Müstakil adlı gazetenin genel yayın yönetmeni olan Hakan Albayrak’ın 16 Şubat 2016 tarihinde kaleme aldığı ‘Bir Kürt kardeşime açık mektup’ adlı yazısına cevaptır.. Dilerseniz önce Hakan’ın yazdığı yazıyı okuyun: http://mustakilgazete.com/bir-kurt-kardesime-acik-mektup/
El cevap..
Aleyküm selam.. Kardeşim demek isterim ama demeyeceğim.. Daha önce sana abi diyordum ama şimdi belleğimde ve dünyamda nötr olduğundan Hakan diyeceğim; elektrik alamıyorum yani.. Kardeş falan da değiliz ayrıca! Kardeşlik edebiyatın için sana ayrıca uzun bir yazı kaleme alırım istersen.. Din kardeşliği adı altında hala sömürgecilerin, Sünni saltanat ideolojisinin edebiyatını yapıyorsun..
Konuya girelim.. Elhamdülillah Müslüman’ım.. Hem de Anti-Kapitalist ve Anti-Faşist bir Müslümanım.. Evet İslami hareketlerde geçirdim gençliğimin ilk yıllarını. İslam düşmanı olanlarla fikirsel anlamda her yerde mücadele ettim. Seninle en son yollarımız Mavi Marmara’da kesişmiş çok sevdiğin devletinin Roboski’de yaptığı katliamdan sonra sen dâhil siyasal İslamcı herkesle bağımı koparmıştım. İyi de yapmışım!
Zira sonrasında mahalle duvarlarını yıkıp 2012’deki 1 Mayıs yürüyüşümüzde en önde yer aldım. Taksim’e (Kızıl Meydan) a ‘Selamün Aleyküm’ yoldaşlar diyerek girdim. Onlarda ‘ve aleyküm selam’ deyip bizleri bağrına basmışlardı.
Çocukluğum ve gençliğimin ilk yılları Bosna, Çeçenistan ve Filistin mücadelesini anlamak ve sizi okumakla, hatta sizin peşinizden gitmekle geçti. Ama orada dur! Ben uzun zaman önceydi ve yıllar önce sizin peşinizden gelmeyi bıraktım!
Seyid Rızaların, Bedreddinlerin, Şeyh Saidlerin izinden yürüyorum artık.. Kendince bunları sahiplenmişsin ama yemezler ‘abicim’.. Yıllarca sizin Kemalizm edebiyatınızı dinleyerek, laikliğe karşı düşmanlığınızı dinleyerek ve yine at gözlükleriyle dünyaya bakarak yaşadık! Kemalizme hala karşıyım, kapitalizme ve ulus devletlere karşı olduğum gibi.. Yazık ettiniz gençliğimize yazık.. Düşüncelerinizle beynimize tecavüz ettiniz..
Kim neyin özgürlük alanını genişletmiş? Ana dilde eğitim hakkımı var? Eşit yurttaşlık mı var? Eşcinsellere hak mı var? Vicdan ret mi var? Hangi özgürlükten bahsediyorsun sen? Özgürlükten anladığın başörtüsü ile resmi kurumlara girmek mi? Özgürlükten anladığın Cem Evleri’ni ibadethaneden saymamak mı? Özgürlükten ne anlıyorsun Allah aşkına?
Kürdistan’da yıllardır yürütülen özel savaşın yol açtığı toplum kırım / soykırım ve imha politikalarına isyan eden, isyan ederken de bir yandan kardeşliğin eşitlikten ve adaletten geçtiğini savunan insanları ne zaman anlamak istedin ki?
Kim devlet kurmak istiyor? Kapitalist ulus devletlerin yol açtığı felaketler ortadayken ve yaşanılan / yaşatılan tecrübeler ortadayken kim devlet kurmak istiyor? Yıllardır bu edebiyat üzerinden yani ‘Kürtler bölücü’ edebiyatı üzerinden geliştirdiğiniz başka ne var? Ortaya koyduğun tüm argümanların hikâye!
