Raporda, küresel mali krizin, Avrupa’da göçmen ve yabancılara yönelik olumsuz etkilerine ayrıntılı bir şekilde değinilerek, bazı ülkelerde, göçmen işçilerin, istihdam sorununun önünde engel gibi gösterilmesi eleştirildi.
Mali krizle birlikte, işsizliğin artması ve sosyal hizmetlerde kısıntıya gidilmesiyle göçmen toplulukların sorunlarının da katlanarak arttığı belirtilen raporda, özellikle bu durumu siyasi rant haline getirmek isteyen ve göçmenlere yönelik olumsuz bir hava yaratılması için çalışan politikacıların tehlike oluşturduğuna işaret edildi.
Raporda, üye ülkelerin ırkçılık ve hoşgörüsüzlükle mücadelede aldıkları yasal önlemleri güçlendirmeleri istendi.
Bu konudaki mevcut Avrupa Sözleşmesine atıfta bulunulan raporda, taraf olmayan ülkelerin vakit geçirmeden sözleşmeye imza atmaları çağrısında bulunuldu.
Raporda, Avrupa’da Romanlara yönelik ayırımcılığa işaret edildi ve bu grubun sosyal dışlanmışlığına son verilmesi gerektiği vurgulandı.
Avrupa’da siyahlara yönelik ırkçılığın halen devam ettiği belirtilen raporda, Müslüman göçmenlerin de, çalışma hayatında ayırımcılıkla karşı karşıya kaldığı ifade edildi.
Raporda, Avrupa’da Musevi karşıtlığının da halen devam ettiği ve bu dine ait ibadet yerlerine yönelik saldırılardan endişe duyulduğu belirtildi.