Türkiye, Kasım 2015’te bir Rus uçağını düşürdüğünden beri, Erdoğan’la Putin ilişkisinde tehlikeli medcezirler yaşanıyor.
Hatırlayacaksınız Rus lider o olaydan sonra Türkiye’yi IŞİD’le petrol ticareti yapmakla suçlamış, turist ve ticaret ambargosu koymuştu. Erdoğan, 7 ay sonra özür dilemek zorunda kalmıştı.
Ardından 15 Temmuz’da, herkesten önce destek mesajı veren Putin, Erdoğan’ın en sevdiği lider haline geldi. İki lider 2,5 yılda 12 kez buluştu. Türk Akımı, Akkuyu canlandı, kuzeyden turist yağdı. Erdoğan nihayet ikide bir demokrasi, insan hakları soruları sormayan ve kendisine “Aptal olma” diye mektup yazmayan bir partner bulmuştu.
2017’de, buna güvenip Rusya’dan S-400 savunma sistemi alacağını açıkladı. Tabii NATO ayağa kalktı. ABD, Türkiye’yi F-35 programından çıkarttı. Ama Erdoğan geri adım atmadı. Ta ki Şubat’ta İdlib’de 36 Türk askeri, Rus destekli Esad güçlerince öldürülünceye kadar… Saldırının ardından sözde Moskova’ya hesap sormaya giden Erdoğan, Kremlin kapısında 120 saniye bekletildikten sonra boş ellerle geri döndü. ABD’yle Rusya’yı, Rusya’yla ABD’yi tehdit etme oyunu, orada acı finalle bitti. Erdoğan, ikisinin desteğini de kaybetti.
O günden itibaren bocalama başladı. Önce S-400’lerin Nisan’dan itibaren faal hale geleceği restini çekti. Oysa bunu yapamayacağını herkes biliyordu. Ankara’daki Rus büyükelçisi bile, “Parayı aldık, aracı verdik, onunla ister plaja gidin, ister limon taşıyın” diye kafa buldu.
Nisan geçti, yaz geldi. Bu aybaşında Pentagon, F-35 ortaklığının 2022’ye kadar süreceğini açıklayıverdi. Kulislerde bunun, S-400’lerin hurdaya çıkarılmasının hediyesi olduğu söylendi. Bunun güveniyle olsa gerek, hafta sonu, Hulusi Akar, Libya’da ele geçirilmiş, Rus yapımı bir taarruz helikopterinin önünde BBC’ye konuşarak, Moskova’ya mesaj verdi. Moskova da mesajı aldı ve hemen Libya’daki Watiya üssüne düzenlenen hava saldırısında, Türkiye’nin Hawk ve Koral sistemlerinin imha edildiğini duyurdu. Ardından da dün, yine Rus TASS ajansı, Türkiye’nin S-400’leri daha Kasım ayında Amerikan yapımı F-16 savaş uçakları ile test ettiğini haber vererek adeta Ankara’yı Washington’a ihbar etti.
Ankara’nın Libya’da karşı karşıya geldiği Rus ayısıyla restleşmesi, tatsız finale doğru ilerliyor.
Ne demişti İsmet İnönü:
“Büyük devletlerle ilişki, ayıyla yatağa girmek gibidir.”
Bu aralar iktidarın vücudundaki pençe izleri, her yerden görünüyor.