Sevgili dostlar,
İktidardaki “Türk-İslam sentezi”, yerel seçimde büyük darbe yedi. AKP, 25 yıldır elinde tuttuğu büyük kentleri kaybetti; MHP, kendisiyle birlikte iktidardaki ortağını da kaçınılmaz sona sürüklüyor.
Ne beklersiniz?
“Biz neden kaybettik” diye düşünüp bir politika değişikliğine gitmelerini, bugüne kadarki kutuplaştıran nefret dilini değiştirmelerini, İmamoğlu’na İstanbul’u kazandıran “birleştirici lider” rolünü taklit etmelerini değil mi?
Tam tersine…
Salı günkü grup toplantısında MHP Lideri, cansiperane şekilde başkanlık sistemini savundu; her nedense Kılıçdaroğlu’nun suyunun ısındığını söyledi. Sistem değişikliği isteyen CHP’ye, “Bor’un pazarı bitti, sür eşeği Niğde yolu göründü” dedi. Oysa görünen bir yol varsa, o da kendisi ve iktidar ortağı için bataklık yolu…
Erdoğan ise partisinden kopanları kendisini arkadan bıçaklamakla itham ediyor. Sonbahardan itibaren, kendisine oy veren illerde –ki sayısı epey azaldı- alanlara çıkıp eski dostlarının ihanetini anlatacağı söyleniyor. Ne nafile bir çaba…
“Onlara kırgınım” açıklaması, Merkez Bankası Başkanı’nın kovulması, vaat edilen yargıda reform paketinin rafa kaldırılması, kapıya dayanan kabine değişikliğinin “muhalefete taviz olarak görülür” kaygısıyla geri bırakılması, hep yerel seçim sonrası panik ve zaaf alametleri…
Buna karşın muhalefet cephesinde ciddi bir özgüven ve birliktelik havası gözleniyor. Yeni seçilen belediye başkanları, iktidar engeline rağmen sempati yaratan kararlarla göz dolduruyor.
Yerel seçimde sonuç veren ittifakın genişletilerek sürdürülmesi için kimi temaslar yapılıyor.
Bir yılda fiyaskoya dönen Türk tipi Başkanlık sistemi, yarattığı Türk tipi Başkan’la birlikte “Niğde yolu”nda final yapmaya hazırlanıyor.