Silahlar Sussun, Barış Konuşulsun!
Umutlarımız bir kez daha kırıldı. Savaş yeniden başladı.
Hava puslandı. Barışın sesi kısıldı. Savaş çığırtkanları medyada, mecliste, sokakta sahnelerini aldı. Atılan
savaş naraları kulaklarımızı tırmalıyor. Saçılan nefret tohumları beyinlerimizi, kalplerimizi, vicdanlarımızı hızla
kirletmeye çalışıyor.
Savaş işçilerden, öğrencilerden, kadınlardan, Kürtlerden, Türklerden, azınlıklardan, dindarlardan, sanatçılardan,
en başta yaşamı, ama mutlaka bir şeyleri alıp götürüyor.
Savaşa, savaş tacirlerine, savaş kışkırtıcılarına karşı barışın sesini yükseltmeye, barış iklimini daim kılmaya
çalışıyoruz. Bombardıman gürültülerini bastırmak, çatışmaları sona erdirmek, çocukların ölmesini, daha fazla
kan akmasını engellemek için feryat ediyoruz.
Biz kardeşlik istiyoruz!
Biz adalet istiyoruz!
Biz barış istiyoruz!
Eşit koşullarda kardeşlik, mutlak adalet, onurlu barış istiyoruz!
“Çözüm diyalogda, çözüm müzakerede!” diye haykırıyoruz…
“Barışın formülü çok da karmaşık, çok da belirsiz değil” diyoruz. Birçok mecrada, birçok kesim uzun süredir dile
getiriyor, biz tekrarlıyoruz:
KCK adı altında tutuklanan siyasetçiler serbest bırakılsın.
Terörle Mücadele Kanunu ve özel yetkili ağır ceza mahkemeleri yürürlükten kaldırılsın.
Yeni anayasayı hiçbir baskı ile karşılaşmadan özgürce tartışabilmek için, mutlak ifade özgürlüğü yasalarla
güvence altına alınsın.
Bu adımların yaratacağı pozitif dalga ile yeni anayasa gerçek bir barış anayasası olabilir. Çok geniş kesimler
sürece katılabilir, sahip çıkabilir.
Büyük acılar yaşadığımız Van Depreminde yüzlerce yurttaşımızı kaybettik; binlercesi yaralandı. Van Depremi,
yıllardır süren savaşın toplumsal, ekonomik, psikolojik etkilerinin yoğun bir biçimde hissedildiği bir bölgede
meydana geldi. Savaşın enkazına, depreminki eklendi.
Daha yapacak çok iş olsa, zor günler henüz geride kalmamış olsa da; yurdun dört bir yanında yurttaşlarımız
Vanlı kardeşleriyle dayanışma gösterdi. Bugün acıları paylaşmak ve dayanışmak, insan olmanın gereğini yerine
getirmek olduğu ölçüde, barış için atılan bir adım olma anlamını da taşıyor. Her adım barıştan yana olanlara,
barışın sesine güç katıyor.
Bu yüzden “daha fazla gecikmeyelim” diyoruz. “Şimdi tam zamanı” diyoruz. “Kardeşlik, Adalet, Barış!” diye
haykırmak istiyoruz.
Gelin adaletin hükmünü, kardeşliğin kokusunu, barışın sesini dağlarımıza-şehirlerimize yayalım; demokratik
anayasa talebimizi cümle aleme duyuralım!
Barış İnisiyatifleri
26 Kasım 2011 Cumartesi saat 15:00, Tünel-Taksim Yürüyüşü…
Barış İnisiyatifleri: Antikapitalist Öğrenciler, Barış Hareketi, Barış İçin Gençlik Girişimi, Barış İçin Kadın Girişimi,
Barış İçin Sanat Girişimi, Bir Göz de Sen Ol İnisiyatifi, Blok Akademi Grubu, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi,Kalplere Sevinç Bırakanlar İnsiyatifi,
Doğu Güneydoğu Dernekleri Platformu, Durde, Emek ve Adalet Platformu, Evrensel Kültür Dergisi, Hakikat
Adalet ve Hafıza Çalışmaları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Kesk İstanbul Şubeler Platformu,
Küresel BAK, Küresel Eylem Grubu, Kürt Yazarlar Derneği, MAZLUMDER, Özgürlük İstiyoruz İnisiyatifi, Sol
Arayış, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Türkiye Yazarlar Sendikası.