Avrupa’nın Gündemi’nde Türkiye-Rusya ilişkileri, Fransa’daki iş yasasına karşı eylemler ve Kuzey Kore var.
Türkiye uzun dönemdir farklı boyutlarıyla Avrupa’da gündem olmaya devam ediyor. AKP hükümetinin, Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen Rus silahları satın alma kararı, Suriye’de ortak hareket etmeleri, Türkiye saf mı değiştirecek sorusunun farklı çevrelerde tartışılmasına vesile oldu. “Ankara ile Moskova arasında sıkı ve tehlikeli bir dostluk mu gelişiyor?” sorusuna Alman gazetesi Deutsche Welle’de; “Heyecana gerek yok, düşmanımın düşmanı dostumdur mantığına dayanan bu yakınlaşma uzun sürmez” cevabı veriyor.
FRANSA’DA SINIF MÜCADELESİ
Fransa’da Macron hükümetinin sosyal saldırılarına karşı mücadele, sendikal birlik ve hareketinin geleceğine dair kaygılar ana gündem olmaya devam ediyor. Humanite Dimanche dergisinden çevirdiğimiz yazı, sendikal birliğin durumuna yönelik genel bilgiler aktarıyor ve mücadelenin ilerleme potansiyeli olduğuna vurgu yapıyor.
YOKSA KUZEY KORE HAKLI MI?
İngiltere’de yayımlanan Financial Times gazetesi ise Kuzey Kore meselesini ele aldı. Gazeteye göre Saddam ve Kaddafi’nin yaşadıkları hatırlanırsa, Kim Jong-un neden ABD’ye güvenmediği anlaşılabilir. Financial Times, Trump’ın İran nükleer sözleşmesine yaklaşımı nedeniyle, nükleer gücünün olduğunu göstermekten başka çaresi olmadığını ileri sürüyor.
PUTİN VE ERDOĞAN; GERÇEK DOSTLAR MI?
Miodrag SORIC
Deutsche Welle
İKİSİ de kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyor. İkisine de Batı sık sık sırtını dönüyor. İkisi de kendisini “sert erkek” olarak göstermeyi seviyor ve birbirlerini ‘dost’ olarak niteliyorlar. Rusya ve Türkiye başkanlarının ortak yanları oldukça fazla. Son haftalarda Erdoğan ile Putin’in partnerliği konusunda işaretler artmaya başladı: İkili ticari ilişkiler artıyor, iki ülkenin ordu ve gizli haber alma teşkilatları Suriye’de ortak çalışıyor. Eş zamanlı olarak da AB ve ABD’ye karşı diplomatik savaş sürdürülüyor. Türkiye Alman gazeteci ve insan hakları savunucularını tutukluyor, protestoları ve Berlin’in hak taleplerini önemsemiyor. Moskova tarafından desteklenen askerler ise Ukrayna’nın doğusunda savaşıyor. Kremlin, Kırım’ın ilhakı üzerine konuşmak bile istemiyor ama Batı’nın yaptırımlarının geri alınmasını talep ediyor.
DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR
Yumuşak sözlerle ifade edersek; Erdoğan ve Putin’i birbirine bağlayan Batı ile yaşadıkları sorun ve ikisinin de devletler hukukunu ihlal etmesi mi?
Erdoğan, her konuda akıl vermesini seven NATO partnerlerine günlerini göstermek için, Washington ve Brüksel’in protestolarına rağmen, Rus savunma roketlerinin satın alınacağını açıkladı. Tamam da Erdoğan’ın Batı’ya karşı açıkça gösterdiği öfke ve Rusya ile dostluğu somut olarak ne getirdi? Hiçbir şey! Berlin ve Washington’daki dış politikacılar Erdoğan’ın gerekirse Rusya’nın tarafına geçileceği tehditleri ve dostluk şovlarından pek de etkilenmedi. Tayyip Erdoğan’ın er ya da geç sakinleşeceği ve ülkesinin çıkarlarının kendi egosundan daha önemli olduğunu kavrayacağına inanıyorlar.
Çünkü Rusya ile ne kadar yakınlaşırsa yakınlaşsın Türkiye, ekonomik açıdan Batı’dan kaybedebileceklerinin onda birini bile Rusya’dan kazanamaz. Borsa, Erdoğan’ın dış politikadaki dönüş manevralarını sert bir şekilde cezalandırdı. Türkiye’nin kalkınması çoktan beri para basarak sağlanıyor. Turistlerin gelmemesinden beri sahiller, İstanbul’un meşhur pazarları kapandı. Alman turistler artık tekrar Yunanistan ve İspanya’da tatil yapıyor. Bakalım Türkiye Başkanı buna ne kadar dayanabilecek?
Moskova’da da aynı görüntü. Alman sanayisi tekrar güçlü şekilde yatırım yapmaya başlasa da iki taraflı ticaret 2014’tekinin çok gerisinde. Yaptırımlar etkisini gösteriyor. Asya’ya yönelik ekonomik çabalar, Almanya ve AB ile iyi ekonomik ilişkilerin yerini doldurmaktan uzak.
ZAMAN BATI’NIN YARARINA İŞLİYOR
Türkiye ve Rusya ile çatışma, Batı’nın yararına gelişiyor. Aslında Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler de gösterilmek istendiği kadar sıkı ve dostane değil. Tam tersine, Erdoğan’ın Ukrayna ziyaretinde Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olduğunu söylemesi Moskova’yı hayal kırıklığına uğrattı. Rus savunma roketleri ısmarlandı ve ilk ödeme yapıldı ama Türkiye her an bundan vazgeçebilir.
Rusya Türkiye’den domates ve diğer ürünlerin ithalini yeniden yasakladığı için Erdoğan hâla Moskova’ya karşı yumruğunu sıkılı tutuyor. Suriye’de de iki devletin farklı farklı hedefleri var: Rusya Esad’ı destekliyor, Türkiye onu devirmek istiyor. Pek eski değil, bir zamanlar Erdoğan ve Esad da tatillerini beraber geçirecek kadar sıkı dostlardı. Ama köprünün altından çok sular aktı… Politikada dostluklar böyledir işte: Putin-Erdoğan dostluğu da gelir, geçer…
(Çeviren: Semra Çelik)