Altını çizerek belirtmek isterim ki tanıdığım, okuduğum ve bildiğim senin kafanda ‘terörist’ olan insanların zihninde ve arasında ulus devlet ‘manyaklığını’ savunan hiç kimse yok! Varsa da ben şahid olmadım Allah var..
Devlet kurma fikirlerinden onlarca yıl önce vazgeçtiklerini sen duymadıysan ya da duymazlıktan geliyorsan sözde eleştirdiğin yapıları bilmeden eleştirmeyi nasıl açıklayacaksın? Yıllardır yazıyorsun, kitapların var, hiç mi okumadın?
Bu bağlamda yıllar önce vazgeçilmiş ve ateşkes süreçleri geliştirmiş bir hareket Türkiye içerisinde demokratik siyasetle eşit yurttaşlık temelinde bir politika izliyor.. Sanırım HDP’den de haberin yok!
Barış barış diyerek katledilen insanlardan da haberin yoktur sanırım? Barış derken ne kastediliyor sanırım ondan da haberin yok! Ben Kürdüm ama ırkçı biri değilim.. Ne kadar dürüst olduğumu bilmen gerekiyor! Bütün bir halkın iradesini hiçe sayarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bu kafayla neye hizmet ediyorsunuz?
‘Kürdler devlet kurmuyor’ sömürgecilerine kafa tutuyor ve onların iddia ettiği kardeşlik edebiyatından uyanıp, ‘kardeşsek hakkımızı verin’ diyorlar.. ‘Kardeşlik ancak ve ancak eşitlikle mümkündür’ diyorlar..
Neyse konumuz bu değilmiş.. Senin ağzındaki baklayı çıkardığın paragrafa gelelim..
Demişsin ki, “Konu “Kürtlerin de bir devleti”nin olup olmaması değil, soykırımcılığa varan ırkçılıklarını ve İslam’a duydukları kini faş etmiş olan PKK/PYD’nin mutasavver devletinin Kürtler için arzu edilir bir şey olup olmadığıdır.”
Tanıdığım hiçbir Kürd ırkçı değil ve İslam’a kin ve nefret duymuyorlar.. Rojava’da yapılan devrimi anlayabilecek kapasiten olmadığı için oraya girmiyorum bile..
Demişsin ki, “PKK’nın Rojava’da PYD vasıtasıyla kurduğu rejim Arapların, Türkmenlerin ve Kürt olmayan diğer toplulukların varlığını tehdit ederken, düpedüz etnik temizlik yani soykırım faaliyetlerinde bulunurken, mütedeyyin Müslümanlara düşmanlıkta PYD lideri Salih Müslim’in öz ağabeyine bile Rojava’da hayat hakkı tanımayacak kadar ileri giderken, silahla-milahla alâkası olmayan yüzlerce Müslüman Kürt’ü fikirlerinden ötürü zindanlara tıkarken, camilerde tesettür ve cihaddan bahsedilmesini yasaklarken, herhalde Kürt olmadıkları için Ashab-ı Kiram’ın da vaaz ve hutbelerde anılmasını engellerken, “Kürt kadınının özgürleşmesi” adı altında Kemalizm’in “Muasır Türk kadını” tezgâhını kopya ederken, bütün hal ve tavırlarıyla ‘Biz Kürt halkının kâfir olması, hem de azılı kâfir olması için savaşıyoruz’ diye bas bas bağırırken, PKK da Türkiye tarafında Kemalist diktatörlüğün din hizmetleri tezgâhından zerre kadar farkı olmayan “yurtsever imamlar” gibi tezgâhlarla asla gizleyemeyeceği dinsiz-imansız Kürtlük projesini gerçekleştirmek için canla başla çalışırken, “Elhamdülillah Müslüman’ım” diyen bir Kürt, onların kuracağı bir devleti nasıl arzu edebilir?”
