Yaşadığımız coğrafyada bir yandan haksızlıklar, hukuksuzluklar, ölümler, büyük çaresizlikler, umutsuzluklar yaşanırken bir yandan da bize inanmayı, direnmeyi, mücadele etmeyi öğreten şarkılar var ve iyi ki de var..
Biz bu şarkılarla umutlarımızı yeşertirken bir yandan da bu şarkılar sayesinde ayaklanabiliyoruz.
Her biri anlamaya, sorgulamaya ve bilmeye dayalı bu şarkılar, ayni zamanda da bizim topraklarımızın sesidir.
Anadolu Rock şarkıları bizi biz yapan duygudaşlığımızdir.
Şöyle 68 kuşağından ta günümüze bir düşünün hele kimler kimler ne sözler kazıdılar hafızalarımıza:
” ye babam ye ye doymazsın fakir ekmekte bulmasın dünyayı yesen doymazsın”
“yoksul görsen besle kaymak bal ile
Garipleri giydir ipek şal ile”
“Hele destur maşallah bu ne bolluk böyle
Hele destur helalinden kazandıysan söyle
Hele destur gözümüz yok Allah daha çok versin
Ama paylaş, gel beni dinle, paylaşırsan sevaba girersin”
“yiyin efendiler yiyin”
Bu iştah veren sofra sizin
Doyuncaya patlayıncaya tıksırıncaya kadar yiyin”
“Yerel ve genel secim
Secin bakalım secin
Biz don baba dönelim
Ayni yere gelelim”
” alavere dalavere kim ala da kim vere rep rep
köşeleri möşeleri dön baba dönelim rep rep
raptiye rap rap zaptiye zap zap rep rep
naber nitekim gene geldi şapka rep rep”
“Hızlı hızlı giden yolcu
Bu mezarda bir garip var
Bak taşına acı acı
Bu mezarda garip var”
“Kursun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Mahpus yata yata biter
Aldırma gönül aldırma”
“Bir çift okuz yeter mi
Aha Mehmet emmi
Böyle baca tüter mi
Deh ha Mehmet emmi”
“Korkma ondan bundan. Ne ölümden ne hayattan!
Bu dünyada gördüklerinin hepsi bir, hepsi haktan!
Atalarına malum olmuş, kitap yazmış anlatmışlar sana
İman dahil rehber olmuş, yalan yanlış anlatmışlar sana
Günümüzün dünyasında hepsi aynı
Hepsi hala İsa, Musa, Muhammed, Buda
Neyin varsa bilmiş senin”
“Birisi oy peşinde
Öteki rant işinde
Kıyamet değilse bile
Bişey kopmalı. ”
” altı ustu beş metreydi dertlerinin birikimi”
“Bir eli yağda bir eli bağda
sorsan hiç gözü yok dünyada
Veriyor talkımı yutuyor salkımı
sorsan halkımı hoş hülyada
Kimi aç ağlar kimi rant sağlar
Karşıki dağları kırıştı ağalar
Sarrafın altını sattırır ağrını
Dijital ağlarda kopmuş bağlar”
” satmam bu dertleri hem ağam hem paşam
öğrenirim onunla kendimi direnenler yasar”
” Senin de yandaşların varsa
Benim de yoldaşlarım var
Aklında bir kavga çıkartmak varsa
Benim de yumruklarım var”
” Ortada bir dergah var,
Devrilir başın yanar.
Arkasında tezgahlar,
Lemyelid ve löp yutar.”
” Sana öğretilen her şey
Bana önerilen her şey
Bana dayatılan yaşantı
İşe yaramaz bir çöplük
Yarattığınız sistemler
Kullandığımız yöntemler
Yaşamak istemem aranızda
Belki de terslik bende
Yapamadım bu düzende
Kaçacak delik arar oldum
Sürüngenler şehrinde
yasamak istemem artık aranızda”
” böyle zorla düğün olmaz ki yokmu bildiğin
böyle zorla gelin olunmaz ki yokmu sevdiğin
Duvaksız gelin olmaz”
” sil bastan başlamak gerek bazen
Hayati sıfırlamak
Sil bastan sevmek gerek bazen her şeyi unutmak”
“Dağları deldim tek başıma çölleri aştım
Bir tek ben erleri yendim kız başıma
Sende yıkılmam
Dağları deldim tek başıma çölleri aştım
Bir tek ben erleri yendim kız başıma
Sende yıkılmam”
“Her şey sermaye için sevgilim
Bir yıldıza laf atmakmış benim işim
Kapıları, pazarları satmışlar meleğim
Her pazar kalbimde azar azar
Çünkü serbest bir pazar her şeyi bozar
Çünkü denizsiz martılar bir deniz arar
Her pazar kalbimde azar azar
Yandım ben bari sen kendini kurtar”
Aslında bu şarkıların hepsinde iyi ve güzel olan ne varsa dile geliyor; adalet, barış, özgürlük ve demokrasi adına ne varsa dile geliyor.
Bu şarkılarda mahalle kültürümüzü anlatan özlemlerimiz var, kaybolan çocukluğumuz var, paylaşıma dayalı antikapitalist bir ruh var!
Ötekileştirilmemiş, hor görülmemiş, başkalarının derdini dert edinen insanlığımız var!
Sevgi ve saygıya dayalı, inanmaya odaklı derinden gelen bir fısıltı var!
İsyan kokan bu şarkılarda tüm kalıplaşmış ideolojileri bir roketatar misali fırlatıp atan duygularımız var!
Sesini duyuramamış, haksızlığa uğrayan, milyonlarca çaresiz kadınlarımız var!
Nefes alacak yer bırakmayan neo liberal kapitalist politikanın yarattığı Vandalizm karşısında amansız bir haykırış var!
Maden ocaklarında can veren ve adına da “kader” dedikleri binlerce canımızın ahı var!
İşçinin emekçinin alin teri var!
Zaman zaman suskunluğumuz zaman zaman beynimizin gri hücrelerini harekete geçiren isyanımız var!
Korkularımız, kaygılarımız, tedirginliklerimiz var!
Ama her şeye inat yasamak istediğimiz bir dünya var!
Geçmişten ta bugüne kadar acıya, zulme, adaletsizliğe başkaldırmış koca bir halk var!
Bu halk hakkın gücüne sözün gücüne inanıyor!
Selam olsun sözün gücüne güç katan gerçek halk sanatçılarına..
Mabel’ in dediği gibi; direnenler yaşar!
Ve yaşasın Anadolu Rock!
Bahar Çakmak / Toplum Bilimci