Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Vakfı’nın açılışında başörtü meselesinde referanduma gideceğini açıkladı, “Kilidi milletin iradesi açacak” dedi.
Hangi kilit ki bu? Başörtüsü yasağı mı kaldı? Kamu kurumlarında başörtüsü yasağı kalkalı neredeyse 10 yıl oldu. Sokakta, üniversitede, mecliste gerginlik bitti. Şimdi yeniden köpürtülmekteki amacı,
Eski bir ihtilaftan yeni bir gerilim çıkarmak…
Gündemi ekonomik krizden kimlik siyasetine çevirmek…
Kaybetme riski olan seçimi, başörtüsü sayesinde kazanmak…
Erdoğan, konuşmasında Şenler’in, kendi hayatında özel bir yeri olduğunu söyledi. Hatırlatalım: Şenler, Erdoğan’la eşi Emine Hanım’ı tanıştırıp evlendiren isim… 27 yaşında tesettüre girmiş bir yazar… Verdiği konferanslarda pek çok genç kızı, kendi tarzında örtünmeye ikna etmesiyle tanınıyor.
1971’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, “Esasen Kur’an’da örtünmek veya açılmakla ilgili bir ayet yoktur.” demesi üzerine Şenler, Sunay’a hitaben bir mektup yayımlamış ve “Cumhurbaşkanı’nın Allah’tan ve milletten özür dilemesi gerektiğini” söylemişti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanmış, 8 ay hapis yatmıştı.
Erdoğan konuşmasında Şenler’in dönemin Cumhurbaşkanı tarafından açıkça tehdit edildiğini, isminin infaz listelerinde yer aldığını hatırlattı ve “faşizmin kol gezdiği karanlık yıllarda Şenler’in mücadelesiyle insanlara özgüven aşıladığını” söyledi.
Bugün Cumhurbaşkanı tarafından açıkça tehdit edilen ve ismi infaz listelerine konulan biri olarak söyleyebilirim ki, bugünün karanlığında, 1971’dekinden de ağır şekilde kol geziyor faşizm…
Ve onu aşma mücadelesinin en yoğunlaştığı, sandığın yaklaştığı anda Erdoğan, kullanım tarihi geçmiş bir silahı, yeniden kılıfından çıkarıyor. Seçim kampanyasına başörtüsünü bayrak yaparak giriyor.
İşe yarar mı? Altılı masa bu oyuna gelmezse yaramaz. Ama kampanyada Erdoğan’ın, “Bakın bunlar yine yasak getirecek” yalanıyla ekonomik krizin üzerini başörtüsüyle kapatma taktiğine şimdiden hazırlık yapsalar iyi olur.