Bir tane etnik temizlik göster Salih Müslim’in karşısına ilk dikilecek kişi ben olacağım! Şahsen tanışmıyorum ama gider bulur tanışır sorarım hesabını! Haydi, hodri meydan, bir tane kanıt göster yeter!
Rojava’nın Toplumsal Sözleşmesi‘ni okumadın ve orada yapılmak istenilen şey de senin sözde ‘İslam’ olan bağnaz düşüncelerine uymadığından nasıl da kin kusmuşsun öyle! Yazık!
PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in Kuveyt’te yaşayan ilahiyatçı ağabeyi Mustafa Müslim’den mi söz ediyorsun? Ha tabi o senin kafanda biri! Bak senin söylediğin şeyi söylemiş, “PYD’ye yönelik suçlamalarda bulunmuş, “PYD’nin güçlü olmasının sebebi ellerinde silah olmasıdır. Kendilerine muhalif olanları tutukluyor ve karşılarına farklı bir görüşle çıkılmasını da istemiyorlar” demiş..
Rojava’da herkese ekmek, iş, aş var.. Mustafa niye kaçmış? Camiye gidemediği için mi? Yoksa eşinin başörtüsünü özgürce savunamadığı için mi? Alakası yok! Toplumda fitne ve fesat çıkarmadan herkes özgürce yaşayabilir. Eşitlik temelinde geliştirdikleri bir ekolojik toplum modelinde herkes kardeşçe yaşamanın yollarını arıyor. Mustafa senin gibi tek tipçi zihniyette olduğundan kaçmıştır! İnsanları ötekileştirdiği için kaçmıştır! Yoksa niye kaçsın? İşiniz gücünüz çamur atıp durmak.. Mustafa bir sen iki öbürü üç..
Allah’ın dinini, namaza ve başörtüsüne indirgediğiniz için, Sünni-saltanat ideolojisi bataklığında fikirsel kabızlık çektiğiniz için olan biteni anlamıyorsunuz. Aç biraz Bookchin oku.. İslam ile Anarşizmin benzerlikleri üzerine biraz kafa yor.. İstersen sana bir kitap listesi yaparım.. İşin gücün ezberlediğin cümleleri yıllardır arka arkaya sıralamak, yıllardır aynısın, zerre ilerleme görmedim.. ‘Anarşist Komünist İmamlar’a kurban ol sen.. Bir tanesinin tırnağını değişmem hiçbir şeye.. Rojava toplumsal sözleşmesini, Medine komününde de hayata geçirilen sözleşmeye benzetmiyorlar mı, beni benden alıyor bu ‘yurtsever imam’lar..
Bak bu hayat böyle gitmez Hakan, aç biraz oku.. Emevi müfredatı sizi insanlıktan uzaklaştırmış! Gerçekten acıyorum size..
Sizin Kürdleri Kürdlere karşı kırdırma planlarınızın farkındayız! Devşirme ve algı operasyonunda çok iyisin mübarek! Ama yemezler!
Başur (Kuzey Irak) bölgesindeki yönetim de bir gün demokratikleşecek haberin olsun! Öyle kendi hesabına çalışıp kardeşlerini aç, yoksul ve perişan bırakan bir yönetim olamaz.. Orda da sizin gibi ‘abdestli kapitalist’ kafa çok olduğundan iyi anlaşıyor ve yazında bolca referans gösteriyorsun..
Yazdığın yazıda çetelere devrimci demişsin.. Kim devrimci? ‘Ahrar-ı Şam, Ceyş-ı İslam, Cebhet-i Şamiye’ falan mı? Çok komiksin Hakan ya.. İnan çok güldüm şimdi sana.. Devrim, devrimci bilmesek hani belki olacakta, yuh artık! Erbil ve Süleymaniye’deki Kürdleri överken, Rojava’dakileri yerip, Türkiye’deki Kürdleri Rojava’daki akrabalarının üzerine salma noktasında yazdığın bu yazı kadar iğrenç bir yazı okumadım hayatımda.. Sana cevap vermeyecektim ama söz konusu Kürd, Türk, Arap, Ermeni ve Süryani kardeşlerim olunca bu bağnaz fikirlerinizi deşifre etmek sorumluluğunu edindim kendimce..
