Gürsel Köksal
Almanya’da dokuz ay önce yapılan erken genel seçimlerde sandıktan çıkan en büyük sürpriz ondan bir yıl önce kurulan “yeni sol parti” BSW’nin (Sahra Wagenknecht İttifakı) %5’lik barajın altında kalıp (%4.981), Federal Meclis’e girememesiydi. 2,5 milyon oy alan BSW’nin %0,019 eksikle meclis dışında kalması şaşırtıcıydı. Daha 5-6 ay önceki anketlerde oy oranı zaman zaman %8-10’u bulan, seçime girdiği eyaletlerde oyların en az %11’ini alarak, üçüncü büyük parti olmayı başaran BSW’nin yönetimi tabii ki bu sonuçları kabul etmedi ve ilk günden itibaren oyların yeniden sayılmasını talep etti.
Aslında seçim yaklaştıkça BSW’nin anketlerdeki oy oranında bir düşüş gözleniyordu gerçekten. Hem diğer partilerin seçim öncesi atakları, hem de BSW’nin kendi hataları (örneğin birçok eyalette parti örgütünü kurmayı başaramamış, partiye üye olmak isteyen binlerce taraftarını kapı önünde bekleterek hayal kırıklığına uğratmışlardı) nedeniyle seçimden ilk anketlerdeki ya da önceki seçimlerdeki gibi güçlü bir sonuçla çıkmaları beklenmiyordu. Özellikle Ukrayna savaşıyla, yeniden silahlanma konusunda mevcut hükümetin ve Sol Parti (Die Linke) de dahil tüm partilerin politikalarına net muhalefeti nedeniyle “Putin yanlısı” ilan edilen partinin yükselişini önlemek için yoğun çaba gösteren ana akım medyanın ve bu partinin oy oranını ısrarla diğerlerinden çok daha düşük gösteren kamuoyu araştırma kurumlarına kuşkulu anket sonuçlarına rağmen BSW’nin barajı kesin olarak aşması bekleniyordu.
∗∗∗
Yaklaşık 9000 oy eksiklikle seçimi kaybeden BSW yönetimi başından beri oyların sayımı sırasında hata yapıldığını ve yeniden sayım halinde bu farkın ortadan kalkacağına emin. Nitekim bunun için Federal Meclis’e de başvurdular. Aylarca bu başvuruyu bekleten “Seçim İnceleme Komisyonu” geçen hafta beklenen kararı verdi ve BSW’nin talebini reddetti.
Bunu birkaç gün öncesine kadar partinin iki eşbaşkanından biri olan Sahra Wagenknecht, bu kararın Almanya’yı bir “muz cumhuriyeti”ne dönüştürdüğü eleştirisi takip etti. Aslında zaten başında SPD’den Federal Milletvekili Macit Karaahmetoğlu’nun yer aldığı komisyonun oyların yeniden sayılması gibi bir talebi kabul etmeleri beklenmiyordu. Çünkü yeniden sayılma durumunda BSW’nin oyları yüzde 5’in üzerine çıkarsa Almanya çok büyük bir hükümet kriziyle karşı karşıya kalacak. Hıristiyan demokrat Merz liderliğindeki merkez sağ-sosyal demokrat koalisyon Federal Meclis’teki çoğunluğunu kaybedecek. Merz’in yeni mecliste çoğunluğu olan bir koalisyon kurabilmesi için SPD’nin yanısıra Yeşiller’i de kazanması gerekecek. Bu da şimdikinden çok daha problemli bir hükümet modeli anlamına geliyor. Tabii ki aşırı sağcı AfD ile koalisyon ya da onların dışarıdan desteklediği bir azınlık hükümeti seçenekleri de sözkonusu. Ancak AfD’yle federal düzeyde hiçbir işbirliğine gitmeyeceklerine dair şimdiye kadar yaptıkları açıklamaları bir kalemde silmeleri mümkün değil.
∗∗∗
Milletvekillerinin kararının kendilerini şaşırtmadığını açıklayan BSW, itirazını Federal Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye hazırlanıyor. Yüksek mahkemenin bu konuda en az bir yıllık bir süre içinde karar vermesi sözkonusu. Kimi uzmanlar oradan da red kararının çıkmasını bekliyor. Ancak tersi de olabilir. Anayasa Mahkemesi BSW’ye hak verip, oyların yeniden sayılmasını yolunda karar da verebilir.
Ancak BSW’nin bu süreci dağılmadan, bir parti olarak sürdürüp, sürdüremeyeceği kuşkulu. Tüm partilere muhalif olarak ortaya çıkan partinin geçtiğimiz yılki eyalet seçimlerinden ardından, iki eyalette kurulan koalisyon hükümetlerine dahil olmasının neden olduğu tahribat giderek büyüyor. Çok sayıda eyalet milletvekili Hıristiyan ya da sosyal demokratlarla ortak hükümetlerin politikalarına itiraz ettikleri için parti üyeliğinden istifa ettiler. AfD’li hükümet seçeneklerini önlemek için özellikle federal düzeydeki politikalarına kesin olarak karşı oldukları partilerle, eyalet düzeyinde de olsa işbirliği ve bu süreçte verilen ödünler parti tabanında rahatsızlıkları neden oluyor.
∗∗∗
BSW bu arada üçüncü kongresini de geride bıraktı. “Sol Parti”ye (Die Linke) soldan itirazlarla ortaya çıkan ama aradan geçen zaman içinde kendisini “sol” olarak tanımlamaktan kaçınan partiye adını veren Sahra Wagenknecht artık örgütün tepesinde yer almıyor. Şimdiye kadar onunla birlikte parti eşbaşkanlığını yürüten Amira Muhammed Ali yeniden seçilirken, diğer eşbaşkan da Avrupa Milletvekili Fabio De Masi oldu. Wagenknecht ise yeni kurulan “Temel Değerler Komisyonu”nun başına seçildi. Bu durum Wagenknecht’in arka planda kalarak konumunu sürdürmeye kararlı olduğunu gösteriyor.
Kongrenin en önemli kararı ise partinin adının değiştirilmesi. Başlangıçtaki başarılarda Wagenknecht’in popülaritesi etkili de olsa sisteme alternatif bir parti, birçok kesimden “lider kültü” eleştirileri alıyordu. Tabii ki BSW’liler de bu durumun farkındaydı ve daha kurulurken bu ismin geçici olduğunu açıklamış, ilk fırsatta değiştirileceğini açıklamışlardı. Anlaşılan beklenen fırsat önlerine çıktı. Partinin adının “Sosyal Adalet ve Ekonomik Sağduyu İttifakı” (Bündnis Soziale Gerechtigkeit und Wirtschaftliche Vernunft) olmasına karar verildi. Yani BSW kısaltması kalacak.
∗∗∗
Bir yandan seçimle ilgili itirazla ilgili uzun süreç, diğer yandan kendi içindeki sorunlarla uğraşan BSW’yi zor günler bekliyor. AfD’ye ilişkin yaklaşımları, göç konusundaki tutumu gibi nedenlerle kimilerinin “sağ”da gördüğü bu parti esas olarak Almanya’da sisteme radikal bir “sol itiraz” olarak ortaya çıkmıştı. Sistemi değiştiremeyecek de olsa soldan eleştirecek çıkışlara ihtiyaç hep olacak.



