Kemikler içerisinde bulunan yüksek orandaki kalsiyum nedeniyle vücudumuzdaki en sert yapılardır. İskelet sisteminin en temel yapısı olan kemikler anne karnında başlayarak yaklaşık 20 yaşına kadar yapım ve onarıma devam etmektedir. Ancak ilerleyen yaşlar ve kalsiyum miktarındaki azalmalar nedeniyle yıkım evresi başlar ve kemik kırılganlaşarak kemik erimesi tablosu ortaya çıkar.
Osteoporoz diğer adıyla kemik erimesi, belirtilerini uzun vadede ve genellikle tesadüfen gösteren bir hastalıktır. Uzun bir sürece sahip olan kemik erimesinde kemiğin içerisindeki süngerimsi yapı zamanla yıkılır ve boşluklar haline gelir. Bu boşluklarda kırılmalar ve çatlamalar meydana gelir ve ilk belirtilerini göstermeye başlar.
Bu kırılmalar aktivite şekline de bağlı olmakla beraber genellikle el ve ayak bileklerinde, kalçada ve omurgadaki kemiklerde meydana gelmektedir. Kadınlarda daha sık görülen kemik erimesinde (gelişim daha erken tamamlandığı için) yaş ilerledikçe görülme sıklığı da artmaktadır.
Kemik Erimesinin Belirti ve Bulguları Nelerdir ?
Kemik erimesi yavaş seyreden ve erken evrede belirtilerini gizleyen bir hastalıktır. Hastalığın belirtileri ilerleyen dönemlerde kırılmalar ve çatlamalar ile veya kemik dansitometrisi ile (kemik yoğunluğunun ölçülmesi işlemi) ortaya çıkmaktadır. Kemik erimesi ilerlediğinde hastalarda şu belirtiler görülebilmektedir;
- Duruş ve hareket bozuklukları. Kemik erimesi yaşayan kişilerde genellikle kamburluk görülür ve giderek artan bir yürüme zorluğu vardır.
- Kemik erimesi olan hastaların kemikleri iyice kırılgan bir hale geldiği için en ufak şiddetteki travmalarda bile kırılmalar ya da çatlamalar yaşanabilmektedir.
- Hastaların omurgalarında kemik erimesine bağlı olarak kırılmalar veya çökmeler oluşmaktadır. Hasar alan bu omurgalarda şiddetli ağrıya neden olmaktadır.
- Yaşın da ilerlemesiyle uzun süreli vakalarda hastaların boylarında kısalmalar meydana gelebilmektedir. Bu kısalmalar uzman doktor görüşlerine göre kemiğin zamanla eğrilmesinden dolayı oluşmaktadır.
Bu belirtiler kemik erimesinin geç dönem belirtisidir. Hastalığın bu dönemine gelen kişilerde geri dönüş çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Bu nedenle kemik erimesi riski taşıyan kişilerin özellikle de menopoza giren kadınların beslenmeye ve egzersizlere dikkat etmeleri gerekmektedir.
Kemik Erimesine Neden Olan Etmenler Nelerdir ?
İskelet sisteminin temeli olan kemikle 20’li yaşlara kadar sürekli gelişmekte ve yapımı sürmektedir. İlerleyen yaş ve çevresel etkenler nedeniyle bu gelişim duraklar ve kemikte yıkılmalar meydana gelmektedir. Kemik erimesinin oluşmasında yaş önemli bir faktör olmasına rağmen ileri vakalarda yaşa eşlik eden bir neden de bulunmaktadır. İşte kemik erimesine neden olan risk faktörleri;
- Yetersiz beslenme sonucu kalsiyum ve d vitamini eksikliği
- Menopoz
- Hareket kısıtlılığı
- Sigara ve alkol alışkanlığı
- Cinsiyet hormonları, büyüme hormonu (FSH) ve tiroid hormonlarında meydana gelen düzensizlikler
- Ailede kemik erimesi öyküsü gibi nedenler kemik erimesine neden olabilmektedir.
Kemik Erimesi Tanısı Nasıl Konulur, Tedavisi Nasıldır ?
Kemik yavaş ve belirtisiz ilerleyen bir hastalık olduğu için tanı da genellikle tesadüfen konulmaktadır. Genellikle ağrı nedeniyle yapılan başvurularda fark edilen kırılmalar ve çatlamalar ile fark edilir.
Kemik erimesinden şüphelenilen hastalarda kesin tanı konulabilmesi için kemik yoğunluğunun ölçülmesi gerekmektedir. Bu teşhisin konulabilmesi için günümüzde en güvenilir kemik yoğunluğu ölçüm aracı olarak DEXA kullanılmaktadır. Bu yöntem ile hastalar az miktarda radyasyona maruz kalarak ağrısız bir şekilde kemik yoğunluğu ölçülür. Bu tarama işleminde en çok bilek ve kalça kemikleri kullanılmaktadır. Özellikle menopoza girmiş kadınların ve 50 yaşın üstündeki erkeklerin düzenli olarak bu taramayı yaptırmaları gerekmektedir.
Kemik erimesi tedavisinde kullanılacak yöntem hastalığın seyrine ve kırılma riskinin olup olmadığına bakılarak seçilir. Tedaviyi planlayacak olan ortopedi doktorları kırık riski taşımayan hastalara yalnızca kalsiyum ve D vitamini takviyesi vermektedir. Kemik kırılması riski yüksek olan hastalarda ise yaygın olarak bifosfonat içerikli ilaçlar kullanılmaktadır.
Östrojen kemiklerin yapımında önemli olan bir hormondur. Bu hormonun taklit edildiği raloksifen içerikli ilaçların kullanımı ve erkeklerde testosteron takviyeleri de kemik erimesi tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır.
Kemik erimesi erken fark edilmezse de ortaya çıkmasından itibaren gerekli önlemler alındığına belirtileri ve ortaya çıkaracağı komplikasyonlar azaltılabilmektedir. Tedavinin şart olduğu bu hastalıkta tedaviyi beslenme düzenindeki değişiklikler ve hareketli yaşam ile desteklemek gerekmektedir. Düzenli olarak kemik yoğunluğunun ölçülmesi de kemik erimesinden korunma da büyük öneme sahiptir