Daha düne kadar Suriye’yle problemimiz yok, biz AB ülkeleri gibi savaşmadık falan deyip, sınırlar kalktığında sevinçten göbek atıyordun. 2009 yılında Şam’da, parlamento binası önünde hatırlıyor musun, Esad ve Davutoğlu el ele dışarı poz verirken, dışarıdakilerde ‘Türkiye-Suriye belde vahide’ sloganları atıyordu.. Sen de oradaydın ben de oradaydım Hakan.. Yıllar geçti.. Şimdi ben doğrudan demokrasiyi, anarşizmi ve çoğulculuğu savunuyorum sen hala aynı yerde sayıklıyorsun.. Kardeş dediğiniz Esad’a yapmadığınız zulüm kalmadı.. Sınırları kaldırmıştınız ya hani, çeteler geçsin diye mi kaldırdınız ne yaptınız?
Rojava’da ve Suriye’de hiçbir camide ve tapınakta gerek Kürdlerin gerek Nusayrilerin kontrolünde olan hiçbir yerde sizin kan emici azgın fetvalarınıza benzer uygulama olmamıştır! Siz camilerden anonslar geçtiniz.. ‘Kürdlerin, Arapların kanı, canı, kadınları ve malları helaldir’ diyen azgın barbarları savunup üstüne birde burada asimile edilen gençleri farkında olmadıkları ve bilmedikleri bir sahaya sözde ‘cihad’ nidalarıyla göndermenin vebali çok büyüktür Hakan!! Mahşerde Allah’a nasıl hesap vereceksiniz?
Muslim’in abisi niye Kuveyt’te? Sen niye Ankara’dasın? Hani Şam’da Cuma namazı kılıyodunuz ya? Gerçi sen 2009’da kılmıştın sanırım Emevi Camii’nde..
Türkün Kürde, Kürdün Aceme, Acemin Araba, Arabın İngilize üstünlüğü yoktur Hakan! Üstünlük takvadadır.. Takva’da dürüstlük demektir.. Zerre kadar dürüst değilsiniz. Yazık size inanan ve peşinizden gelen Müslümanlara..
Biz sizden beriyiz elhamdülillah.. Siz egemen Kabilci anlayışa mensup bir şirk dininin sürdürücülerisiniz. ‘Bak kardeşim’ diyerek yazıya başlamışsın ya! Yemezler böyle ikiyüzlülüğü! Biz Kobani’ye ağaç dikmeye giderken sizin gibi kafalar tarafından katledildik.. Biz Habilin siz Kabilin çocuklarısınız, bu kadar nettir olan biten! Biz Gezi’de ve Artvin’de ağaçları savunurken yine sizin savunduğunuz iktidarlar katletti çocukları! 14 yıldır bu ülkede olan biten her şeyi sözde ‘özeleştiri’ vererek işin için sıyrılamazsınız Hakan! Hadi bu dünyada sıyrıldın ya Allah’ın huzuruna hangi yüzle çıkacaksın? ‘Namaz kılalım inşa’Allah’ diyen dillerin nasıl hesap verecek mahşerde? Zerre kadar iman varsa kalbinde seni tövbeye çağırıyorum! Bu gidiş gidiş değil.. Öyle AKP’ye karşı özeleştiri verdik falan yemezler.. İyi polis kötü polis oyunlarıyla cihadçılık yapıyorsunuz! Yemezler Hakan!! Öldürülen, yerinden yurdundan sürdürülen, tecavüze uğrayan, organları çalınan, çarşıda satılan, pavyonlarda satılan, kadınların çocukların hesabını veremezsiniz! Altında kaldığınız kocaman bir utanç dosyası dururken, kalkmış hala utanmadan Kürdlere karşı Kürdleri sözde cihada davet ederek İslam’ı savunduğunuzu sanıyorsunuz! Böyle İslam’mı olur? Ne İslam’ından söz ediyorsun sen?
