Birleşmiş Milletler’in ‘en iyi senaryo’ olarak tarif ettiği 2 derecelik artış bile son derece ciddi sonuçlar doğuracak…
Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nin (COP21) kapanış taslağı kabul edildi. Metinde, küresel ortalama sıcaklık artışının 1,5 ile 2 derece arasında sınırlandırılması, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hazırlıklı olunması ve sera gazları emisyonunu azaltan çevreci ve sürdürülebilir ekonomilerin desteklenmesi gibi maddeler öne çıkıyor. Ancak dünya liderlerinin anlaşma sağladığı 2 derecenin bile insan yaşamı açısından çok ciddi sonuçları bulunuyor.
İklim Zirvesi’nin sonuçları hakkında uzman görüşleri ise şu şekilde:
Mahir Ilgaz
Hibeler ve Araştırmalar Koordinatörü – 350.org
“Paris’te tüm dünya çok açık bir mesaj gönderdi. Dünya artık kömür başta olmak üzere fosil yakıtları terk etme yoluna girdi. 12 Aralık 2015 fosil yakıtlar için sonun başlangıcı. Paris’te 200e yakın ülkenin devlet liderleri, sivil toplum temsilcileri ve iş dünyası kömüre artık hiçbir şekilde yer olmadığını net bir biçimde ortaya koydular. Türkiye’nin de artık Paris’te kabul ettiği anlaşmaya sadık kalarak iklim değişikliği ile mücadele konusunda samimiyetini göstermesi gerekiyor. Var olan kömüre dayalı enerji planlarını değiştirerek ve yurttaşlarına sürdürülebilir karbondan arındırılmış bir gelecek sunacak adımları atması gerekiyor.
Bu zirve küresel anlamda ilk görüşme olması nedeniyle farklı bir önem taşıyordu. Buradan çıkan kararlar dünyayı kurtarmadı ama dünyayı kurtarma şansını kurtardı. Bunun yanı sıra Turkiye’nin bunu TBMM’den bu haliyle geçiremeyiz açıklaması çok kötü ve bu durum Türkiye’yi bu konuda yalnızlaştırır. 1,5 derecelik ısınma kabul edilemez birşey.”
Ethemcan Turhan
Araştırmacı, İstanbul Politikalar Merkezi
“2 hafta boyunca Paris’te özellikle bilim insanları iklim değişikliği için geri dönülmez bir yola girdiğimizi çok net bir biçimde ifade ettiler. 2020 yılına kadar emisyonlarımızı dizginlemeliyiz. Anlaşma metni beklediğimiz ve talep ettiğimiz kadar güçlü olmasa da Dünya liderleri de artık fosil yakıtlara, kömüre bağlı ekonominin sürdürülemez olduğunu kabul ediyorlar. Türkiye de bilimin ortaya koyduğu gerçekleri görmezden gelmeyi bırakmalı. Kömürsüz bir geleceğe doğru yelken açacak enerji politikaları geliştirerek, sera gazı emisyonlarını talip olduğu 2020 İklim Zirvesinden önce dizginleyip düşürmeye başlamalı.”
Cem Gündoğan
Aktivist, Ekoloji Kollektifi
“Doğruyu söylemek gerekirse Paris’ten çıkan metin yeterince güçlü değil. Ancak, tüm Dünya’nın iklim değişikliği konusunda daha agresif adımlar atılması gerektiği konusunda hem fikir olmasını önemsiyoruz. İklimi 1.5C de sınırlandırmanın hedefler arasına girmesi ve uzun vadede fosil yakıtların terk edilmesini gerektiğine dair net bir mesaj verilmiş olması da bir o kadar önemli. Yine de bu yetmez, 12 Aralık’ta iklim adaleti hareketinin üyeleri Paris’te yurttaşların kırmızı çizgilerini net bir biçimde ortaya koydu.
Dünya’nın her köşesine halklar fosil uygarlığını bitirmek için mücadele veriyor. Türkiye’deki iklim adaleti ve ekoloji hareketleri olarak bizler de en kirli yakıt olan kömür santralleri ile mücadeleye devam edeceğiz. İklim sadece politik liderlerin değil halkların meselesi. İklim adaleti herkes için lazım.”
