Erdoğan, geceki televizyon konuşmasında, Hablemitoğlu cinayeti zanlısı Nuri Gökhan Bozkır’ın MIT’in yakın markajı ve Ukrayna yetkililerinin işbirliğiyle Türkiye’ye getirildiğini söyledi. FETÖ ile irtibatlı olduğunu iddia ettiği Bozkır için, “ülkemiz yargısına hesap veriyor şimdi” dedi.
Eğer öyleyse, yani Bozkır, Türkiye’ye getirilmiş ve ifadesi alınıyorsa, devlet içinde epey bir kesimin başı dertte demektir. Bozkır bildiklerini, yaşadıklarını mahkemede anlatırsa, öncelikle onu getiren Milli Istihbarat Teşkilatı için bir hayli sıkıntı yaratır.
Hatırlatalım:
Bozkır, Özel Kuvvetler’de yetişmiş bir yüzbaşı… Türkiye ile Suriye’deki cihatçılar arasındaki silah trafiğinde bizzat rol oynamış bir isim… Erdoğan, onu “DAEŞ’e silah temin ettiği bilinen biri” diye tanıttı. Gerçekten de Bozkır’a IŞİD’e patlayıcı sağladığı iddiasıyla dava açılmıştı. Acaba Bozkır, o sevkiyatları kendi başına mı yapmıştı?
Bozkır’ın adının karıştığı sevkiyatın haberini Cumhuriyet’te vermiştik: 8 Eylül 2015’te Şanlıurfa il sınırlarında, soğan yüklü bir TIR’ın içinde çok miktarda patlayıcı ele geçirilmişti. Erdoğan, dün geceki söyleşisinde Bozkır’ın 2015’te yurtdışına çıktığını söyledi. Tam tarihi ben vereyim: 14 Eylül’ü 15’ine bağlayan gece… Yani TIR yakalandıktan 6 gün sonra…
Acaba o gece kimler onu apar topar Ukrayna uçağına bindirip göndermişti? O kadar MİT’in radarında olan biri nasıl öyle kolay çekip gidebilmişti? Hem o kadar yakın takipteyse nasıl Ukrayna’da Türkiye devleti için silah alım satımına devam edebilmiş, nasıl büyükelçiyle görüşebilmiş, Türkiye’den önemli bir işadamıyla ticaret yapabilmişti?
Cep telefonunda görüntülerini sakladığı balya balya paralar nereden gelmiş, kimlere ne için gönderilmişti? Suriye’ye gönderilen hangi silahların alım anlaşmasını yapmış, onları hangi kanaldan, kimlere göndermişti?
Bozkır, Türkiye’nin son 7-8 yılda saplandığı Suriye batağında dönen kirli dolapların birinci derecede tanığıdır. Dilerim sorguda başına bir iş gelmez de mahkemede bütün bildiklerini açıkça anlatır.
Takipçisi olacağız.