Bu bedir direnişidir sen anlamazsın bunu, bu iyi ve kötünü savaşıdır sen anlamazsın bunu! Bu sınıf savaşımızdır ta Habil ve Kabil’den bu yana süren sen anlamazsın Hakan!! Hani bize çocuk muamelesi yapıp eziyordunuz ya, siz anlamazsınız bilmezsiniz, diye.. Anlamadığımız konular demek bunlarmış.. ‘MİT’in eş başkanı gibi’ takıldığın günleri de biliyoruz senin.. Bedir’de hani baba-oğul ve kardeş-kardeşe karşıydı ya hani, bak bugün de öyle.. Senin dinin sana benim dinim bana, Hakan!
Son olarak, demişsin ki mektubunda, “Kelime-i Şehadet getirmişsin, Kur’an’a iman etmişsin, Ümmet-i Muhammed’e mensubiyetini bildirmişsin, elhamdülillah Müslüman’sın işte, ben sana daha ne diyeyim? Gel kardeşlik bağımızı ve zulme karşı yoldaşlığımızı ihya edelim vesselam.”
Ben İslam’ım Hakan.. Ben bir Müslüman’ım ve öyle kalacağım. Müslüman yani İslam’a yani Allah’a ve yoluna teslim olan biri olarak anti-kapitalist, anti-faşist, anti-emperyalist, anti-endüstriyalist’im doğal olarak. Kendisine Müslümanım deyip; Ebu Cehil, Ebu Süfyan, Yezid, Muaviye, Ebu Leheb, Velid bin Muğire (günümüzdeki karşılığı, bilgiyi, serveti v iktidarı tekelleştiren tüm kurum, yapı ve kişilikler) gibi yaşayanlardan beriyim!
Ben yüzümü şirk dünyasından, kapitalist tüketim toplumundan ve bu toplumun kutsallaştırdığı devletlerden çevirdim, yüzümü; yerin göğün ve ikisi arasındakilerin sahibi Allah’a döndüm.. Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir, O’nun ortağı yoktur, mülk O’nundur, hamd O’na aittir. O, her şeye kâdirdir. Biz, din adamı, muhafazakar, kahin, ruhban, büyücü değiliz ve asla da olmadık.. Tarih sahnesinde İbrahim, Musa, İsa, Muhammed, Ali, Hüseyn, Zekeriya, Mansur, Virani, Bedreddin, Zerdüşt, Budha, Mazdek olduk.. Dolayısıyla bu sorumluluğun yani nefesin farkında olarak Hakk yolunun yolcusuyum.
Ve kendimi bu dünyada İslam yolunun bir neferi olarak görüyorum ve son nefesime kadar da böyle hissedeceğim. Çünkü İslam benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adıdır. Çünkü İslam benim için, dünyada yaşayan tüm canlılar için daha iyi bir yaşam umudunun diğer adıdır. Çünkü İslam benim için, onurlu ve hür bir hayat uğrunda yaşamaya değer olan her şeyin adıdır.. Keşke her Kürd bu bilinçte olsa da sizin aptalca fikirlerinizi boşa çıkarsa!
İslam’ı ve hakikati rezil çetelere indirgeyecek kadar küçülmüşsün.. Çok yazık olmuş sana.. Biz sırtımızı gerçekten Allah’a yasladık.. Öyle gazetelerimiz, paramız pulumuz da yok Hakan!! Ben hala Mülksüzüm, dervişim ve devrimciyim elhamdülillah.. Ya sen? Bir aynaya baksana sen?