstikrar Mekanizması, neredeyse hiçbir kuruma karşı sorumlu değil. Bir tür “kurtarıcı banka” olarak tasarlanan Mekanizma, istediği zaman üye ülkelerden para isteyecek, üye ülkelerin meclislerinden bağımsız olacak ve hesap vermeyecek.
Avrupa ülkelerini saran ekonomik krizle birlikte, Avrupa Birliği ülkelerinin borçları için “kurtarma” mekanizmaları da devreye sokuluyor. Bunlardan bir tanesi, 2010 yılındaki Lizbon zirvesinde Almanya tarafından önerilen, İngiltere’nin karşı çıkmasına rağmen Fransa’nın da desteğiyle AB müktesebatına sokulan Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM).
Önceleri hükümetlerarası ve geçici olarak düşünülen ESM, süreklileşmesinin daha yararlı olacağı düşüncesiyle geçici olmaktan çıkartıldı. Bu yılın Temmuz ayında yürürlüğe girmesi planlanan ESM, birçok üye ülkenin tepkisini çekmiş durumda. ESM’nin, özellikle Almanya ve Fransa’nın kasası haline geleceği tahmin ediliyor. Üstelik ESM, zorla oluşturulmuş bir mekanizma. Bu mali yardım tekeli, AB Anayasası’nda özel bir değişiklik yapılarak üye ülkelerin halklarına referandum için sunulmadan yürürlüğe konacak.
ESM ne yapacak?
ESM, ekonomik kriz tarafından tehdit edilen ülkelere yönelik merkezi bir mali yardım kuruluşu gibi görünüyor. Ancak Sözleşme‘nin 8. maddesinde, mekanizmanın sermayesi 700 milyar avro olarak belirlenirken, ESM’ye üye ülkelerin, mekanizmanın sermaye talep ettiği bir durumda geri dönüşsüz olarak ve şartsız bir biçimde istenen parayı mekanizmaya vermesini öngörüyor. Ayrıca, bu talebin 7 gün içerisinde karşılanması da isteniyor.
Yanı sıra, ESM’nin yönetim kurulunun Madde 8’deki belirlenmiş sermayeyi istediği zaman yeninden düzenleyebileceği saptanıyor. Bu durumda, 700 milyar avroluk sabit tutar, aslında yalnızca bir başlangıç. Zaten, ESM para talep ettiği zaman sözleşmeyi imzalayan ülkeler bu isteği 7 gün içerisinde yerine getirmek zorunda!
Her türlü denetimden muaf
Ancak hepsi bu da değil. Mekanizma’nın yasal durumunun ne olacağının anlatıldığı 32. Madde’de, ESM’nin, onun fonlarının ve mal varlıklarının herhangi bir hukuki süreçten muaf olduğu vurgulanıyor. Devamında, ESM’nin malvarlıklarının ve fonlarının her türlü el koyma, haciz, araştırma ve benzeri parlamenter, yargısal veya yürütmeye ait yaptırımlardan muaf olduğu da belirtiliyor. Böylece ESM, meclislerin, yargı mekanizmalarının ve hükümetlerin kontrolü dışında iş görüyor.
Bu kadarıyla da kalmıyor. ESM’de görev yapan yöneticiler, yönetim kurulu üyeleri, yardımcıları, müdürler, kendi görevleri nedeniye yasal süreçlerden muaf tutuluyor. Dahası, kendi resmi yazışmaları ve dökümanları konusunda da dokunulmazlığa sahipler. Böylece, ESM’nin yanında organları ve memurları da yasal süreçlerden kaçırılmış oluyor.
(soL)