Çevre ve Ekonomi Uzmanları:
Michael Brune,
Genel Direktör, Sierra Club
Paris Anlaşması, Dünya Liderlerinin, hep beraber ,kirli fosil yakıtlarından, temiz enerji ekonomisine dönüşümü sağlamak için harekete geçmemiz gerektiği gerçekliliğini kabul ettikleri anlamına geliyor. Bu kirli kömür sektörü için çok kötü bir haber. Son yıllardaki tüm sinyaller kömürün zaten geleceği olmadığını bize gösteriyordu: pazar değerleri düşüyor, yurttaşlar kendi sağlıklarını ve iklimlerini korumak için kömüre karşı mücadele veriyor ve hükümetler de emisyonlarını düşürmeye çalışıyor. Paris’te vardığımız anlaşma kömürün miladının dolduğuna ve artık temiz enerjinin zamanı olduğuna dair çok net ve kararlı bir sinyal veriyor.”
Michael Jacobs,
İngiltere Başbakanı Gordon Brown’un eski danışmanı, Yeni İklim Ekonomisi Projesi Kıdemli Uzmanı
“Bu tarihi bir an. Dünya liderleri sonunda bilimin uzun süredir söylediklerini sonunda anladılar. İklimimizi korumak için şimdi harekete geçmeliyiz. Bugün liderler harekete geçme taahhüdünü beraber verdiler. Tarihçiler bu günü milat olarak yazacaklar: Dünyanın fosil yakıtlardan kararlılıkla vazgeçmeye başladığı ve temiz güvenli enerji sistemlerine yüzünü döndüğü gün olarak anacaklar. Bugün fosil yakıt çağının bitişinin etkin sinyali verildi. Bu büyük bir başarı. Ama asıl mesele şimdi başlıyor. Bu taahhütler politikalara, politikalar da yatırımlara dönmeli. 24 saatliğine kutlama yapabilirler, ama şimdi artık harekete geçme zamanı”
Jennifer Morgan,
World Resource Institute (Dünya Kaynaklar Enstitüsü):
“Bu anlaşma iklim değişikliğini mücadele için gerçek bir dönüm noktası. Metin hem mücadele için gerekli olan yüksek iddiayı ortaya koyuyor hem de iklim değişikliğinden en çok zarar görenlerin seslerini içeriyor. Halihazırda var olan enerji dönüşümünü hızlandırıyor ve daha güvenli ve güçlü bir geleceğe işaret veriyor.”
Monica Araya,
Climate Vulnerable Expert Grup (iklime karşı savunmasız olanlar Uzmanlar Grubu) üyesi:
“Bu anlaşma, iklim değişikliği ile mücadele için herkesten, hem kalkınmış hem de kalkınmakta olan ülkelerden güzel örnekleri göreceğimiz yeni bir çağı işaret ediyor. Çünkü iklim değişikliği ile mücadele hepimizin çıkarına. Artık kimin mücadele ettiğini, kimin mücadele etmediğini tartışmıyoruz. Dünyanın hep beraber ne kadar güçlü bir şekilde mücadele edeceğini tartışıyoruz.”
Anthony Hobley,
The Carbon Tracker Initiative (Karbon Takip Girişimi):
“1.5 derecelik Karbon Bütçesi fosil yakıt çağının gerçekten bittiğini gösteriyor. Hata yapma şansımız yok. Fosil yakıt şirketleri bu gerçeği kabul edip, artık hızlıca bir şekilde iş planlarını gözden geçirmeliler. Yeni enerji teknolojileri son yıllarda çok ucuzladı. Paris’te yaratılan momentum yenilebilir enerjiye dönüşün giderek daha hızlı bir biçimde artacağını gösteriyor. Finansal pazarların temiz enerjiye dönüşümü kaynak sağlamak için harekete geçmesi gerekiyor.”
Christoph Bals,
Germanwatch Politik Direktörü:
“Almanya’da yaşadığımız deneyim, yenilebilir enerjiye geçişin hızlı bir biçimde ekonomik fayda getireceğini bizlere gösterdi. Paris’ten gelen ekonomileri karbonsuzlaştırma sinyali bu durumu daha da güçlendirecek. Ancak Almanya’nın bile halen alacağı çok yol var. Angelina Merkel, kömürü gelecek 20 yılda terk edecek planı açıklamalı. Paris çıktıları gelişmekte olan ülkelerin gelecek sene tekrar bir araya gelip 2020 hedeflerine ulaşmaları için gerçekçi bir plan ortaya koymalarını gerektiriyor. Bu kömürü terk etmeden olmaz.”
