Trump’ın ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçilik binasının Kudüs’e taşınması ve Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasını öngören kararı onaylaması, Arap basınının en çok dikkat çeken konusuydu. BAE El Haliç gazetesinden Sadık Naşer, bu kararın dünyada radikalizmi körükleyeceğine ve terörizme gerekçe olacağına dikkat çekti.
Arap dünyası geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın ‘Kudüs’ kararıyla sarsıldı. Donald Trump, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçilik binasının Kudüs’e taşınması ve Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasını öngören kararı onayladı.
Bütün dünyanın eleştirilerinin hedefi olan karar, Arap dünyasında tek gündem haline geldi. Körfez ülkeleri haricinde hemen hemen bütün Arap ülkelerinde ABD ve İsrail protesto edilirken, Filistin’de karara karşı “intifada” çağrısı yapıldı.
Arap basınında, Trump’ın bu kararı farklı biçimlerde yorumlandı. Bazı gazete ve yazarlara göre, Trump’ın Kudüs kararı her ne kadar beklenen bir karar olsa da, bu durum Filistin’de daha önce görülmemiş bir ayaklanmaya evrilecek. Mısır El Ahram gazetesi, “ufukta yeni bir intifada görünüyor” değerlendirmesini yaptı.
Arap gazetelerinde konuyla ilgili en fazla dikkat çeken yorumlar arasında, “Amerikan yönetiminin bu hamlesinin Ortadoğu’da ve dünyada radikalizmi besleyeceği” değerlendirmeler oldu. Rai Al Youm yazarı Abdulbari Atwan, “Trump ve Arap müttefiklerinin “IŞİD ve El Kaide” günlerini arayacaklarını belirterek kararın tehlikeli sonuçlarına dikkat çekti.
Trump’ın bu kararı, bütün dünyadan gelen seslere kulak tıkayarak alması ve geri adım atmaması da Arap basınının çok fazla dikkat çektiği noktalardan biri oldu. Al Kuds Al Arabi gazetesi bununla ilgili “Trump dünyaya meydan okuyor” yorumunu yaptı.
YENİ BİR İNTİFADAYA DOĞRU MU?
Mısır’ın en büyük gazetesi El Ahram, Filistinlilerin olan biten karşısında eli kolu bağlı bir şekilde beklemeyeceğini ve ufukta yeni bir intifadanın belirdiğini yazdı:
“Arap Birliği son toplantısında, Amerikan Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınmasıyla ilgili herhangi bir adımın bütün Arap dünyasına bir saldırı niteliğinde olacağı yönündeki açıklaması oldukça netti. Böylesine bir adım istikrarsızlığın ve sorunların hiç eksilmediği Ortadoğu barışını da tehlikeye sokacaktır. Ayrıca, büyükelçilik binasının Kudüs’e taşınması ve Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesi ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Arapların başlıca sorunu olan Filistin davasındaki tarafsızlığıyla ilgili soru işaretleri yaratacaktır.
Böyle bir adımın sadece Araplara yönelik olumsuz sonuçları olmayacağı yönündeki uyarıların da ardı arkası kesilmeyecek. Avrupa Birliği de son olarak Kudüs’ün statüsünün ancak Filistin ve İsraillilerin diyalogunun sonucunda kararlaştırılması gerektiğini açıkladı. Bunun yanı sıra Filistinlilerin böyle bir durum karşısında eli kolu bağlı bir şekilde durmamaları da oldukça doğaldır. İşgal edilmiş topraklarda olayların daha önce görülmemiş bir biçimde patlayacağına dair uyarılar var. Kısacası ufukta yeni bir intifada beliriyor. Bu intifadanın ağır sonuçlarını ödeyen taraflardan biri de İsrail halkı olacaktır.”