Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi’nin son kamuoyu araştırması, AKP’nin oy oranını Kasım ayına göre 4.3 puan artırdığını ortaya koydu. Buna karşın CHP’nin oy oranı 1.8 puan gerilemiş.
Bu sonuç, iktidar partisinde aylardır süren istikrarlı düşüşün ilk kez geçen ay durduğunu, ittifaktan uzaklaşan seçmenin bir kısmının dönme eğilimine girdiğini gösteriyor. Bunun bir nedeni, Aralık’ta dolardaki tırmanışın kısmen durdurulması ise, bir diğer nedeni, asgari ücrette ve ekonomik desteklerde bazı küçük iyileştirmelerin yapılması… “Hükümet kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyor. Halk bu numarayı yutmaz” diyenler, belki bir kez daha düşünür şimdi…
Geçen ay, iktidarın eriyişinin kendi başına siyasi sonuç yaratmayacağını, Erdoğan’ın kandırma gücü ile yoksullaşan halkın inanma ihtiyacının küçümsenmemesi gerektiğini söylediğimizde CHP sözcülerinden “enseyi karartmayın” cevabını almıştık. Ne yazık ki, enseyi karartmamakla, gerçekçi olmak arasında ciddi bir fark var. Hep söylendiği gibi, iktidardan kopan kararsızların kazanılması için muhalefetin güven vermesi, inandırıcı olması şart. Oysa hala Millet ittifakı’nın kendi içinde bir birliktelik sağlayamadığını, hatta zaman zaman ayrışma eğilimi gösterdiğini görüyoruz. Aday konusunda süregiden belirsizlik, bir türlü ortaklaşa kaleme alınmış bir yol haritasıyla kamuoyunun karşısına çıkıp birlikte bir fotoğraf verememe hali, toplumda tepki yükseldiğinde ona sözcü olmaktansa bastırmaya çalışan bir yaklaşım gösterilmesi, hayal kırıklığı yaratıyor.
Aynı araştırma Kasım’da, “Erdoğan’ın seçimi kaybetme” ihtimalini sorduğunda ilk kez yüzde 50’nin üzerinde insan, “olabilir” demişti. Ocak’ta “Erdoğan kazanır” diyenler yeniden yüzde 50’nin üzerine çıkmış görünüyor. Muhalefet, “Bu iş tamam” havasına erken girdi. Oysa umudu hiç yitirmeden, asıl şimdi en zorlu sürecin başladığını anlatmak, toplumu hazırlamak gerekiyor. Sırada kaybetme riskini gören bir iktidarın tehlikeli tuzakları var. Giden seçmene rüşvetler var; muhalefete yönelik komplolar, provokasyonlar var; sokağa dökülecek milisler, tarikatlar, yandaşlar var; seçim oyunları, sandık hileleri, YSK müdahaleleri var.
Ve ne yazık ki, merkez siyasette, sol ittifakta, barolarda bir türlü ortak bir paydada bir araya gelemeyen bir muhalefet görüntüsü var. Güçlü bir toplumsal seferberlikle sağlam bir demokrasi cephesi kurulamazsa bir baskın seçimde Türkiye’nin işi zor.