Dini Lider:
Muhtari Aminu-Kano,
Uluslararası yardım kuruluşu olan Islamic Relief Wordwide’ın Kidemli Politika Danışmanı
“Dünyanın en yoksul ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, bu anlaşmanın pozitif değişim için temel oluşturduğu konusunda umutlu olmalılar. Ağustos’ta İstanbul’da, Müslüman liderler, Kutsal Kuran’ın bize öğrettikleri doğrultusunda, barış ve refah için gerekli olan düşük karbonlu gelecek hakkında vizyonlarını ortaya koydular: COP21 bu ortaya konulan vizyon için gerekli olan güçlü sinyalleri verirken, son iki haftada ve son bir yılda farklı kesimlerden duyduğumuz talepler ve duyurularda da artık bu vizyonun gerçekleşebileceğine dair umutlarımızı arttırıyor. Ama halen yapacak çok şey var: Müslüman Toplum, diğer dinlerle dayanışma içinde, Paris’tekileri cesaretlendirmeli ve Dünya için sorumluluk almalı”
Sağlık Uzmanları
Dr. Xavier Deau,
Dünya Tabipler Birliği Eski Başkanı
“Biz doktorların, toplum sağlığını korumak konusunda etik bir görevi var. Aynı görev, Fransa’daki politikacıların da görevi. Paris’i güçlü bir kamu sağlığı anlaşması ile terk ediyoruz. Anlaşmada kamu sağlığını korumaya dair önemli referanslar olmasından dolayı cesaretlendik. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca doktorun gözü Paris’teydi, şimdi hep beraber hükümetleri kamu sağlığını korumak konusunda harekete geçirecek çağrıları yapmaya başlayacağız.”
Dr. Diarmid Campbell-Lendrum,
Dünya Sağlık Örgütü İklim Değişikliği Bölümü Lideri:
“Atmosfere saldığımız her karbon dünyanın sıcaklığını ve sağlık risklerini arttırıyor. İklim değişikliğini dizginlemek için atacağımız her adım aynı zamanda suyumuzun ve havamızın temizlenmesini sağlayacak, hayatlar kurtaracak. Tıbbi bir analoji yaparsak şöyle yorumlayabiliriz. İklim değişikliğini tedavi edecek yöntemlerimiz hali hazırda var ama tedaviye başlamak için geç kaldık.Paris anlaşması ilerlememizi sağlayacak, ki bu da iklimimizi ve sağlığımızı korumak için gerekli olan kritik adım.”
Dr. Bettina Menne,
WHO Avrupa İklim Sorumlusu,
“Doktorlar ve diğer sağlık profesyonelleri olarak, ailelerimizin ve toplumun sağlığını korumak bizim görevimiz. Paris Anlaşması kamu sağlığını iklim değişikliğinin etkilerinden korumak için bizi bir adım daha ileriye götürüyor. İklim değişikliğinin sebep olduğu bu sorunlar çağımızın en önemli sağlık problem. Bugün, Fransa’dan toplumsal direncimizi yükselten, sağlık sistemlerimizi güçlendiren ve eşitsizliklerle mücadeleye yardım eden bir anlaşma ile ayrılıyoruz.”
İş Dünyası Temsilcileri:
Nigel Topping,
We Mean Business (WMB) Girişimi
(Dünyanın dört bir yanından özel sektör liderleri ve CEO’ların iklim değişikliği ile mücadele için kurduğu girişim.)
“Bu dikkat çekici bir diplomatik anlaşma ve tarihi bir ekonomik katalizör. Dünya liderleri, iş dünyasına ve yatırımcılara, temiz küresel ekonomiye geçiş konusundaki dönüşümü hızlandırmaları için net ve kararlı bir mesaj gönderdi. Net sıfır emisyon için yapılan Paris Anlaşması, şimdiye kadar temiz enerji ve refah için yapılan milyarlarca dolarlık yatırımı trilyon dolarlara çevirecek. İş dünyası, yatırımcılar, şehirler, devletler, bölgeler ve sivil toplumu kapsayan bu diplomatik süreç güçlü bir ittifak oluşturdu ve müzakereleri daha iddialı hale getirdi. İş dünyası ve yatırımcılar oynadıkları önemli rolü devam ettirmeye ve bu anlaşmayı gerçekleştirmeye kararlılar.
Rob Bernard,
Microsoft, Baş İklim Stratejisti:
Microsoft özel sektörden ve kamudan, Paris’te bir Anlaşma çıkması konusundaki ısrarları destekliyor. Uzun vadede emisyonların azaltan ve sıfır emisyona ulaşan bir çerçevedeki anlaşma, ikilm değişikliği ile mücadele için çok kritik. Bu Anlaşma aynı zamanda, Dünya’nın dört bir yanında, düşük karbonlu yatırımları hızlandırmak için gerekli olan net yaklaşımı sağlayacak ve gerçek bir düşük karbonlu ekonomi yaratma sürecini teşvik edecek.”